29 Şubat 2012

Diyetteyseniz Happy Moon's'un Izgara Mezgiti Tam Size Göre

Artur'dan arkadaşım İlkay, Bakırköy'de oturuyor. Bana telefon açtı ve Bostancı'da olacağını söyledi. İşi gücü halledip buluştuk. Hava yağmurlu, buz gibi.. Yürüye yürüye Şaşkınbakkal Marks&Spencer'a  kadar geldik. Daha yürüyecek takat kalmayınca, Derimod'un sokağındaki Happy Moon's'a girdik hemen caddede. İki hafta önce de liseden kızlarla buluşup gitmiştik. Ambiyans süper, fiyatlar cadde olmasına rağmen uçuk-kaçık değil. Lezzet süper yine Moda Kırıntı'da olduğu gibi jetgil hızıyla çevrenizde dönen sağlam servis elemanları var. Kısacası bahşişi 10 kez hak ediyorlar. Eee ikimiz de rejimdeydiz. Ne yiyeceğiz diye mönüye bakarken, diet yemekler kısmında  145 kalorilik mezgit ızgarayı gördük. İkimiz de aynısından sipariş verdik. Sonuç ise mükemmel. Lezzetli, doyurucu, sağlıklı ne diyeyim muhteşemdi. Salata, mor soğan, limon, domates ve mezgit... Saat 15.00'e kadar da yüzde 20 indirimliymiş. Yedik, içtik doğru dürüst bir hesap ödemeden kalktık. Diyette olanlara şiddetle tavsiye ediyorum. Mezgit ızgaraları cidden 10 puanı hak ediyor.

28 Şubat 2012

Moda Kırıntı Artık Bir Klasik...


Dalida ile birlikte geçtiğimiz Pazar günü Kadıköy'deki Living Room'a gittik. Hafta sonu eklerinde lale devrini yaşarken başlayan dostluğumuz, yıllar geçmesine rağmen hâlâ sıcacık. Uzun yıllardır tiyatro ile ilgilenen ekürimiz Başak Keser, bu kez de 'Masanın Altında' adlı oyunuyla bizi büyüledi. Sıcacık bir öykü, dinamik bir ekip... İki saatin nasıl geçtiğini inanın anlayamadık. Oyunu izlemeye gelen tiyatro eleştirmeninin yorumunu bilemeyeceğim ama ben bu ekibi, daha büyük bir sahnede görmeyi yürekten arzu ediyorum. Herkesin emeğine sağlık. Oyunun ardından kurtlar gibi acıkmış bir şekilde Moda Kırıntı'ya gittik. Dalida, ananaslı burger, ben de beef burger yedim. İkisi de her zaman olduğu gibi çılgın lezzetliydi. Porsiyonlar büyük, fiyatlar uygun, servis hızlı, yemekler lezzetli, herkes güler yüzlü. Bir müşteri, herhangi bir restorandan daha ne bekleyebilir ki? Kaliteli çizgisini yıllardır bozmayan Moda Kırıntı, Anadolu yakasında oturan herkesin bildiği klasikleşmiş mekanlar listesinde, kafadan ilk 10'a girer. Sosis spesiyalleri, burgerleri, makarnaları hastalık derecesinde güzel ve lezzetli. Tereddütsüz tavsiye ediyorum.. Gidin ve çılgınca yiyinnnnnn:)

27 Şubat 2012

Kim Demiş Erkekler Elmalı Turta Yapamaz Diye...

Valla çevremdeki erkeklerin hepsi de oldukça marifetli. Ofis arkadaşımız Kaan'ın ardından Volkan da mutfaktaki marifetleriyle bizi şaşırttı. Carte D'or'un Elmalı Turtası'nı masamda görünce, "Dr Oetker'in paketleriyle çok güzel köstebek pasta ve profiterol yapıyorum. Elmalı turta nasıl olur acaba?" diye soran Volkan'a turta paketini anında hediye ettim.


Ertesi gün yaptığı turtanın resimleriyle gelen Volkan, mutfakta ne kadar başarılı olduğunu ispatlamış oldu. Keşke bir iki dilim de turta getirseydin be arkadaşım... Bir dahaki sefere sebepleniriz artık...

26 Şubat 2012

Giovanni Terraciano Farkını Keşfedin



World Travel Awards tarafından 2011 yılında 'Avrupa’nın En İyi İş Oteli' seçilen Mövenpick Hotel Istanbul’a Executive Chef / Başaşçı olarak Giovanni Terracciano atandı. Morgan Freeman, Meg Ryan, Arnold Schwarzenegger, Sir Elton John, Tibet Prensesi Yabshi Pan Rinzinwangmo, Ferzan Özpetek, Jackien Chan, Kevin Costner, Al Bano ve George Bush gibi dünyaca ünlü simalara da menülerini sunma fırsatı bulan Terracciano, benzersiz lezzetlerini artık Mövenpick Hotel Istanbul’da misafirleyle buluşturuyor. 1973, İtalya Napoli doğumlu Giovanni Terracciano, İtalya’nın en saygın turizm enstitülerinden biri olan Luigi de Medici di Ottaviano’dan Otel İşletmeciliği bölümünden mezun olduktan sonra çalışma hayatına 1990 yılında Toscana’da bulunan Hotel Lido’da komi olarak başladı. İtalya’da çeşitli otellerde deneyim edindikten sonra Bolzano’daki Michelin yıldızlı Pichler Restaurant’ta Pastane Bölüm Şefi olarak çalıştı. Ardından aynı görevde Roma’da yine Michelin yıldızlı Il Convivio Restaurant’ta çalışan Terracciano, Mutfak Şefi olarak Endonezya’daki Hyatt Regency Surabaya Hotel’in İtalyan restoranı Primavera’ya atandı. Böylece Giovanni Terracciano’ya, İtalyan mutfağını tüm dünyaya tanıtma fırsatı bulacağı ve hazırladığı eşsiz lezzetlerle ileride pek çok ödül kazandıracağı otellerin kapısı aralanmış oldu. 2003-2006 yıllları arasında Çin Şangay’da bulunan The Portman Ritz Carlton Shanghai otelinin, Zagat Survey tarafından “En İyi İtalyan Restoranı” ödülünü kazandırdığı Palladio restoranında ve 2008’e kadar “Yılın Restoranı” ve “En İyi Servis” ödüllerine layık görülen Pekin’deki The Ritz Carlton otelinin Cepe restoranında çalıştıktan sonra yönünü yeniden Türkiye’ye çevirerek Hotel Les Ottomans 29, Hotel Palazzo Donizetti ve son olarak Istanbul Edition ve Cipriani Restaurant’ta Başaşçı olarak görev aldı.



25 Şubat 2012

İstanbul'da bir Napoli geleneği:Rossopomodoro


Napoli’nin Campania bölgesinde bulunabilen en iyi kalite ürünlerle,  geleneksel reçete ve pişirme yöntemlerine  uygun olarak hazırlanan benzersiz bir menüye sahip olan Rossopomodoro; güler yüzü, huzur veren dekorasyonu, konumu ve usta şeflerin sunumuyla da misafirlerinin müdavimi olacakları bir keşif…

Hizmete açıldığı Haziran ayından bu yana Anadolu Yakası ve Bağdat Caddesi’nin iş, sanat ve cemiyet hayatının buluşma noktası haline gelen Rossopomodoro; tam karşısında yer alan yeşillikler içindeki Göztepe Parkı’nın rahatlatıcı manzarasıyla, misafirlerinin her mevsim kendilerini farklı bir atmosferde hissetmesini sağlıyor.



Rossopomodoro – İstanbul’un menüsü; dünyadaki tüm restauratlarında olduğu gibi mevsimlerin ve bulunduğu şehrin gustolarına göre seçilen reçetelerden hazırlanan lezzetlerle oluşturuluyor. Rossopomodoro’nun içerisindeki zeytin ağacı, Napoli’de özel olarak getirtilen vezüv yanardağı kumu ve geleneksel tekniklerle yerinde imal edilen odun fırınları ve karakteristik ürünlerin detaylarının yer aldığı manda sütünden taze mozzarella ve gurme Napoli pizzası mekânın değişmeyen özellikleri arasında yer alıyor. Dünyanın dört bir yanındaki şubelerinde lezzet garantisi ve özgün dekorasyonunu aynı standartta, kalitesinden ödün vermeden uygulayan Rossopomodoro’da; bu eşsiz atmosfer ve yemeklere günün her saatine uygun merkezden yönetilen melodiler eşlik ediyor.



Rossopomodoro’nun “özel kavından” İtalyan ve Türk butik şaraplarının keyfine varmak bir ayrıcalık…

Rossopomodoro’nun şarap menüsü de, kavı da çok özel. Şaraplar İtalyan’ın Toskana, Veneto ve Piemonte gibi en iyi şarap üretilen bölgelerden en seçkin üreticilerinden alınıyor.  Campania bölgesine ait dünyanın en güzel kırmızı şaraplarından biri olan Taurasi ve bölgenin yerel beyaz üzümü Falanghina şarap severlerin başını döndürecek kalitede. Rossopomodoro işletmecileri İtalya’nın en köklü şarap üreticisi olan ve 1800’lü yıllardan beri şarap imalatı yapan “Fuedi di San Gregorio” firmasıyla çalışıyorlar. Taurasi 25-30 sene yıllanmaya müsait bir şarapken, Falanghina şarabı erken tüketilirse şarabın zevki bambaşka oluyor.

Rossopomodoro; İş yemekleri, dostlar ve çocuklarınızla “Ozel Davet ve Pizza Partileri” için özel set menüleri ile seçkin servis ve imkanlar sunuyor.…

Adres                          : Prof. Dr. Hulusi Behçet Cad.  No : 10 
  Göztepe – Kadıköy- İstanbul
Tel                               : 0 (216) 385 23 00 – 385 23 01
E-Mail                          : info-goztepe@rossopomodoro.biz.tr
Çalışma Saatleri          :  Hafta içi – Haftasonu   /  12:00 – 23:30





24 Şubat 2012

Kebapçı İskender ve İnegöl Köftecisi Zeynel

İş için gittiğim Bursa'da her seferinde otele tıkılıp, yemeği geçiştirirken, bu sefer ekip arkadaşım hiparcos'un tavsiyesiyle Tarihi İskender'e gittik. 1867'den bu yana üç kuşaktır hizmet veren ve ilk işletmeden sonra açılan üç şubesiyle büyüyen Kebapçı İskender, oldukça mütevazı bir mekan. Dönerin ve iskenderin lezzetli olduğunu söyleyebilirim ancak tabağın dibindeki yağ, çay bardağının yarısını doldururdu...



İskender'in yanındaki yoğurt da ekşiydi, nedendir bilinmez...





Bu şirin şişelerde de şıra ikram ediyorlar...






Feribot limanının girişindeki Zeynel'de de köfte yenmeden İstanbul'a dönülmez dediler. Hiç acıkmadım diye tatlı yemeyi tercih ettim, çok doğru bir karar vermişim.


Sütlü kadayıfı duyanınız var mı? Öyle bir kadayıf ki, hem hafif hem çok lezzetli...






 

Şerbetine su ve süt karıştırılıp mı konuyor diye emin olmak için sorduğum garson abi, bu tatlıları kendi hazırlıyormuş gibi şahane bir şekilde tarif etti sütlü kadayıfın hazırlanışını...

1 kg süte 750 gr toz şekeri koyup kaynatın. 

Kadayıfları fırında nar gibi kızartın ve fırından çıkardıktan sonra sütlü şerbetten kadayıfın dibini ıslatacak kadar hafifçe dökün. Üzerini bir tepsiyle kapatın ve kadayıfı sütün buharıyla kabarmaya bırakın. 

Kadayıflar yumuşadıktan sonra kare kare kesin ve soğumuş şerbeti uzerine döküp, buzdolabına atın.

Garson abi bu şekilde tarif etti. Yanlışsa ya da daha iyi bilen varsa, imdadımıza koşar mı lütfen?





23 Şubat 2012

Elmalı Baklava


Marifetli Füsun'um ofise elde açma baklavayla gelince gözlerimiz yuvalarından çıktı. Bu kadar mı güzel mi olur bir baklava? Üstelik elmalı... Yedik, yedik doymadık. Yedik, yedik doymadık.  Hatta en sonunda patladık:) Bunun üzerine Füsun'dan bu elmalı baklavanın tarifini almak farz oldu...

Ellerine Sağlık Arkadaşım....

ELMALI BAKLAVA


Malzemeler

İçi için:

4 büyük elma

Yarım su bardağı su

3 su bardağı ceviz içi

1 tatlı kaşığı tarçın (daha fazla da koyabilirsin arzuya göre)

1 su bardağı toz şeker
Hamuru için;

5 su bardağı un

3 tane yumurta

1 çay bardağı sıvı yağ

1 çay bardağı süt

3 yemek kaşığı yoğurt

1 çay kaşığı tuz

Yufkaları yağlamak için yarım paketten fazlaca tereyağı

Yufkaları açmak için nişasta (ben mısır unu nişastası kullanıyorum)


Şerbeti için;

3 su bardağı toz şeker

4 su bardağı su

1 çay kaşığı limon suyu


YAPILIŞI: Şerbeti yapmak için 3 bardak şeker ile 4 bardak suyu 10 dakika kaynatın. 1 çay kaşığı limon suyunu ekledikten sonra soğumaya bırakın. İçini hazırlamak için elmaları küçük küçük doğrayın, 1 su bardağı şeker koyup kısık ateşte 15 dakika kadar pişirin. Ocağın altını kapatmadan önce tarçın ve cevizleri ilave edip, 2 dakika pişirin. Pişen harcı çatalla ezip soğumaya bırakın. Baklavanın hamuru için 5 su bardağı unu bir kaba koyup ortasını açın. 3 yumurta, 1 çay bardağı sıvı yağ, süt, tuz ve yoğurdu ekleyin. Yumuşak bir hamur yapıp üzerini ıslak bir bezle örtün ve yarım saat dinlendirin. Hamurdan 30 adet beze yapın. Tüm bezeleri teker teker nişasta yardımıyla açın. Her bir yufkayı tepsiye dizdikten sonra arasına tereyağ gezdirin. 15’inci yufkayı koyduktan sonra elmalı harcı tepsiye yayın. Kalan 15 yufkayı da aralarına tereyağ koyarak tepsiye dizin. Baklavaları arzunuza göre kestikten sonra kalan tereyağını üzerine gezdirin. 175 derecelik fırında üzeri sarı kahverengi olana kadar pişirin. Fırından çıkan baklavanın üzerine soğuk şerbetten 3 kepçe döküp bekletin. 5 dakika sonra kalan şerbeti her tarafına gezdirdikten sonra servis yapın…


AFİYET, BAL, ŞEKER OLSUN

22 Şubat 2012

Arby's'i Seviyoruuuuuuz


Fast food'a farklı bir soluk getiren Arby's, mönüsüne yepyeni lezzetler kattı. Arby’s’in yeni tatları “Special Roast Beef” ve “Special Roast Chicken”  olarak öne çıkıyor. Farkı lezzetinde gizli olan özgün mönüleri ile geleneksel fast food algısını değiştiren Arby's, çok özel Gyro sos ve baharatı kullanılan bu yeni iki sandviç ile lezzet fırtınası yaratıyor. PNR ile tavuğu daha çok sevdiğimiz için açıkçası bizim favorimiz Speacial Roast Chicken oldu.


 

21 Şubat 2012

Go Mongo'nun Yeni Mönüsü Sürprizlerle Dolu

Go Mongo’nun yenilenen mönüsüne Japon, Hint ve Tay mutfağına özgü seçkin lezzetler eklendi. Yeni lezzetler arasında yine 'Geniş Asya Mutfağı'nın seçkin ürünleri yer alıyor. Go Mongo, artık daha çok Japon mutfağı lezzetlerini misafirlerin beğenisine sunuluyor. Ayrıca, Hint ve Tay mutfağından yeni lezzetler de Go Mongo’nun menüsünü zenginleştiriyor. Yeni başlangıçlardan Hindistan Cevizi Sütü Çorbası, tavuk parçaları ve tavuk suyu ile Hindistan cevizi sütünün dengeli bir bileşimi. Hafif acı olan çorba kış günleri için ideal.
Yeni lezzetlerden bir diğeri ise Hint baharatları ile tatlandırılmış Tavuk Samosa. Teriyaki sosu ile marine edilmiş olan tavuk parçaları ızgara ateşinde pişirilerek servis ediliyor. Pane edilmiş iri karidesler kızartması olan Gevrek Karidesler ise tam atıştırmalık. Çok ince açılmış hamur içinde karides ve su kestaneli Japon mantısı, zencefil sosuyla çok güzel bir uyum oluşturuyor. Wok’taki diğer yeni ürün olan Hindistan Cevizi Sütünde Karidesler.



Acılı Hint baharatları ve Hindistan cevizi sütünde pişirilen iri karideslerin, buharda pişirilen pilav ile birlikte servis ediliyor. Ada gibi tabağın ortasına yerleştirilen pilavın etrafı sos ile çevreleniyor. Karidesler lezzetlerini bu muhteşem sos bileşiminden alıyor. Tamamlayıcılar bölümüne ananas, mantar, fasulye ve kaju fıstığı ile kavrulan pirinç pilavı dahil edildi. Zengin lezzetli bir seçenek olarak misafirlerin beğenisine sunuluyor. Ayrıca, wok tavada dana eti ve kara fasulye sos ile kavrulmuş karışık sebzeli bir noodle olan Dana Etli Noodle da şimdiden çok beğeni kazanmış durumda. Go Mongo’nu yenilerinden Thai Usulü Kızarmış Muz, Uzak Doğu mutfağının vazgeçilmez tatlısı. Çin yufkasına sarılan muz parçaları ballı tarçınlı bir karışım ile marine edildikten sonra karamelize olana kadar kızartılıyor ve vanilyalı dondurma ile servis ediliyor.
Go Mongo Suadiye

Suadiye Plaj Yolu Sok. Suadiye Park, Suadiye

Tel: (216) 410 32 23

Go Mongo İstinye Park

İstinye Park Alışveriş Merkezi, İstinye

Tel: (212) 345 58 88

Go Mongo Meydan

Meydan Alışveriş Merkezi, Ümraniye

Tel: (216) 499 25 25

20 Şubat 2012

The Kebap & Steak



Gümüşsuyu'ndaki askeri hastanenin tam karşısındaki eski Pucci Plus, el değiştirmeden sadece beklenmedik bir şekilde konsept değiştirerek uzun bir zaman önce The Kebap&Steak oldu. Adı hala kulağıma tuhaf gelse de, öğle yemeklerinde kendimizi ödüllendirdiğimiz her seferde denediğimiz yeni kebap ve meze çeşitleriyle BHR'ın ve benim gönlümüzü fethetmeye devam ediyor.

Pastırmalı humus, abagannuş ve gavurdağı salataları favori başlangıçlarımız... İnce ince kesilip şişe dizilmiş bonfile parçaları ve soğanla hazırlanan Şaşlık Kebap, Patlıcanlı Kebap ve 300-400gr et tüketmeye cesaretiniz varsa T-Bone Steak'ini denemenizi tavsiye ediyoruz.

The Kebap'ın iddialı olduğu diğer lezzet de tatlıları... Dondurmalı irmik helvası ve künefesi takdire şayan...

Boğaz manzarası, kaliteli servis ve bu lezzetli yemekler bir araya gelince Dukan, Karatay kalmıyor, keyfimize bakıyoruz...


The Kebap & Steak

İnönü Cad. No:22/1 Gümüşsuyu-Taksim / İstanbul

Rezervasyon : 0212 293 67 32

19 Şubat 2012

Değişik Bir Burger Deneyimi Yaşamak İsteyenlere



Ceylan InerContinental İstanbul bünyesindeki The Brasserie Restaurant, Mart ayı boyunca müşterilerine zengin 'Burger Menü' çeşitleri sunacak. Fast food meraklılarının bu özel seçenekleri kaçırmamasında fayda var. Mantarlı İsveç Burger’den Ördek Burger’a, Chili Dana Burger’den BBQ Tavuk Burger’a, deniz aşıkları için ise Kabuklu Deniz Ürünlerinden oluşan Burger menülerine kadar pek çok çılgın alternatif bulunuyor. Bizden söylemesi...

18 Şubat 2012

Koroplast'tan Küçük Mutfak Sırları



Koroplast, ev hanımlarının hayatını kolaylaştıran “Küçük Mutfak Sırları”nı, yemek danışmanı ve yazar Sedef İybar ve Arda’nın Mutfağı programını hazırlayan yemek uzmanı Arda Türkmen’in katıldığı bir etkinlikle paylaştı.

Mutfak Sanatları Akademisi’nde düzenlenen “Küçük Mutfak Sırları” etkinliğinde,         Sedef İybar ve Arda Türkmen, Koroplast ürünlerinin hayatı kolaylaştıran  ‘sırlarını’ paylaştı. Lezzetli yemeklerin de sunulduğu deneysel etkinlikte mutfak içinde uygulanabilen sırların yanı sıra Koroplast ürünleriyle evimizin her yerinde hayatı kolaylaştıran ipuçları da anlatıldı.

Küçük Mutfak Sırları’ndan Örnekler

Avakadonuz çok mu sert? Koroplast Buzdolabı Poşeti’ne pirinç doldurup avakadoyu içine yerleştirerek yumuşamasını sağlayabilirsiniz.

Saçınızı mı şekillendireceksiniz? Koroplast Alüminyum Folyo ile saçınıza bigudi yapıp kolayca şekillendirebilirsiniz.

Evde boya mı yapılıyor? Avizeleri Koroplast Çöp Torbası ile sararak boya sıçramasını engelleyebilirsiniz.

Evde pudra şekeri mi bitmiş? Koroplast Yağlı Pişirme Kağıdı’nın arasına toz şeker koyup üzerinden sıcak ütü geçirerek pudra şekeri elde edebilirsiniz.

Et suyu mu hazırlayacaksınız? Tavuk ve kırmızı etinizi pişirdikten sonra suyunu soğutup Koroplast Buz Torbası’na doldurun ve dipfrize atın. Donmuş et suyunu küp küp keserek kullanabilirsiniz.


 AYRICA....

·            Bahçe saksılarını soğuktan korumak için Koroplast Çöp Torbası’na sarabilirsiniz

·         Ayak bakımı yapmak için ayaklarınızı kremleyin üstüne sıcak havlu geçirip Koroplast Buzdolabı Poşeti’ni sıkıca geçirip bağlayın.

·         Büyük boy Koroplast Buzdolabı Poşeti’ni katlayıp çantanızda ani yağmura karşı saçınızı korumak üzere taşıyın.

·         Kiviler çok sertse, Koroplast Buzdolabı Poşeti’ne koyun, olgun bir elma veya armut ekleyip, poşetin ağzını kapatıp, buzdolabında 1 gece bekletin, sabaha yumuşarlar.

·         Közlediğiniz biberleri kolay soyabilmek için sıcakken bir kaseye alıp üstünü Koroplast Streç Film ile sarın soğuyunca kolayca soyun.

17 Şubat 2012

www.pratikev.com'dan sipariş vermeyi aklından geçiren varsa, hemen unutsun!


Geçtiğimiz hafta Bosch marka tost makinesi ve ekmek kızartma makinesi siparişi verdiğim www.pratikev.com, ürünleri 3 gün içinde bana ulaştırdılar, buraya kadar ki fotoğraf şahane... Kutuları açtığımda karşılaştığım manzara daha da harika...

Ekmek kızartma makinesinin üzerindeki çizgili yansımada, www.pratikev.com un ürünü bulduğu tedarikçi Kahramanmaraş Bosch bayisinde makinenin her gün sert bir bezle tozunun alındığını gördüm diyebilirim... Silinmekten üzeri hare hare çizik içinde...

Tost makinesine de 2 yaşında bir erkek çocuğu sivri bir oyuncakla dalıp, üzerine şekil çizmiş gibi, kenarı köşesi, heryeri çizik içinde...

Pratikev'e durumu anlarıp, kendilerini teşhir ürününü "kakalamaya" çalışarak komik olan Kahramanmaraş Bosch bayisiyle başbaşa bırakıp, iki makineyi de aynen geri gönderdim. Tedarikçi elinde toz beziyle tost makinelerini beklemiştir kesin... Almaz onu kimse, gelir gelir gider o, siz ayrılmayın ondan, sabah akşam çitileyin makineleri...

İade kısmını kısa geçtiğime bakmayın, Pratikev çalışanları satış sonrası destek ve müşteri hizmetleri kavramlarından bir hayli uzak ve şuursuzlar... Santralden müdür yardımcısına kadar konuşmadığım personel kalmadı sanırım. Verecek cevapları zaten yok da, özür dilemekten de aciz hepsi... 

Hani olur da denk gelip sipariş verme gafletinde bulunmuş olan, sipariş vermeyi aklından geçiren varsa, teşhir ürünüyle karşılaşmanıza en fazla 3 iş günü kaldı diyebilirim... Aman dikkat!


16 Şubat 2012

Big Chefs Kemerburgaz, Mart ayında açılıyor!




Ankara’da başlayan lezzet yolculuğunu, İstanbul, Gaziantep, Antalya ve Mersin’de açtığı restoranlarıyla serüvene dönüştüren Big Chefs, 13. şubesini Kemerburgaz’da açıyor. Mart ayı içinde hizmet vermeye başlayacak ‘Big Chef Kemerburgaz’, ev sıcaklığını her zaman olduğu gibi Kemerburgaz’a da taşıyor!

Ankara’daki ilk şubesini 2007 yılında açan ve 2009’da hızlı bir büyüme sürecine giren Big Chefs, İstanbul’u 7. şubesiyle taçlandırıyor. Yılın 365 günü, günün her saati, en lezzetli yemekleri, en taze ekmekleri ve en özel tatlıları bulabileceğiniz Big Chefs Kemerburgaz, evinizdeki sıcaklığı aratmayacak.



Büyük şefler, Büyük lezzetler!

Büyük Şefler’in lezzet yolculuğu, 2007 yılında Ankara’da başladı. Kısa sürede, Ankaralı’ların vazgeçilmez mekanı oldu ve şube sayısını üçe çıkarttı. 2009 yılı sonunda İstanbul Etiler ve Tünel’de açtığı şubeleri ile İstanbullularla buluştu.

Günün her saati, en lezzetli yemekler, en taze ekmekler, en özel tatlılar, en hızlı ve en iyi servis, Büyük Şefler’in açık mutfağından çıkıyor. Zengin kahvaltı şeçeneklerinden kocaman burgerlere, taptaze salatalardan süper sandviçlere, et yemeklerinden ev yapımı makarnalara kadar heRŞEY birbirinden lezzetli!


15 Şubat 2012

İMDAAAT!!!! Oyun Atölyesi'nin Kafesi Neden Her Daim Kedi Çişi Kokuyor?


Evet, hayvanları çok seviyorum. Özellikle kedi ve köpekleri. Ama bu sevgi de bir yere kadar. Kadıköy'de olduğum zamanlarda Oyun Atölyesi'nin şirin kafesinde bir şeyler yiyip içmekten büyük keyif alıyorum. Ama son zamanlarda mekana ne zaman gitsem, yoğun bir kedi çişi kokusuyla karşı karşıya kalıyorum. Aslında bir süre sonra alışıyor insan.  Ama ne gerek var bu çileye. Mis gibi tavuk ve makarna spesiyallerini kedi çişi esanslı bir şekilde yemek zorunda kalmasak diyorum. Kafenin kedileri oldukça tombik ve cana yakın. Ama koku sorununa acil çözüm bulunmalı yoksa müşterilerin ayağı birer, ikişer kesilecek. Ve sadece tiyatro oyuncularına hizmet verilecek.

14 Şubat 2012

BLOOOG DÜNYASI SEVGİLİLER GÜNÜ'NÜZ KUTLU OLSUN


Bu akşam, nereye gideceğine hâlâ karar verememiş olanlar için özel bir liste oluşturduk. Tabii, önceden rezervasyon yaptırmış olanlar çok daha avantajlı... Bizce en güzel program, spontene gelişenler... Atlayın arabanıza, gezinin biraz. İlla con con bir mekana gitmek zorunda değilsiniz ki...  Yediğimiz balığın, etin, pizzanın keyfini çıkaracağımız sakin yerlerden keyif alıyoruz PNR ile..

İşte bu prensip çerçevesinde size şu mekanları tavsiye ediyoruz:
1-Koşuyolu'nun leziz İtalyan restoranı Trattoria Da Rosario
2-Arnavutköy'deki Adem Baba Balıkçısı
3- Kadıköy'deki Çiya Kebapçısı
4-Taksim Asmalımescit'teki Antiochia
5-Nişantaşı'ndaki İtalyan restoranı Pipa

13 Şubat 2012

Muhammara Yapmanın Püf Noktası...




Evet, itiraf ediyorum. Ben bir muhammara manyağıyım. Sarmısaklı sarmısaklı... Ohh, mis gibi. Ağzınıza bir yandan kimyon, diğer yandan ceviz tadı geliyor.  Biber salçasının çılgın lezzetini de unutmayalım.Yapması oldukça pratik. Üstelik bonfile, antrikot, köfte, biftek gibi et spesiyallerinin yanına da çok yakışıyor....

4 kişilik muhammara hazırlamak için:
-Uno'nun premium çavdarlı tost ekmeğinden 5 dilimi rondadan geçirin. 200 gram cevizi de aynı şekilde ufalayın. 3-4 çorba kaşığı biber salçasını (Ailece öncü markasının salçasını kullanıyoruz) ekmeklerin üzerine ilave edip, güzelce yoğurun. Salça her yere dağılsın. Sonra cevizi, 4 diş rendelenmiş sarmısağı, 1 tatlı kaşığı kimyonu, 4 çorba kaşığı zeytinyağını koyup, iyice karıştırın. Karışımın ne çok sert ne de çok yumuşak olması gerekiyor. Bu nedenle eğer sert olursa, azar azar su katarak yumuşatın. OOO, şimdi olsa da yesek keşke.

Afiyet olsun:)

12 Şubat 2012

MSA'da Şubat - II

Sushi


Sushi

18 Şubat Cumartesi

Saat: 10:00 - 14:00

Katılım ücreti : 130TL (KDV dahil)

Sunset Restoran’ın ünlü Japon şefi Hiroki Takemura’nın özel sushi menüsüyle kendi ellerinizle yapacağınız sushilerin lezzetine inanamayacaksınız.
  • Sushi pirinci
  • California roll
  • Somon maki
  • Karides nigiri
  • Levrek nigiri
  • Temaki uygulamaları
  • Chirashi sushi (Demo)




İtalyan Mutfağı 2



İtalyan Mutfağı



20 Şubat Pazartesi
Saat: 19:00 - 22:00
Katılım ücreti : 120TL (KDV dahil)


MSA’nın merakla beklenen İtalyan geceleri şubat ayında da devam ediyor. Bu defa içimizi ısıtacak çorbamızın ardından kendi ellerimizle hazırlayacağımız ravioli ve sonrasında nefis bir bonfile tarifini gecenin yıldızı çilekli tiramisu süslüyor. Bize de tadına doyulmaz bir akşam yaşatıyor.
  • İtalyan usulü sote porcini mantarlı naneli çorba
  • Ispanak ve peynirli el yapımı ravioli, kremalı pesto sos ile
  • Kapari ve limonlu bonfile, aromatik domates püresi ile
  • Çilekli tiramisu


Vazgeçemediklerimiz 2


Vazgeçemediklerimiz 2

25 Şubat Cumartesi

Saat : 10:00 - 13:00

Katılım ücreti : 130TL (KDV dahil)





Her zaman gidilen restorandaki “her zamankinden mi?” diyen servis personeline inat, “sıkılmadım, vazgeçemiyorum ama bak ben de aynısını hazırlayabiliyorum” demek isteyen özgür mutfakseverler aranıyor! Vazgeçilmeyen lezzetler MSA mutfaklarında itina ile hazırlanıyor, keyif ile tadılıyor. Afiyet olsun!
  • Niçoise salata
  • Ricotta ve ıspanaklı ravioli, taze kekikli domates sos ile
  • Viyana usulü dana şinitzel, Alman patates salatası ile
  • Cremé brulée

İtalyan Mutfağı 3


İtalyan Mutfağı 2

27 Şubat Pazartesi

Saat : 19:00 - 22:00

Katılım ücreti : 120 TL (KDV dahil)

MSA’daki Şubat ayının son İtalyan gecesinde enfes bir menü sizi bekliyor. Yepyeni reçetelerimiz ile harika bir İtalyan gecesinde buluşmak üzere...
  • Balsamikli yeşil fasülye salatası, enginar crostini ile
  • Gorgonzola ve kabaklı gnocchi, taze kekikli domates sos ile
  • Köri marineli fırında tavuk but
  • Greyfurt mousse

Pie’lar ve Tart’lar

Pie'lar ve Tart'lar

28 Şubat Salı

Saat : 10:00 - 14:00

Katılım ücreti : 120TL (KDV dahil)

Çok severiz ama bir türlü o muhteşem sonuca ulaşamayız ya, işte MSA’nın tarifleri burada devreye giriyor. Duruma müdahele ediliyor, Pie’lar ve Tart’ların hayatı kurtuluyor, evdekiler bayram ediyor.
  • Orman meyveli short bread pie
  • Armutlu ricotta tart
  • Steak mantar pie
  • Tahin pekmez mousse tart

11 Şubat 2012

Yolunuz Ciğerci Hulusi'ye Düşerse, Uzun Süre Beklemeyi Göze Alın



Geçen hafta eski iş yerimden arkadaşlarla buluşup, hasret giderdik. Batu, o gün bütün gün ciğer ciğer diye sayıkladı. Yolumuzun üstünde bulunan Ciğerci Hulusi'ye girdik. Açıkçası ilk kez gelmiştik bu mekana. İçeriye bir girdik ki kıyamet kopuyor. İki katlı bu mekan tıklım tıklım dolu. Garsonlar müşterilere yetişmek için yürümüyor, koşmuyor adeta uçuyordu. Üst kata çıktık. Siparişimizi verdik. Valla oldukça meşhurmuş burası ama biz keşfedememişiz herhalde. Siparişi vereli 20 dakika oldu, kimse bizle ilgilenmiyor. Durdum, durdum patladım en sonunda... "Bizden sonra gelenlerin yemekleri bile geldi. Bize ne salata getirdiniz, ne içecek sordunuz? Bu ne iştir allah aşkına" filan diye fokurdanmaya başladım. Ama haklıydım, bu kadar da bekletilmez ki insan. Garsonla enerjimiz tutmadı, ben kızdıkça o ağırdan aldı. O ağırdan aldıkça ben çıldırdım. Kalktım montumu giydim. "Yürü Batu gidiyoruz" dedim. Tam o sırada bana tilt olan garson geldi."Abla nereye ya, geldi ciğerin valla mangalda" dedi. "İki dakikaya bu sofra donanmazsa beni burda kimse tutamaz" dedim. Oturdum tekrar. Asabımı bozdular 25 dakika boyunca. Ama sonrası değdi. Ciğer şişler lokum gibiydi. Sofraya lavaş, pişmiş soğan, sumaklı soğan, nar ekşili ezme ve acı turşu geldi. Bizi çok uzun süre beklettikleri için bir porsiyonu da ikram ettiler. Böylece barışmış olduk:) Ama kulağınıza küpe olsun. Burada yemek yiyecekseniz, siparişinizi sabırrrrlaaaa beklemeniz gerekiyor.

Ciğerci HulusiCaferağa Mah. Mühürdar Cad. Misbah Muayyeş Sok. No:6/4
Tel: 216 3361123

10 Şubat 2012

Yok böyle bir elmalı kurabiye...



Fıccın'daki ağızda dağılan elmalı kurabiyelerden sonra hırs yaptım... Bendeki tarife benzer bir hamur ancak atladığım birşey vardı sanki... Fıccın'ın aşçı hanımlarına soruyorum, pudra şekeri mi toz şeker mi kullanıyorsunuz? toz şeker diyorlar... Yoğurt, yumurta? ikisi de var diyorlar... Dün öğle yemeğinden sonra baktım daha yeni yapıyorlar elmalı kurabiyeleri... O hamurda ne yumurta vardı ne yoğurt...

Kolları sıvayıp, annemin arkadaşı Meral Teyze'den çocukluk yıllarımdan beri tadı damağımda kalmış olan elmalı kurabiyesinin tarifini istedim ve işten gelip mutfağa koştum. Sonuç, diyetten eser kalmadı, bir tepsi elmalı kurabiyeyi leblebi gibi yedim.

Bu hamurun sırrı. içinde şeker olmaması... Ağızda lokum gibi eriyor, mutlaka denemelisiniz...

Hamuru için :

250 gr margarin (oda sıcaklığında)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı yoğurt
1 paket kabartma tozu
Un

Elmalı iç için  :

4 adet büyük boy elma
5 çorba kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tarçın

Hazırlanışı :

Rendelediğiniz elmaları toz şeker ve tarçın ile pişirin, suyunu süzün ve soğumaya bırakın. Hamur için, margarin, sıvı yağ ve yoğurdu karıştırma kabına alın ve karıştırın. Unu ve kabartma tozunu ekleyip, yoğurun. Kulak memesi kıvamında bir hamur elde edene kadar un ekleyip, yoğurun. Elmalı iç  soğuduktan sonra, hamurdan cevizden biraz daha büyük bezeler kopartın ve poğaça gibi elmalı içle doldurup kapatın. Yağladığınız ya da yağlı kağıtla kapladığınız fırın tepsisine dizin ve 180 derecede önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Soğuyunca üzerine pudra şekeri serpin.


Köfte Yemekten Soğudum Yaaa:(


Since 1980, 1990 tabelalarına sinir oluyorum restoranlarda.  Sanki 100 yıldır, kuşaktan kuşağa bu işi yapıyorlarmış gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar ama komik oluyorlar. Ayrıca neden ‘Since?’  Gavur ellerde miyiz? Amerika mı burası Avrupa mı? İstanbul’dayız ya Türkiye’deyiz. Pes diyorum, başka da bir şey demiyorum. Geçen gün bir iş için Arnavutköy’deydim. Randevuya 1 saat erken gidince, yemek yiyeyim bari diye düşündüm ve mekan arayışı içine girdim. Gözüme köşedeki köfteciyi kestirip içeri girdim. Since 1980’e de burada takılıp kaldım zaten. Köfteci Alibaba’ydı gittiğim yer. Duvarları meşhur isimlerin fotoları süslüyordu. Acun, Davut Güloğlu, Geniş Aile dizisinin oyuncuları vs… Bu kadar ünlü burada yemek yediyse, köftesi çılgındır diye düşündüm içimden. Ama inanın pişman oldum. Diyette olduğum için yağsız köfte istedim. Yağsız köfteler bile inanılmaz yağlıydı. İçinde sinircikler vardı. Ayıklaya ayıklaya yedim. Bir saat sonrasında da midem kaynamaya başladı, 2 tane soda limon içip anca kendime geldim. Since 1980’den bu yana açıksınız ama hem kullandığınız yağ kötü hem de köfteleriniz sinirli. Nasıl oluyor bu iş? O gün benim şansıma mı kötüydü köfteler?  Bir daha Arnavutköy’de köfte yemek mi? Tövbeee, aslaaa…

9 Şubat 2012

Şahane Bir Kalburabastı Deneyimine Var mısınız?


Özgür Şef sadece et yemeklerinde değil, tatlılarda da oldukça marifetli. Yemek programlarını kaçırmayan anneannem, bu kez de Özgür Şef'in kalburabastı tatlısını denedi. Ve sonuç muhteşem oldu. Kendim de denedim misafirlerim için. Aynı kıvamda tutturdum. Şiddetle tavsiye ediyorum.

Hamuru için:
3 su bardağı un, yarım paket Sana (oda sıcaklığında), yarım paket tereyağı (oda sıcaklığında), 1 yumurta, 1 paket kabartma tozu, 1/3 çay bardağı sıvı yağ, 1 çimdik tuz,

Şerbeti için:
3 su bardağı su, 3 su bardağı şeker, yarım limon suyu...  15 dakika kaynat.

Püf noktaları:
Hamur sert kıvamlı olacak. Bir saat dinlendirmeyi unutmayın. Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp,   minik toplar hazırlayın. 180 dereceli fırında 40 dakika pişirin. Üzerine fındık serpin.
Tatlı sıcak, şerbet soğuk olacak

Dukan Diyeti'ne Özel Püf Noktaları


Arkadaşlar biliyorsunuz, bir hafta kadar önce Dukan Diyeti'ne başladım. Füsun, Sibel ve Didem'i de örgütledim. 5 günlük atak döneminde 3 kilo gitti. Seyir döneminde de bir kiloyu savdım başımdan... Hedef kiloma ulaşmama 5 kilo kaldı. Et yediğim için acıkmıyorum. Ama kolesterol tavan yapmasın diye kırmızı et yerine balık ve tavuk ağırlıklı besleniyorum... Halimden gayet memnunum. Kilo vermek isteyen herkese tavsiye ediyorum bu diyeti. Tabii bu diyete özel bir kaç duyurum da olacak.

Varan 1: Diyette ekmek yasak. Sadece yulaf kepeği unu yiyebiliyorsunuz. Daha doğrusu yulaf kepeği unundan krepler hazırlıyorsunuz kendinize. Yulaf kepeği ununu bulmak biraz zor. Bakkalda, markette olmuyor. 3M Migroslardaki un reyonundan bulabildim ben sadece. Sibel de internetten sipariş etti.

Varan 2: 5 günlük protein atağından sonra bir gün sebze protein, bir gün proteinden oluşan seyir dönemine geçildiğinde insan artık et, tavuk yemekten sıkılıyor. Bu nedenle size sushi'lerin vazgeçilmezi surimi'yi tavsiye ediyorum. Yengeç etimsi bir tada sahip olan surimi, taze soğan, bol limon ve rokalı salataya aslanlar gibi eşlik ediyor.

Varan 3: Füme somonu limon suyu, lemmon pepper ve karabiberle tatlandırıp, 1 saat marine edin. Bu karışım da canavar lezzetli oluyor.

Varan 4: Rabbime şükürler olsun ki sebzeyi yaratmış. Valla içim şişti et yemekten. Tam bu sırada brokoliler yardımına yetişti. Buharda haşlayıp limonlu sarmısaklı sosla yiyorum. Limonlu sarmısaklı sos, her türlü haşlanmış sebzeye inanılmaz yakışıyor.

Varan 5: Sürekli ızgara tavuk yemekten darlanınca, göğüs parçalarını yoğurt, acı biber, balzamik sirke, sarımsak, kekik ve evde yapılmış domates sosundan oluşan bir karışımla torbaya atıp, fırında pişirdim. Valla güzel oldu.

Varan 6: Somon balıklarını soya sos, karabiber ve hardalla marine edip tavada pişiriyorum. Süper lezzetli oluyor.

Varan 7: Kolesterolümün tavan yapmasından ürktüğüm için tavuk kıymasından köfte yapıyorum. İçine sarımsak, yenibahar, kimyon, soğan, tuz, karabiber, bol kırmızıbiber, 1 çorba kaşığı zeytinyağı ve 1 dilim Uno Premimum Çavdarlı koyuyorum. O kadar güzel oluyor ki anlatamam.

Varan 8: Buzlukta hep tavuk ciğeri bulunduruyorum. Eğer yemek yapacak zamanım olmazsa, ciğleri buzluktan indirip haşlıyorum. Üzerine tuz, karabiber serpip afiyetle yiyorum.

Varan 9: 2 çorba kaşığı yağla yemek pişebiliyormuş.Kıymalı ıspanak yaptım, çılgınca yedim.

Varan 10: Kevser annemlere gittik. Millet lahmacunu götürdü. PNR ile ben yağsız karnıbahar yedik. Süper yapmıştı Kevser annem. Tekrar tekrar ellerine sağlık.


8 Şubat 2012

En İdeal Kıvamlı Poğaça Tarifi


Valla, anneannem bu işi biliyor. Yılların tecrübesiyle en sağlam poğaça kombinasyonunu oluşturduğunu iddia ediyor. Poğaçalar piştiğinde ne çok kıtır ne de çok yumuşak oluyor. Tam damak tadıma göree......
İşte bu enfes poğaçanın malzemeleri:
-1 paket sana
- 1 çay bardağı zeytinyağı
-3 yumurta ( 1 yumurta ve iki yumurta akı hamurun içine, iki yumurta sarısı ise fırına vermeden önce poğaçaların üzerine sürülecek)
-1 yemek kaşığı toz şeker
-3 yemek kaşığı yoğurt
-1 yemek kaşığı sirke
-1 paket kabartma tozu

Gerisi tamamen el maharetinize kalmışşş:))))

Bebek Kırıntı'da Şahane Lezzetler


Geçtiğimiz akşam bir arkadaşımızın doğumgünü için Bebek Kırıntı'daydık. Rezervasyonunuz yoksa işiniz zor, burada hafta içi hafta sonu iğne atsanız yere düşmüyor.

Mekanın kalabalığına inat, servis çok hızlı ve kaliteliydi. Herkes birbirinden farklı bir yemek sipariş ettiği için damak tadına güvendiğim arkadaşlarımın değerlendirmelerini paylaşmak isterim :

Texas Beef Burger - Tek kelimeyle şahaneydi... Jülyen kesilmiş ve baharatlı sosla lezzetlendirilmiş burgerin porsiyonu da Amerikan usulüydü...

Tavuk Schnitzel - Bu klasikleşmiş lezzetin ana malzemesi olan tavuk göğsü o kadar inceltilmişti ki, servis tabağının neredeyse tamamını kaplayacak büyüklükteydi...

Carpaccio Pizza - Kuruydu... ve işin kötüsü benim seçimimdi... Dana carpaccio dilimleri, roka ve mozarellalı bu pizzada nem eksikti.. Biraz zeytinyağı, kurutulmuş domates ve.biraz domates sosa ihtiyacı vardı pizzanın...İçim kurudu, döktüm acı sosu, döktüm acı sosu, tüm gece midem ağrıdı...

Etli wrap - Şahane görünüyordu... Arkadaşımız gelmeden önce de akşam yemeği yediğini, wrap i nefes almadan silip süpürdükten sonra itiraf etti :)

Pizzadan vazgeçmiyorum.. Bir dahakine başka pizza deneyeceğim...

Kırıntı - Bebek

Bebek Mh. Cevdet Paşa Caddesi 5, Istanbul
 0212 257 67 27

7 Şubat 2012

MSA'da Şubat

Tapas


Tapas

09 Şubat Perşembe 19:00 - 22:00
Katılım Ücreti : 120 TL (KDV Dahil)


Tapas’a doyamıyoruz! Bu yeni Tapas serisini katiyen kaçırmamak üzere ajandamıza not ediyoruz. İspanya’nın leziz atıştırmalıkları ve MSA ikramı sangria eşliğinde keyfine doyulmaz bir workshop’ta buluşuyoruz!
  • Thai acılı tavuk kanatları
  • İspanyol usulü sarımsaklı karidesler
  • Erik soslu bonfile
  • Sote deniz tarağı miso sos ile


Çikolata Aşkına


Çikolata Aşkına

11 Şubat  Cumartesi 10:00 -  14:00
Katılım Ücreti : 130 TL (KDV Dahil)

14 Şubat geldi çattı ve hala hediye sendromunu atlatamadıysanız, ya da bu sefer yalnızsanız ve morale ihtiyacınız varsa MSA’nın çikolata reçeteleri imdadınıza yetişiyor. Bu nefis çikolata tarifleri ile ister sevdiğinizi, ister kendinizi mutlu edin; sonuçta gülümseyen siz olacaksınız.
  • Frambuazlı kalp çikolata
  • Florantin çikolata
  • Portakallı badem ezmeli çikolata
  • Karamelize cevizli truffle


Cupcake’ler

Cupcake



14 Şubat  Salı 10:00 - 14:00
Katılım Ücreti : 120 TL (KDV Dahil)

Aşkınızı anlatmanın en “renkli” yolu cupcake’den geçer. MSA’nın yepyeni reçeteleri ile sevgilinize kendi ellerinizle cupcake hazırlayın, üzerini dilediğiniz şekilde dekore edin, aşkınızı pekiştirin.
  • Bal kabakli cupcake
  • Kaju ve pancarli cupcake
  • Ying yang cupcake
  • Zencefilli incirli cupcake


Sevgilim Menüm

Sevgilim Menüm



14 Şubat Salı 19:00 -  22:00
Katılım Ücreti : 130TL (KDV Dahil)

14 Şubat’ın klişe programlarından şiddetle kaçınır olduk. Kendi programımızı kendimiz yaptık. Bu sefer sevgilinizle ekip ruhunuzu MSA’nın romantik menüsü eşliğinde güncelleyin, aşkınızı nefis tatlar ve beyaz et çeşitleriyle oldukça güzel kombinasyonlar yaratan, taze ve kadifemsi bir şampanya olan Mumm Cordon Rouge eşliğinde kutlayın... Tüm dünyada kutlamaların rakipsiz sembolü olan şampanyanın en tanınmış ismi Mumm Cordon Rouge ile unutulmaz bir akşam sizi bekliyor.
  • Frambuaz soslu roka salatası, sarımsaklı karidesler
  • Parmesan kaplı sote deniz tarağı, trüf yağlı limon sos ile
  • Lemongrass ve zencefil marineli somon, kuşkonmaz ve Mumm Cordon Rouge -passion fruit sos ile
  • Mumm Cordon Rouge ve çilekli mousse

Satürn'de Uzay Havası


Evdeki tost makinesinden ve ekmek kızartma makinesinden çok sıkıldım... Bosch'ta beğendiğim tost makinesini ve ekmek kızartma makinesini internet başında alışveriş yaptığım sitelerden bakındım. Heyecanlanıp yeni mutfak malzemelerime kavuşmak için birkaç gün teslimat süresini beklemek istemediğimden, Beyoğlu'ndaki Demirören AVM'deki Satürn'de aldım soluğu... 2-3 katlı olan Satürn mağazasında iPad den, mutfak robotuna, buzdolabından limon sıkacağına kadar herşeyi bulmak mümkün, hem de düşük fiyat garantisiyle(!) 

Ürünü Satürn'den satın aldıktan sonra, aynı ürünü başka bir mağazada daha uygun fiyata bulursanız, ilgili mağazaya ait katalog, broşür, ilan vs ne varsa onunla 14 gün içinde başvurursanız, size aradaki farkı iade ediyorlarmış... Tabii web siteleri ve farklı illerdeki mağazalar hariç...

Peki aynı tost makinesinin Bosch mağazalarında 190TL, Satürn'de 256TL olmasını nasıl değerlendirelim?

Satürn Farkı = Tost makinesi + Uzay havası :)

Siz siz olun, aradığınız neyse başka yerlerden bakmadan Satürn'e gitmeyin...


6 Şubat 2012

Kalabalık Ailelerin Kurtarıcısı Stilea...


Valla ben aslında bu markayı ilk kez duydum. Stilea... Kulağa hoş geliyor değil mi? Yakın bir arkadaşım, mutfağını İtalyan Stilea'nın ürünleriyle donatmış. Aslında endüstriyel mutfak ürünleri üreticisiymiş bu marka. Ama arkadaşım sağolsun, mutfakta büfe kıvamında ve hızında çalışıp, gün aşırı 15 kişiyi yemeğe alınca, minik rondolar, minik karıştırma aparatları yetmemeye başlamış haliyle. Test ettim, çok da beğendim. İleride büyük bir mutfağımız olursa PNR ile saldırırız biz bu Stilea ürünlerine... Türkiye'de TCT Elektronik A.Ş'nin sponsorluğunda satışa sunuluyor. Fritözler, çırpıcılar, el blenderları, kapaklı blenderlar, ekmek kızartma makinelerinin yanı dilimleme makineleri, sosisli sandviç makinesi, buz yapma makinesi, krep yapma makinesi ve yoğurma makineleri de oldukça kullanışlı. Özellikle kalabalık ailelerin favori markasına dönüşebilir bu kullanışlı İtalyan markası...

Taksi şoförüyle diyet üzerine...



Son birkaç aydır baskülün yakınından bile geçmeyip, uyuyana kadar kalorili birşeyler tüketirken bu kadar kilo almış olabileceğimi tahmin etmezdim... Evet, yaklaşık 3 ayda 5 kg almışım!!

1 Şubat itibariyle yediklerime dikkat etmeye başladım. Sabah işe gitmeden güzel bir kahvaltı yaptım. Öğlen çorba içtim ve birer kaşık, acılı ezme ve zeytinyağlı kereviz, iki tane de sarma yedim. Akşamın 9'una kadar çalıştım ve bu saatte işten çıkıp, soğukta uyku bastırıp, yollarda kalmayayım diye ilk gördüğüm taksiye bindim.

Yolda BHR'ı aradım, günün kritiğini yaparken annemin "dolamayan" pırasa dolması denemesiyle eğlendim. Dolmanın içi pırasaların içinden çıkmış, içinde kalanlar da yenecek durumda değil. Annem çok şahane dolma yapar halbuki, nolduysa...

Diyet yapıyorum diye söylenip durdu BHR. Hiç acıkmadım, bugün bunları bunları yedim deyince de, tüm bunları yediysen acıkma zaten dedi, sansürsüz hali bu tabi...:)

Telefonu kapatınca taksi şoförü girdi konuya...

BHR taraftarı taksi şoförü : cakabo
ben : b

cakabo : Akşam akşam yemekten bahsettiniz, acıktırdınız..
b : kusura bakmayın lutfen,düşünemedim...yemek yememiş miydiniz? (üzüldüm bi de yemedi diye)
cakabo : Yok yok yedim... Bu sizin yediklerinize dikkat eder haliniz mi?
b : Pardon?
cakabo : Yok yani, tamamını duydum mu bilmiyorum ama, çorba içmişsiniz, zeytinyağlı kereviz, acılı ezme, 2 tane de sarma yemişssiniz.
b : omg!
cakabo : nıhahah!

inerken...

b : Çok teşekkürler, iyi akşamlar...
cakabo : Iyi akşamlar... Size de iyi diyetler diyeceğim ama siz zaten yeterince dikkat ediyorsunuz ahahahah

Taksiden inip, diyalogu paylaştığım BHR da aynı taksi şoförü cakabo gibi güldü...

BHR'a değil de cakabo'ya çok hırslandım :)

5 Şubat 2012

Dünya Nutella Gününüz Kutlu Olsun!


Dünya Nutella Günü Türkiye’de ilk kez kutlanıyor!


Nutella tutkunları
Bugün Cevahir AVM’de buluşuyor!

5 Şubat, binlerce Nutella hayranının bir araya geldiği ‘Dünya Nutella Günü’ olarak takvimdeki yerini alıyor. Nutella severler tarafından başlatılan Dünya Nutella Günü, bu yıl ilk defa bir etkinlik ile taçlanıyor. Nutella, sevenlerini bugün Cevahir AVM’deki dev kahvaltı masasına davet ediyor.

İlk defa 1942 yılında Ferrero’nun kurucusu pasta ustası Mr.Pietro Ferrero tarafından yaratılan Nutella, zaman içerisinde tüm dünyada tüketilen ve sevilen markalardan biri haline geldi. Günümüzde dünya genelinde senelik 600 milyon kavanozluk tüketim hacmi ile Nutella özellikle kahvaltı sofralarının hatta  biz hanımların tatlı krizlerinin vazgeçilmezi oldu...

Nutella, 2007 yılından bu yana kutlanan “Dünya Nutella Günü”nü dünyanın en çok Nutella satılan 5 ülkesinden biri olan Türkiye’de de bu yıl ilk defa kutluyor.

Nutella sevenlerini, bugün saat 10.00 ile akşam 22.00 arasında Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki dev kahvaltı masasında Nutella’lı ekmek dilimleri ve aileler için çok özel aktiviteler ile ağırlıyor...




Go Mongo'da Moğol Barbeküsü

Moğolistan'daki av partilerinde etler ve sebzeler kılıçlarla dilimlenip, kalkanların üzerinde harlı ateşte pişirilirmiş. Bu gelenek batılaşarak, günümüzde Moğol Barbeküsü konseptiyle karşımıza çıkıyor.

Moğol Barbeküsü konseptini Asya Mutfağı'yla karıştırıp, bizlerle buluşturan ve müdavimi olduğumuz mekan; Go Mongo. Go Mongo'nun İstanbul'da üç şubesi var : Suadiye, İstinye Park ve Meydan AVM.


Açık büfeden size verilen kaseye tepeleme usulü doldurduğunuz taze et, tavuk, balık, sebze ve hatta meyveler,  seçtiğiniz malzemelere uygun sos ve noodle ile birlikte mutfağa doğru yol alıyor ve camekanla kaplı mutfakta devasa sacın üzerinde Moğol şefler tarafından pişiriliyor.



Porsiyon ya da sınırsız olarak alternatif sunulan mekanda tokluk gözetmeksizin sınırsız olanı seçmenizi tavsiye ediyoruz, bu lezzet kaçmaz! Yoksa BHR ve benim gibi yanınızdakilerin tabaklarına dadanma ihtimaliniz yüksek :)

Yemekten sonra bir de kızarmış dondurmaya yer ayırmanızda fayda var, yemekler kadar tatlılarda da oldukça iddialılar...

En az 1 gün öncesinden rezervasyon yaptırmanızı öneryoruz, çat kapı giderseniz uzun süre ayakta beklemeniz kaçınılmaz :)

4 Şubat 2012

Ailemizin Favori Spesiyali Grillde Tavuk ve Sarmısaklı Sos Nasıl Keşfedildi?


Kutmen Ailesi'nin en favori yemeğidir grillde tavuk. İstanbul'un muhtelif pazar ve marketlerinden İstanbul genelindeki en iyi domates ve biberleri almakla meşhur olan biricik dedem, köy pilici konusunda da artık guru oldu.  Genelde her cumartesi günü grillde tavuk günümüzdür. Anneannem Bibiz mutfağa girer ve tavuğa eşlik edecek olan muhteşem havuçlu pilavını yapar. Annem ise grill'de tavuğa eşlik edecek muhteşem sarmısaklı sosu ve salatayı hazırlar. Bu mönüde muammara ve bir zeytinyağlı da mutlaka bulunur. Aile arasında bir görev dağılımı var diyemeyeceğim çünkü ben   sofraya oturup her defasında ilk kez grillde tavuk yiyecekmişcesine arsızca heyecanlanıp elden ayaktan kesiliyorum. Kalabalık olduğumuzda iki tane tavuk pişer. 2 saatte döne döne pişer bu tavuklar. İnanın daha 3 yaşındayken bile hatırlıyorum grillde tavuğu Erol Taş gibi yediğimi...  İşte o günden beri tapıyorum bu yemeğe. O tavuklar grillde hafif hafif dönerken, tepsiye şıp şıp yağı damlar. Tavuk pişmeye yakın pembeleşir, nar gibi kızarır. Yer gök nefis bir şekilde grillde tavuk kokar. Tepsinin altında biriken tavuk suyu itinayla süzülür, Bibiz'in enfes havuçlu pilavına katılır. Bakın şimdi bile, yani bu yemeği anlatırken, yalnızca hayaliyle bile ağzım sulanıyor. Sinan, Ayşe, Dicle, Ata, Filiz, dedem, annem, anneannem, beeeeeen, PNR, Für, Samim Amca, Kevser Annem, babam, Sarı Filiz Teyze, Demirel Teyze, Siboş, Burak, Füsun, Timo daha ne diyeyim, aileden herkes tapıyor bu spesiyale.

Peki ben konuyu nereye bağlayacağım... Bir gün dedemle sohbet ediyorduk. Kendisi yüksek mühendis mimar. Üstelik İstanbul'un en ünlü ve yetenekli yüksek mühendis mimarlarından biri. 80 küsür yaşında olmasında rağmen genç mimarlar, işin içinden çıkamadıkları bir problemle karşılaştıklarında soluğu biricik dedemin yanında alıyorlar. Kaç genç mimarın projesine yardımcı olduğunu en iyi ben bilirim. Eee ne de olsa akıllı adam. Zeki adam. Yaş 80 ama zeka zehir gibi. Allah nazardan saklasın. İşte ben dedemle tatlı tatlı sohbet ederken, dedemin askerlik günleri açıldı. İskenderun'da yapmış dedem askerliğini... Orada da en yetenekli, herkesin parmakla gösterdiği yüksek mühendislerden biriymiş. Projelerde çözümlenemeyen bir sorunla karşılaştıklarında hemen dedeme ulaşırlarmış. Bir gün, bir projeyle ilgili olarak  kendisinden yaşça büyük mimarların bir türlü çözemedikleri bir sorun çıkmış. Tam hatırlayamıyorum sorunun ne olduğunu... Ama çizimsel bir hataymış. Neyse, millet çözemeyince en sonunda dedeme gelmişler. Tabii dedem delikanlı. "Bu genç mi çözecek?" bu sorunu demişler. Dedem, gayet kendinden emin bir şekilde devreye girip, milletin çözemediği sorunu şipşak halletmiş.


Sonrasında bu projenin sahibi İranlı Bey ile buluşmuşlar. İranlı Bey, dedeme çok teşekkür etmiş. Bu iyiliği karşısında iki teklif sunmuş: "Seni ya en güzel restorana yemeğe götüreyim ya da sana ellerimle yemek hazırlayayım? Yaptığın iyiliğe en azından bu şekilde bir jest yapabilmeme izin ver" demiş. Dedem de istememiş, İranlı Bey'in kendisini yemeğe götürmesini... "Yemeği siz yaparsanız çok daha mutlu olurum" demiş. İranlı Bey çok sevinmiş, dedemi de almış, çiftliğine götürmüş. Ortalıkta piliçler cirit atıyormuş. "Kaç piliç yersin?" diye sormuş İranlı Bey. Dedem de "Bir tane yerim" demiş. Hemen piliçler o an yakalanıp, kesilmiş. Kömür ateşinde pişirilmiş. Sonrasında İranlı Bey, dedeme "Sarmısaklı aran nasıl?" diye sormuş. Dedem de "bayılırım" demiş. İranlı Bey, 1 baş sarmısağı soymuş, iyice ezmiş, cam bir kavanoza almış. Üzerine limon, tuz ve zeytinyağı eklemiş. Kavanozun kapağını kapatmış. Başlamış çalkalamaya... Tüm malzemeler harmanlanıp, mayonez kıvamına gelene kadar var gücüyle çalkalamış. Sos beyazlayınca, pişen tavukların üzerine döküp yemişler. Dedem o gün bu sosla, 3 tane piliç yemiş. Eve geldikten sonra anneannem Bibiz'e yediklerini anlatmış. Hemen o sene eve grillde tavuk makinesi alınmış. Anneannem de sarmısaklı sos tarifini dedemden öğrenip bizlere yapmaya başlamış. Anlayacağınız sarmısaklı sosun ve grillde tavuğun geçmişi 35 yıl öncesine dayanıyor.

"EĞER DEDEM, İRANLI BEY'İN RESTORANA GÖTÜRME TEKLİFİNİ KABUL ETSEYDİ, BUGÜN TÜM AİLEYİ BÜYÜK BİR HEYECANLA SOFRADA BULUŞTURAN VE MÜDAVİMİ OLDUĞUMUZ GRİLLDE TAVUK VE SARMISAKLI SOS KOMBİNASYONUNU HİÇBİR ZAMAN ÖĞRENEMEYECEKTİK. DEDEMİN İRANLI BEYE YAPTIĞI İYİLİK, BİZİ HER DAİM BİR ARAYA GETİREN ENFES BİR ŞÖLENİN VE EN KEYİFLİ AİLE SOHBETLERİNİN TETİKLEYİCİSİ OLDU."

Anekdot 1: Sarı Filiz Teyze, 'Ben bu sosla ayakkabımı bile yerime" diyor.
Anekdot 2: Diclemizin eşi biricik kardeşimiz Ata, bu sostan çok yediğinde tansiyonunun düşeceğini bile bile bir kaseyi götürüyor. Sonra da mışıl mışıl uyuyor.
Anekdot 3: Siboş'un bizde kaldığı günlerde eğer Bibiz, sarmısaklı sos yapmışsa, ertesi gün utanmadan yöneticilerimizi arayıp "Midemi üşüttüm gelemiyorum" diyerek kafa izni yaptığımız en az 3-4 gün olmuştur. Yaşasın sarmısak tatili...
Anekdot 4: Grillde tavuğun en güzel anı, Bibiz tavukları keserken onun yanında sağa sola minik minik dağılan parçaları karınca yiyen gibi yemek... Kevser Annem ile ben tepsiyi tırtıklamaya bayılıyoruz.
Anekdot 5: Sosu artık çalkalayarak yapmıyoruz tabii. El blender'ında sırasıyla sarmısak, zeytinyağı ve limon suyunu tırtlatıyoruz...
Related Posts with Thumbnails