30 Haziran 2010

Café Crown’da sahlep keyfi yazın da devam ediyor


Kış içeceği sahlep, Cafe Crown’da 2010 yazı için yeniden yorumlandı. Bol buz ve tarçınla tatlandırılan Sahlep Frozen’ı mutlaka deneyin!




Konuklarına konforlu bir ortamda Türk damak tadına uygun lezzetler sunan Café Crown, 2010 yazına özel yeni ve çok farklı bir soğuk içecek hazırladı: Sahlep Frozen…

Kış aylarının severek tüketilen içeceği sıcak sahlep, Café Crown tarafından yaz ayları için yeniden yorumlandı ve Sahlep Frozen ortaya çıktı. Café Crown’un bol buz ve tarçınla zenginleştirilerek hazırlayıp sunduğu Sahlep Frozen’ı sıcak yaz günlerinde mutlaka tadın.

Mövenpick Hotel Istanbul’da Akdeniz Usulü Barbekü Keyfi...

Bu yaz, AzzuR’un yemyeşil terasında Akdeniz usulü eşsiz bir barbekü büfesi sizleri bekliyor. Leziz barbeküde sunulan ızgara çeşitleri, mezeler, taze salatalar ve enfes tatlıları 19.00 – 22.30 saatleri arasında deneyebilirsiniz.



Başaşçı Andreas Erni ve ekibinin hazırladığı büfede; kuzu külbastı, marine edilmiş dana fileto, karides şiş, fıstıklı kebap, tavuk kanadı gibi ızgara çeşitleri, garnitür olarak bademli pilav, sebze şiş, fırınlanmış patates, mezelerden haydari, çerkez tavuğu, marine hamsi, safranlı enginar, çeşitli soslarla lezzetlendirilen salatalar ve tarçınlı şekerpare, frambuazlı chesecake, yoğurtlu ekler ve çilekli tartalet gibi tatlılar bulunuyor. Ayrıca, bir bardak bira veya bir kadeh yerli şarap ücretsiz olarak ikram ediliyor.

Akdeniz lezzetleriyle barbekü keyfini 1 Temmuz - 8 Ağustos 2010 tarihleri arasında çıkarabilirsiniz. Barbekü büfesi kişi başı KDV dahil 65 TL’dir.

Rezervasyon için 0212 319 29 29’u arayabilirsiniz.


27 Haziran 2010

Yeşil Efe’yle Mezeler Efeleniyor!

Türkiye’nin ilk yaş üzüm rakı markası Efe Yaş Üzüm Rakısı, rakı sofralarına yeni mezeler kazandırmak için ‘Yeşil Efe’yle Mezeler Efeleniyor’ sloganı ile meze yarışması başlatıyor.



Tüm amatör katılımcılara açık olan yarışmayla Türk sofra kültürünün vazgeçilmez unsunu “mezeler” farklı lezzetlerle yeniden yorumlanacak. Yarışmada dereceye girenleri ise para ödülleri bekliyor. Mezelerine güvenenler tariflerini, 15 Haziran - 30 Temmuz tarihleri arasında http://www.mezelerefeleniyor.com/ adresine ya da Mezeler Efeleniyor ismine özel Efe Alkollü İçecekler, Büyükdere Cad. Meydan Sokak Spring Giz Plaza Kat:1 Maslak – Şişli / İstanbul adresine de posta yolu ile göndererek yarışmaya katılabilecekler. Bu leziz yarışmaya katılmak için, gerek online gerek mektupla yapılan başvurularda www.mezelerefeleniyor.com sitesinde belirtilen tüm ayrıntıların yazılı olarak iletilmesi gerekiyor.

Tüm amatör katılımcılara açık olan yarışmanın 1’ncisi 10.000 TL, 2’ncisi 5.000 TL, 3’ncüsü ise 3.000 TL’lik para ödülünün sahibi olacak.

Derece için yarışan yarışmacıların mezelerinde “Efe Yaş Üzüm Rakısı’na en çok yakışan tat hangisi ve en yaratıcı yeşil dekorlu meze hangisi?” sorusunun cevabı aranacak. Toplanan meze tarifleri Conrad Executive Şefi Batuhan Piatti ve ekibi tarafından ön elemeye tabi tutulacak. Finalde ön elemeyi geçerek seçilen 10 meze tarifi gurme Mehmet Yaşin, Executive Şef Batuhan Piatti, gurme Yurtsan Atakan, gazeteci Melis Alphan ve Efe Alkollü İçecekler Pazarlama Direktörü Cem Bülent Erdoğan’dan oluşan jüri tarafından değerlendirilecek ve büyük ödüller sahibini bulacak.

Yeşil meyve ve sebzeler kullanılarak yapılan meze tabağı dekorasyonu, mezenin lezzeti ve rakı sofrasına yakışma özelliği jürinin dikkat edeceği başlıklar olacak. Lezzet düşkünleri, geleneksel Türk damak tadımızın gelecek kuşaklara aktarılması, meze ve rakının sahip olduğu değerlerin korunması ve geliştirilmesi hedeflenen bu yarışmayı sakın kaçırmayın.

25 Haziran 2010

Dünün Lezzetleri Bugünün Ortamı ile Dai Pera’da Buluşuyor…



Dai Pera, unutulmaya yüz tutmuş, özlem duyulan geleneksel tatları mekanında özenle bir araya getirmeye devam ediyor.



İstanbul’un Balkan, Rumeli, Arnavut, Yahudi, Ermeni kökenli engin tarihini, bugünün vizyonuyla birleştiren mekan, menüde bulunan etli kuru fasulye – pilav, etli pazı sarması, beğendili kuzu tandır gibi Istanbul yemeği örneklerini gün boyu çalan jazz müzikle harmanlayıp misafirlerinin beğenisine sunuyor.

Geçmişten gelen yemek kültürünü en klasik haliyle koruyup bugünün ortamına taşıyan Dai Pera, tüm lezzet tutkunlarını aynı adreste buluşturmayı hedefliyor.

Haftasonları Kahvaltı

Çocukluğunuzu hatırlatan pişi, kağıtta pastırma, lor üzerine keçiboynuzu pekmezi, acuka, kavurmalı yumurta, kavrulmuş yeşil biberli çökelek ve yumurtalı ekmek ile çeşitli sunumları olan Dai Pera hafta sonu kahvaltınızı daha da keyifli hale getiriyor.




Öğle Yemeğine Güzel Tatlarla Kısa Bir Mola

Dai Pera da gündüz özenle yapılan ev yemekleri servis ediliyor. Öğlen ve iş arasında hoş bir mola için Dai Pera tam yeri… Etli yaprak sarması, kuzu tandır – iç pilav, reyhanlı etli bulgur pilavı, nohutlu mantı ile öğle molasında annenizin yemekleri lezzetinde tatlar sunuyor. Türünde nadir görülen sunum ve her gün değişen mönü ile seçkin alternatifler sunan Dai pera’da yemekler Ayvalık’tan getirilen sızma zeytinyağı ile ev titizliğinde ve açık mutfak düzeninde pişiriliyor.

Akşam Yemeğinde “Ballı Bonfile”

Alışılagelmiş restoranlara alternatif olarak; alkol ile sıcak yemeği kendine özgü tarzı ile birleştiriyor. Türk yemeklerine şarap eşlemesi yapılan Dai Pera’da, akşamları zengin peynir çeşitleri sunumları, zeytinyağlı çeşitleri, ev yapımı füme etleri, mücver, füme etli peynir sufle gibi başlangıçlarla şaraba geçiş yapılan mekanda ballı bonfilenin yeri bir başka…

Dai Pera, doğal ve samimi ortamı ile annenizin mutfağında gibi hissettirirken, aynı zamanda yabancı kültürlere gerçek İstanbul mutfağını tanıtmayı hedefliyor.





Dai Pera
Adres : Yeni Çarşı Cad. No 54 Beyoğlu

(Galatasaray Lisesi’nden Tophane’ye inen yokuş üzerinde)

T: 0 212 252 80 99
 

24 Haziran 2010

Mübalağasız bugüne kadar yediğim en muhteşem ‘düğün’ yemeği…






Düğünlere gitmek benim için her zaman kâbus olmuştur. Çünkü genelde düğünlerde hep aç kalırım :) Meze tabağının dışında, dişe dokunur bir seçeneğe nadiren rastlandığı için mutlaka evde bir şeyler tıkınıp, öyle giderim düğünlere… 12 Haziran’da Ertuğrul Sayın ile dünya evine giren biricik arkadaşım Sinem Parlakkaya Sayın’ın Grand Hyatt İstanbul’daki düğünü, aklımdaki tüm bu tabuları yıkarak, favori düğün yemekleri listemde bir numaraya yerleşti. Saat 19:00’da havuz başındaki kokteylle başlayan lezzet şöleni sabahın ilk ışıklarına kadar aynı çılgınlıkla devam etti.





Dana carpaccio ve somon fümeli aperatifler tek kelimeyle şahaneydi. Liseden kızlar, kokteyli kaçırdığı için, tüm gıdalar Burak ile bana kaldı :) Kokteylin ardından kapalı salonda başlayan düğün yemeği, salonun ambiyansı, estetik süslemeleri ve şık yemek sunumlarıyla göz doldurdu.







Zengin meze tabağının ardından karnabahar sosuyla sunulan ıspanaklı ve mantarlı krep, sebze severlerin favorisi oldu. Sebze buketi, patates ve arpacık soğan eşliğinde servis edilen, özel soslu dana madalyon ise benim gibi her şeyi beğenmeyen bir etoburdan 100 puanı sorgusuz, sualsiz şıp diye topladı. Liseden can arkadaşım Sena’nın tabağını ilk kez Sinem’in düğününde kıskanamadım. Çünkü hepimiz, aynı lezzeti paylaştık :) (Nereye gidersek gidelim, her defasında benden farklı bir yemek siparişi veren Sena’cım, benim sipariş ettiğim yemekten daha iştah açıcı bir yemekle karşımda yemek yerken, ben nasıl mutlu olabilirim acaba? Sonuç: Tabii ki ve her daim şiddetli otlanma) Bu leziz yemeklerin mimarı olan Fransız şefi, canı yürekten tebrik ediyoruz. Her ne kadar Sinem, Fransız şefin etleri kendi bildiği gibi az pişmiş bir şekilde servis edeceğinden endişe etmiş olsa da, tüm etler Türk damak tadına uygun bir pişme derecesinde sunulmuştu.




Gecenin ilerleyen saatlerinde gelen beyaz çikolatalı ve çilekli düğün pastası ise tam bir bombaydı. Tatlıyla aram olmadığı halde bu hafif çilekli pastayı, 4 çatal darbesiyle sömürüverdim. Ertuğrul ile bir ömür boyu mutlu olmasını dilediğim biricik dostum Sinem’im dans pistinde kuğu gibi süzülürken, ben ise geride bıraktığımız 20 yılı özlemle anıp, birlikte ve ailelerimizle geçireceğimiz yeni yılların hayali kuruyordum…

P.S: Düğünden birkaç gün önce Minibüsyolu-Kuyubaşı’ndaki Nar Cafe&Restaurant’da kına gecesi düzenleyen Sinem’cim, zarifliğini bu mekânın atmosferine de yansıtarak, hepimiz için unutulmaz bir gecenin mimarı oldu. Kına gecesi düzenlemek isteyen arkadaşların bu mekâna göz atmalarında fayda var. Şehir içinde Polonezköy atmosferi yaratan bu şirin ve nezih mekân; nişan, doğum günü, kokteyl gibi organizasyonlar için de biçilmiş kaftan…




BhR

22 Haziran 2010

Geleneksel Meyhane Kültürünün Bozcaada'daki Adresi:Simyon...

Kuzey Ege’nin incisi Bozcaada, geleneksel meyhane kültürünü yeni mekanı Simyon’la günümüze taşıyor. Bozcaada’nın popüler işletmelerinden Mitos ve adanın köklü ailelerinden Salto tarafından açılan Simyon Geleneksel Meyhane, sıcacık atmosferi ve deneyimli kadrosuyla Bozcaada’da meyhane keyfi yaşamak isteyenleri bekliyor.



 
Bozcaada’nın sembol isimlerinden biri olan Simyon Amcanın adının verildiği Simyon Geleneksel Meyhane daha önce bakkal, kasap ve meyhane olarak kullanılan üç mekanın birleştirilmesi ile oluşturuldu. Şarabın bardakta, rakının isteğe göre tek içimlik ata kadehte sunulduğu, meyhane kültürüne uygun olarak tüm mezelerden azar azar tatma şansı sunan Simyon’da adaya özgü deniz ürünleri önce göze sonra mideye hitap ediyor. Birbirinden leziz mezelerde içki kadehlerine yaren oluyor.



Simyon’da bir taraftan Rembetiko, diğer taraftan Müzeyyen Senar, eski meyhane şarkıları ile konuklara eşlik ediyor. Duvarlarında nostaljik reklam, resim ve fotoğraflar bulunan mekanda sohbetin koyulaştığını şamdanlar, gecenin sona erdiğini ise bir çan anlatıyor. Yıllar evvel mekanın kurulduğu alanda akşamları Türk ve Rum dostları ile rakı, şarap içip, sirtaki ve zeybek oynayan Simyon Amcanın neşesi bugün de mekanda konuklarını karşılıyor.

Çocuklara Özel…

Simyon, çocuklu ailelere de meyhane keyfi yaşatıyor. Çocuklara özel menüsü ve oyun alanıyla aynı zamanda bir aile yeri özelliği taşıyor.

Bozcaada’ya gelip de, geleneksel meyhane tadını çıkarmak isteyenler beyaz leblebinin masaları süslediği Simyon’a mutlaka uğramalı…

Simyon Geleneksel Meyhane
 
Cumhuriyet Mahallesi Alsancak Sokak No:34 Bozcaada 
 Telefon: 0286 697 84 45 - 0532 274 1001
 

21 Haziran 2010

Anneannemin pilici Wienerwald pilicine karşı

Pazar günü annemlerden dönüşte, akşam yemeği derdini ortadan kaldırmak için Altunizade civarında açılan Wienerwald’i denemeye karar verdik. Uzun zamandır dikkatimi çeken bu tavuk restoranında yemek yemek bugüne nasipmiş. Grilde nar gibi kızarmış piliçlerin, anneannemin grilde tavuğundan ne kadar farklı olabileceğini düşünüyordum siparişi verirken… Haliyle, beklentim hayli yüksekti. Kasadaki görevli, 4 biberli ve 8 otlu piliç alternatiflerinden 4 biberli olanını tavsiye etti bize. Onu dinledik tabii. Tam piliç ve ekstra elma dilim patatesten oluşan siparişimizi verdik. 20 TL ödeyip, siparişimizi alıp, evimizin yolunu tuttuk...




Eve geldiğimizde ise tam anlamıyla bir hayal kırıklığı yaşadık. Grilde, 4 biber sosuyla marine edilerek nar gibi kızarmış bir tavuk beklerken, karşımıza küçük bir plastik kap içine konmuş pul biber çıktı. Gayet sıradan, grilde pişmiş bir piliç ve bu pilici lezzetlendirmek amacıyla üzerine dökülecek, 4 farklı çeşitte pul biber… Sonuç, tam bir hayal kırıklığı… Pul biberi, alıp elimle tavuğun üzerine serpeceksem, nerede kaldı bu tavuğun farklılığı… Biricik anneanneciğimin mutfağında pişen grilde tavuklara kurban olayım. Annemin özel sarımsaklı sosuyla şenlenen bu tavuğu bir kez tatmanız, bu lezzetin bağımlısı olmanız için yeter de artar bile… Buradan aldığım ders ise oldukça açık: Grilde tavuk, yalnızca anneannemin evinde, annemin sarımsaklı sosuyla yenir.



BhR

20 Haziran 2010

Sağlıklı bir yaz geçirmek için beslenme önerileri...





Türkiye’nin önde gelen endüstriyel &hazır yemek kuruluşu Yemekçi bünyesinde görev alan diyetisyenler, yaz aylarında sağlıklı ve dengeli beslenmek için kelimenin tam anlamıyla işin “mutfağından” bilgiler verdi. Amaç, yaz meyve ve sebzelerini kullanarak, eti de ihmal etmeden sağlıklı kalmak...

Yemekçi’nin mutfağında yılın dört mevsimi toplamda 250 bin kişi için yemek hazırlanıyor. Bu da işinin uzmanı diyetisyenlerle birlikte çalışmayı gerektiriyor. İşte o diyetisyenlerin başlıca görevlerinden biri de söz konusu çeyrek milyon Yemekçi müşterisini mevsimine uygun beslemek, kalori ihtiyaçlarına göre mönüler hazırlamak ve sağlıklarını korumak...

Havaların iyice ısındığı şu günlerde Yemekçi’nin uzman diyetisyenleri de uzun yıllara dayanan tecrübeleriyle bazı önerilerde bulunuyor. Örneğin sıvı tüketimi... Yaz mevsimiyle birlikte bol sıvı alınması gerektiğini belirten diyetisyenler, vücuttan fazla miktarda su kaybedilmesiyle bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık sorunları yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Sıvı ihtiyacını karşılamak için süt, ayran, soda, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çaylarını öneren Yemekçi diyetisyenlerinin favori içeceği ise su... Dünya Sağlık Örgütü’nün, kadınlara günde 10, erkeklere 14 bardak su içmesi önerisini hatırlatan diyetisyenlerin bir de uyarısı var: “Bebek ve çocuklar sıvı kayıplarını ifade edemeyecekleri için, ebeveynlerin bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor!”

Yaz aylarında hipertansiyon, diyabet, kalp - damar hastalığı gibi kronik rahatsızlığı olanların güneş ışınlarının çok dik geldiği 11:00 - 17:00 saatleri arasında gerekmedikçe dışarı çıkmamalarını hatırlatan Yemekçi diyetisyenleri, bu tür rahatsızlığı olan bireylerin öğün atlamadan; 3 ana öğünün yanı sıra 3 de küçük ara öğün almaları gerektiğini; çünkü ancak o zaman bir sonraki öğünde hem yavaş hem de az yemek yenebileceğini belirtiyor. Diyetisyenlerin bir de uyarısı var: Günlerin uzun olduğu yaz aylarında daha çok yemek yenir ve özellikle geç saatlere kadar süren akşam yemeği sırasında alınan alkol, yenen yağlı ve ağır yemekler vücut dengesini zorlar. Kalp krizi yaz döneminde daha fazla görüldüğü için yemeklerde katı değil sıvı yağların tercih edilmesi gerekir. Et, süt, yoğurt, peynir, yumurta ve yağlı tohumların içerisinde de yağ bulunduğu gerçeğinden yola çıkarak, ekmeğe yağ sürmemek, zeytinyağı bile olsa aşırı miktarda kullanmamak gerekir. Pişirme yöntemi olarak kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme tercih edilmelidir. Çünkü 1 gram yağ 9 kkal. enerji verir...

Yemekçi diyetisyenlerinin yaz aylarına yönelik diğer önerileri de şöyle:

Vücudun şeker ihtiyacı besinlerden doğal olarak karşılanır. Bu yüzden tatlı tüketiminden kaçınmak, tatlı tüketim sıklığına ve miktarına dikkat etmek, ağır tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlıları (dondurma, puding, sütlaç, komposto, meyve jölesi gibi) tercih etmek daha sağlıklıdır.

Meyve, ana yemek yerine değil, ara öğün olarak yenmelidir. Örneğin sadece karpuz ile öğün geçiştirmek yanlıştır, fazla meyve de kilo artışına neden olur.

Lifli (posalı) besinlere önem vermek gerekir. Bu yüzden kuru baklagiller yazın da haftada 2 - 3 kez tüketilmelidir. Esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna, pirinç, erişte, un ve sebze - meyve tüketimine ağırlık verilmelidir.

Sebze ve meyve tüketimi ile kalp - damar hastalıkları, bazı kanser türleri, inme, diyabet, Alzheimer hastalığı, katarakt ve yaşla ilintili fonksiyonel kayıp riskinin azalması arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Bu etkiler, sebze ve meyvelerin içerdiği diyet posası, folat, potasyum ve Beta - karoten, C vitamini, E vitamini gibi antioksidan etkinlik gösteren biyoaktif fitokimyasal bileşenlerden kaynaklanır. Dünya Sağlık Örgütü de günde 5 - 9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesini önermektedir.

Tüm bunlara ilave olarak egzersiz şarttır ve yine Dünya Sağlık Örgütü, en çok tempolu yürümeyi önermektedir. Jogging, bisiklet, yüzme, tenis, dans, aerobik, jimnastik gibi kalbi çalıştıran sporlar da uygundur. Haftanın 4 - 5 günü 40 - 50 dakika kadar egzersiz yapılması yeterlidir. Amaç; metabolizma hızını düşürmemektir.

Yemekçi diyetisyenleri ve tüm beslenme uzmanlarının salataya verdiği önem ortada... Ancak hep aynı formülü uygulamak, salata severleri bile bıktırabilir. İşte Yemekçi diyetisyenlerinden yaz salataları için farklı birkaç öneri:

Bol yeşillik, üstüne 50 gr haşlanmış Meksika fasulyesi eklenebilir. Keten tohumlu kırmızı lahana, havuç ve turp salatası farklı bir lezzeti tanıma fırsatı sunacaktır. Ayrıca Akdeniz yeşillikleri üzerinde kuru kayısı, kuru üzüm ve ceviz parçaları serpiştirmekle de sağlıklı, besleyici ve hafif bir salata elde edilebilir. Salata soslarında zeytinyağı ve yoğurt tercih edilebilir ayrıca yoğurt, taze nane yapraklarıyla da lezzetlendirilebilir...

Yemekçi diyetisyenlerinin önerilerini özetlemek gerekirse...
• Yaz aylarında sıvı kaybı çok olur. Günde 2-2,5 lt su için.

• Bol miktarda sebze ve ihtiyacınız ölçüsünde meyve tüketin.

• Kızartmalar, aşırı yağlı gıdalar, sakatatlardan uzak durun.

• Az yağ yağla hazırlanmış zeytinyağlı veya ızgara sebzeleri tercih edin.

• Et tercihleriniz de ızgara veya fırında pişmiş olsun. Ağırlıklı olarak beyaz et tüketin.

• Margarin ve tereyağ gibi doymuş yağlardan sakının, sıvı yağlara yönelin.

• Dondurma gibi tatlıları uygun miktarda, dikkatli tüketin.

• Beyaz ekmek yerine kepekli, tahıllı ekmek tercih edin.

• Tuz tüketiminize dikkat edin.

• Abur cubur yerine, yazın bolca bulunan taze sebze ve meyveleri tercih edin.

• Alkollü ve asitli içeceklerden yaz aylarında sakınmak gerekir. Bunun yerine soda, ayran, su, meyve suyu tüketin.

• Ağır öğünlerden kaçının. Yemeklerinizle beraber lif zengini sebze veya salatayı mutlaka tüketin. Salatalarda farklı formülleri deneyin.

• Yemeklerinizi çok geç saatlerde yemeyin, mümkün olduğu kadar fiziksel aktivitenizi artırın.


Yemekçi diyetisyenleri, yaz aylarını daha sağlıklı geçirmek adına örnek bir mönüsü de var:


Kahvaltı:

1 bardak papatya çayı veya bir bardak tercih edilen meyve çayı
1 dilim tercih edilen peynir
4-5 adet yeşil zeytin
1 ince dilim kepekli ekmek
Taze tatlı kırmızıbiber, domates, salatalık, taze nane ve taze maydanoz dalları
2 adet kuru kayısı

Ara öğün:

Meyve

Öğle:

1 porsiyon ızgara et (tavuk / köfte / kırmızı et / balık)
Salata
2 ince dilim kepekli ekmek

Ara öğün:

Sadece birini seçmek kaydıyla: 6 tam ceviz / 15 adet badem / 1 yemek kaşığı yaban mersini / 1 yemek kaşığı kuru siyah üzüm / 1 meyve / haftada bir gün olmak üzere 2 top dondurma / yarım simit.

Akşam:

2 adet patlıcan dolması
1 kase cacık ve bol salata
1 dilim ekmek.

Ara öğün:

Sadece birini seçmek kaydıyla: 1 avuç sarı leblebi / 1 adet meyve / 1 su bardağı patlamış mısır.


19 Haziran 2010

Evde Mangal Partisi Başlıyor!


 


* Büyütmek için üzerine tıklayın :)


17 Haziran 2010

Pizza Pizza ile Yaz Diyetine Hazır Olun!


Bol malzemeli ve doyurucu menüleri ile pizzaseverlerin daima ilk tercihi olan Pizza Pizza’dan yaza özel hafif ve doyurucu tatlar… Akdeniz’e özel tatları pizzalarında buluşturan firma, yazın formunu korumak isteyen pizzaseverler için salata, tavuk ve hafif pizza seçenekleri sunuyor…



 
1960’lardaki bir araştırma ilgi çekici istatistiki verilere sahip… Yunanistan, Güney İtalya, Fransa Akdeniz’in diğer ülkelerindeki insanlar, yüzde 40 oranında yağ içeren bir diyet ile beslenmelerine rağmen daha az kalp hastalıkları ile karşılaştılar. Bu ülkelerin insanları daha uzun ve sağlıklı yaşamanın da sırrını bulmuş oldular. 50 yıl boyunca süregelen bu beslenme yöntemini, Türkiye’nin en büyük pizza restoranlar zinciri Pizza Pizza da benzersiz tatları ile sürdürüyor. 4 farklı salatası, tavuk lezzetleri ve Tuna, Chicken Barbeque, Pizza Light ve Vegeterian gibi pizzaları ile sizi hafif lezzetlerden oluşan pizza zenginliğine davet ediyor.

Pizza dünyasında yarattığı yeniliklerle adından söz ettiren Pizza Pizza, doyurucu, ekonomik ve sağlıklı ürünler üretmeye devam ediyor. Bu yaz da hafif tatları ile pizzaseverlerin yanında olan firma; evde, işte ya da sahilde lezzetli pizzalarını yiyerek günün yorgunluğunu atabilirsiniz. Akdeniz, Ton Balıklı, Caeser ve Mega salata çeşitleri ile yeşilliği ve tazeliği yaşatan Pizza Pizza, kıtır tavukları ile de beyaz et severlerin gözdesi. Pizza sosu, mozarella peyniri, mantar, ton balığı, mısır ve yeşilbiberi ile Tuna Pizzası; barbeque sosu, mozarella peyniri, tavuk parçaları, yeşil biber ve kurutulmuş domatesi ile Barbeque Chicken Pizzası’nı hafif pizzaseverlerle buluşturan firmanın Pizza Light ve Vegeterian Pizzaları da herkesin ilk tercihi olacak.

Pizzanın yerel tatlar kazanması için Ar-Ge departmanı ile çalışan, yeni ürünler ve tatlar üreten Pizza Pizza, 2009 yılında bu alandaki çalışmaları için 50 bin dolarlık bütçe ayırmıştı. 2010’da da aynı yöndeki yatırımlarına devam ediyor. Pizzaseverlerin beklentilerini karşılayacak 15 farklı pizza çeşidi bulunan Pizza Pizza, bu sayıyı 2010 yılında 25’e çıkarmayı planlıyor.

Üstün kalite, bol malzeme, tarifsiz lezzet ve servis hızıyla fark yaratan Pizza Pizza’nın kampanyaları ve ürünleri hakkında bilgi almak ve anında sipariş vermek için www.pizzapizza.com.tr adresi ziyaret edilebilir ya da 44 44 500 numaralı Türkiye’nin Pizza Sipariş Hattı aranabilir.

 

16 Haziran 2010

“Organikanyon” ile Cuma günleri şehrin ortasına yeşil hayat geliyor!

Şehrin Ortasında Bir Ekolojik Yaşam Alanı “Organikanyon”...



Her Cuma Kanyon Büyükdere girişine 10:00 – 20:00 saatleri arasında kurulacak olan Organikanyon; yiyecekten, kıyafete, kozmetikten, temizlik ürününe kadar her türlü organik gıda ve ürünün bulunacağı bir yaşam alanı haline gelecek.

Cuma günleri kurulacak olan “Organikanyon”, ürünlerin doğrudan üreticiden alındığı şehir hayatına taptaze ve doğal bir soluk getiren bir mekan olacak.

“Organikanyon”daki tüm ürünler, organik sertifikalı ya da geldiği yer belli olan, üretildiği bölgedeki sosyo-ekonomik koşullara olumlu katkı sağlayan ve hikayesi olan ürünler arasından seçilecek. Organikanyon, alışverişin yanı sıra, ekolojik yaşam alternatiflerinin de deneyimleneceği, bu yaşam tarzına dair detaylı bilgilerin edinilebilceği bir yer olarak hizmet verecek.

Türkiye’de organik sektöre dair her türlü yeniliğin sunulacağı “Organikanyon”, Kanyon ve Ekolojikimece işbirliği ile her Cuma Kanyon’da...


Bilgi için :

Kanyon

Büyükdere Cad. No:185 Levent

Tel: 0212 353 53 00



15 Haziran 2010

Ege Büyüsü; Bir Deniz, İki Yaka, Tek Sofra, Alaçatı’da “Kydonia” Restaurant’ta...


Alaçatı, Kydonia ile kültürlerin kaynaşmasından ortaya çıkan, bu güzel toprakların tarihini yansıtan, özgün ve tılsımlı lezzetlere kavuşuyor.

Aynı denizin birleştirdiği iki kıyının insanlarını kenetleyip kardeş yapan göç öykülerinin Ege’nin otları, deniz ürünleri ile bezenmiş tarih kokan özgün mutfağı.



Kydonia Girit’de eski bir medeniyet, Ayvalık’ın tarihi ismi ve aynı zamanda nadir bir Ege kabuklusunun ismi. İşte bir deniz, iki yaka, tek sofra buradan geliyor. Kydonia, insana bir Ege adasına gelmiş hissi verip, aslında bu toprakların insanlarının geçmişleri, dinleri farklı da olsa yaşlı zeytin ağacının bilgeliği, defne, kekik ve adaçayı kokuları ve paylaşılan sofra ve lezzetlerle aslında kardeş olduğunu hatırlatıyor.



Kydonia’da Ege’nin en taze ve nadir deniz ürünleri, çeşit çeşit ege otları, köy ekmeği, zeytinyağı, lor peyniri ve iki yaka arasında göç edenlerin tarihi tarifleri ile akkızlı sübye, sakızlı ahtapot yahnisi, arapsaçlı lor böreği, şarap soslu midye ve daha 70 çeşit mezesi, balığı, kabukluları ile tam bir Ege lezzet üssü…

İstanbul’da “food for the soul” sloganı ile tanıdığımız “En İyi Etnik Restoran” ödüllü Banyan’ın kurucularının açtığı Kydonia, Haziran ortası itibariyle Port Alaçatı Marina’da hizmet vermeye başlayacak.


14 Haziran 2010

Beyoğlu, teras, pizza...



İstiklal Caddesi'ndeki favorilerimden biri oldu Filicori... Mekanın yaz sıcaklarında püfür püfür esen terası ve ferah dekorasyonu, lezzetli yemekler ve kaliteli&hızlı servisi ile gününüze renk katıyor...



Denizli'de de bir şubesi olduğunu öğrendiğim mekan İtalyan Mutfağı'nın eşsiz lezzetlerini sunuyor misafirlerine. İlk gidişimde denediğim Akdeniz pizzadan sonra sıra sebzeli pizzaya geldi...




Sebzeli bir pizzanın bu derece lezzetli olabileceğini hayal etmek zor, farkındayım. Hayal gücünüzü zorlamanıza da gerek yok, sadece gidin ve deneyin!




İncecik kare şeklindeki hamur üzerine eklenmiş közlenmiş kırmızı biber, patlıcan ve kabak dilimleri, kurutulmuş domates, brokoli, beyaz halka soğan ve pizzanın tabanını kaplayan erimiş mozarella peyniri... Kurutulmuş kırmızı biberli zeytinyağı ve louisiana sos da bu pizzanın adeta aksesuarları...



Kelimelerin bittiği yerdeyim...

Adres belli, Fransız Kültür Merkezi'nin karşısı! :)



PnR

13 Haziran 2010

Toscana Usulü Cheesecake (Marine edilmiş çilekler ile)


Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) İtalyan Mutfağı (Toscana) workshop’unun tatlı olarak spesiyali ise marine edilmiş çileklerle servis edilen Toscana usulü cheesecake oldu. Beyaz şarapta marine edilen çilekler, cheesecake’e gerçekten de hoş bir tat katmıştı. Toscana usulü cheesecake, yoğun bir krema – ricotta peyniri kombinasyonundan hoşlananlar için biçilmiş kaftan..




Malzemeler: ( 2 kişilik)

Tabanı için:

1 paket burçak bisküvi
75 gram tereyağı (soğuk)
40 gram bal
1 gram toz zencefil


İç harcı için:

300 gram ricotta peyniri
200 gram çırpılmış krem şanti
60 gram pudra şekeri
20 gram toz şeker
½ adet limon suyu
3 adet yumurta sarısı
14 gram toz jelatin
150 gram çilek
150 ml beyaz şarap




Hazırlanışı:

Bisküviyi ve toz zencefili rondoda çekip, kırıntı haline getirin.

Tereyağını ekleyip çekin ve balı da ilave edip karıştırın.

Çemberin dibine yayın ve sıkıştırın.

Jelatinleri soğuk suda bekletin.

Yumurta sarısı, limon suyu ve 20 gram şekeri benmari de yumurta sarıları beyazımsı bir renk alana kadar iyice çırpın ve kenara alın.

Jelatini ekleyip, karıştırarak eritin.

Ayrı bir kapta ricotta peyniri, krem şanti ve pudra şekerini karıştırın.

Her iki karışımı da birbirine yedirip, tabanı bisküvi ile doldurulmuş kalının içine dökün

Buzdolabında form alana kadar bekletin

Çilekleri arzuya göre bütün veya keserek beyaz şarapta marine edin.

Cheesecake’in üzerini çileklerle süsleyin ve servis edin.


Afiyet Olsun :)



BhR

Akşam Yemeklerinize Stil Katın!

Nintendo ve ELLE à Table™ dergisinden ilham veren yemek tarifleri...

Kayınvalidenizi etkileyecek bir yemek hazırlamanın stresini mi yaşıyorsunuz? Ya da hayatınızdaki o çok önemli kişiye bir ziyafet mi vermek istiyorsunuz? Yorgun bir günün ardından hafif bir akşam yemeği veya zengin bir ziyafet hazırlamak istiyor ama ne pişireceğinize karar veremiyorsanız, Temmuz ayında çıkacak 1000 Cooking Recipes from ELLE à Table™ oyunu yardımınıza yetişiyor.


Nintendo, her öğün için lezzetli yemek tarifleri içeren ve yemek yapma beceri ve yaratıcılığınızı geliştirecek 1000 Cooking Recipes from ELLE à Table™ oyunu için lüks yaşam dergisi ELLE à Table™ ile işbirliği yapıyor. Oyunun içerisinde bulunan 1000’den fazla yemek tarifinin her biri adım adım yönlendirmeler ve beslenme bilgileri ile birlikte anlatılıyor.

Nintendo DS ile uyumlu olan 1000 Cooking Recipes from ELLE à Table™ oyununda her ülkeden, mevsime özel hazırlayabileceğiniz yemek tarifleri ve babalar günü, yılbaşı gibi özel günler için de yemek tarifleri yer alıyor. Aileniz ve arkadaşlarınıza düzenleyeceğiniz yemeğe yakışan kusursuz bir final için Şarap Ustası Jancis Robinson ve İyi Yemek Derneği’nden John Farrand’ın hazırladığı peynir ve şarap çeşitleri üzerine rehberleri ve önerileri kullanabilirsiniz.

Oyundaki ses tanıma özelliği sayesinde mutfakta yemeklerinizi hazırlarken Nintendo DS’e bağlı kalmadan rahatça hareket etmek mümkün. Sanal tarife kitabı sayesinde özel tarifler kaydedilebiliyor ve hatta Nintendo DSi kullanıcıları, konsolun fotoğraf çekme özelliğini kullanarak, hazırladıkları yemeklerin fotoğraflarını çekip tariflerine ekleyebiliyor. Ayrıca özel tarifler, aynı oyuna sahip kişiler arasında Nintendo DS kablosuz iletişim özelliği kullanılarak paylaşılabiliyor.

Temmuz 2010’da Nintendo DS ve Nintendo DSi için satışa çıkacak 1000 Cooking Recipes from ELLE à Table™ ile usta bir ahçı olmaya hazırlanın.



12 Haziran 2010

MSA’ dan 5 ayda meslek edinme fırsatı!

Türkiye’ de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı, ilk ve tek City & Guilds profesyonel aşçılık ve pasta-ekmekçilik eğitimleri veren Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), profesyonel eğitimleri ile katılımcılarını meslek sahibi yapıyor.



5 Temmuz’da başlayacak olan “Yaz Dönemi Hızlandırılmış Eğitimleri” zamanı sınırlı olanlar için birebir. 24 kişi kapasiteli sınıflarda kayıtlar 3 Temmuz 2010’da tarihinde sona eriyor.

MSA’ da tüm yıl boyunca verilen ve 8 ay süren profesyonel aşçılık ve pasta-ekmekçilik eğitimleri, yaz aylarında bu mesleğe başlamak isteyenler için hızlandırılmış olarak düzenlendi. Zaman darlığı nedeniyle 8 aylık programlara katılamayanlar için yaz aylarını değerlendirecekleri bu mesleki eğitim programları 5 Temmuz Pazartesi başlıyor.

MSA’ nın profesyonel mutfaklarda, yarım gün ve 8 ay süren Aşçılık ve Pasta-Ekmekçilik eğitimleri "Yaz Dönemi"nde, tam gün ve 9 hafta sürüyor. Staj ise yine her dönem olduğu gibi 3 ayda tamamlanıyor.

Öğrenciler eğitimin ilk haftası beslenme, hijyen ve güvenlik, bıçak kesim teknikleri, tabak sunum teknikleri ve menü planlama gibi teorik dersler alıyor, bu dersler sonunda ise uygulamalı derslere girmek için hazır hale geliyorlar. 2 ay dolu dolu geçen eğitim sonunda her biri İstanbul’ un en iyi beş yıldızlı otel ve restoranlarında staja yerleştiriyor.

Yaz dönemindeki “Hızlandırılmış Aşçılık ve Pasta-Ekmekçilik” eğitimleri ile toplam 5 aylık bir sürecin ardından iş dünyasının kapıları MSA mezunlarına açılıyor. Bugüne kadar MSA’dan mezun olanlar Les Ottomans, Zuma, Four Seasons, Swissotel, Sunset, Papermoon olmak üzere pek çok ünlü otel ve restoranda kariyerlerine devam ediyor.

Kariyerine mutfakta devam etmek isteyenler ve yeni bir meslek edinmek isteyenleri bekleyen “Hızlandırılmış Eğitimler” kısa sürede meslek sahibi olmanızı sağlıyor.

24 kişi kapasiteli sınıflarda eğitimlere katılabilmek için MSA yönetici şefi ile bir ön görüşme yapılıyor. 3 Temmuz Cuma günü sona erecek kayıtlar için acele etmek gerekiyor.

MSA ile Avrupa’da iş bulabilmek hayal değil…

MSA mezunları artık sadece Türkiye’de değil Avrupa’nın her yerinde iş bulabilecek. Dünyaca ünlü akreditasyon merkezi City & Guilds'e Türkiye'den akredite olan ilk kurum olan MSA’ nın mezunlarına Avrupa’da da kapılar açılıyor. Mezunlar aldıkları Europass geçerliliği olan diplomalar ile Avrupa’da herhangi bir ülkede rahatlıkla çalışma imkanı bulabilirken, öğrenimlerini de sürdürme şansına sahip oluyor.

MSA’da profesyonel mesleki eğitimlerin yanı sıra mutfakta vakit geçirmeyi hobi haline getirenlere özel eğitim programları da bulunuyor.

Programlarla ilgili ayrıntılı bilgiler http://www.msa.tc/ adresinden veya 0212 290 35 50 / 444 9 MSA numaralı telefondan temin edinilebilir.


11 Haziran 2010

Zazie Yeni Bahcesi İle Yaza Merhaba Diyor!


İstanbul’un en önemli buluşma noktalarından Zazie’nin yepyeni açıkhava bahçesi açıldı.

Zazie’nin giriş katındaki yeni bahçesi yine şık, kaliteli ve keyifli atmosferi ile davetkar bir mekan olma özelliğini koruyor ve yaza merhaba diyor...


 

 
Gün ve gece boyunca yemek için tercih edilen, akşamüzeri saatlerinde ise kokteyller ile hareketlenen bahçede Zazie’nin dünya mutfaklarından derlediği lezzetleri ya da hafif ve nefis pizzalarını tadabilirsiniz.

Şehrin merkezinde yer alan modern bahçede günün tüm yorgunluğunu üzerinizden atacaksınız. Zazie, leziz yemekler eşliğinde ve ev konforunda güzel saatler geçirmek isteyenleri yeni açıkhava bahçesine davet ediyor.

Zazie Bahçe’de Happy Hour Zamanı!

Bu Yaz 18.00-20.00 arası Happy Hour molası Zazie’de sizi bekliyor!

Zazie’nin yepyeni üst kat bahçesinde içkinizi yudumlamanın keyfine varmanız için bir sebep daha! Yaz boyunca sürecek Zazie Happy Hour ile 1 kokteyl alana 2.kokteyl %50 indirimli.



Zazie’nin özel listesinden çalınan parçalarla eğlence de Happy Hour ile birleşiyor.

Zazie’de arzunuza göre belirleyeceğiniz, taze meyvelerle hazırlanan buz gibi kokteylleri sürahi ile de tercih edebilirsiniz. Mexican Border, Zazie Libre, Antarctica, Principessa, Sandoz, VerryBerry ve diğer kokteyller, yaz gecelerinizi daha da renklendirecek.

Yaz konserleri öncesi buluşmak için ideal konumuyla Zazie’nin yeni açıkhava bahçesinde keyifli bir yaz sizi bekliyor.


Zazie

Atiye Sk. Ak Apartmanı No: 7/2
Teşvikiye-İstanbul

0212 231 87 81

10 Haziran 2010

Porçini Mantar, Dana Beykın ve Dağ Kekikli Penne


Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) İtalyan Mutfağı (Toscana) workshop’undaki ikinci favorimiz ise tabii ki dumanı tüten, enfes mi enfes bir penne şöleni... Porçini mantar, dana beykın ve dağ kekikli penne, 5 yıldızlı spesiyallerimizden biri olmaya aday. Bakalım siz de bize katılacak mısınız?





Malzemeler: ( 2 kişilik)

150 gr penne makarna
70 gr dana beykın (İnce doğranmış)
5 dal dağ kekiği
50 gr kuru porçini mantarı ( Bir gece önceden soğuk suda bekletilmiş)
50 ml beyaz şarap
4 adet ince doğranmış arpacık soğanı
2 diş ince kıyılmış sarmısak
1 bardak krema
100 gram ince doğranmış kestane mantarı
70 gram toz parmesan peyniri
30 gram küp küp kesilmiş tereyağı
100 ml et suyu


Hazırlanışı:

Penne makarnaları kaynar suda haşlayın.

Soğan ve sarmısakları az yağda soteleyin.

Beyaz şarap ilave edin ve çektirin.

Kestane mantarlarını ilave edin ve sotelemeye devam edin

Et suyunu ve kremayı ilave edin ve ateşi kısın

Dana beykın ve kuru porçini mantarlarını ilave edin.

Sos kıvam alınca taze otları, parmesan peyniri ve tereyağını ilave edip makarnayla harmanlayın.

Servis tabağına aldıktan sonra bir miktar daha parmesan ilave edin ve servis edin.

Not: Dana beykını tercih etmeyenler, dana jambon kullanabilir.

Afiyet Olsun :)
 
 
 
BhR

9 Haziran 2010

Şeri Vinegret Soslu Keçi Peyniri ve Renkli Domatesli Salata

Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) İtalyan Mutfağı (Toscana) workshop’unda 1.5 saatlik açlığımızı gideren en çılgın lezzet hiç şüphesiz, keçi peyniri ve renkli domatesli salataydı...




Malzemeler: (2 kişilik)

Vinegret için:

15 ml şeri sirkesi
1 diş sarmısak
Zeytinyağı
Tuz, karabiber

Salata için:

10 adet siyah çeri domates
10 adet çeri domates
2 adet siyah büyük domates ( kumato)
2 adet salkım domates
2 dal fesleğen
2 dal dağ kekiği
5 dal frenk soğanı
50 gram baby roka
2 dal maydanoz
2 dilim baget ekmeği
100 gram keçi peyniri



Hazırlanışı:

Vinegret için:

Sarmısağı ince doğrayın. Sirke ve zeytinyağı ile bir kapta karıştırın.

Tuz –karabiber ilave edin.

Salata için:

Büyük domateslerin kabuklarını soyun.

Ufak domatesleri 2’ye, daha büyüklerini elma dilimi şeklinde kesin.

Bir kapta tüm domatesleri ve yeşillikleri vinegret ile harmanlayın.

Tuz-karabiber ile lezzetlendirin.

Baget ekmek dilimlerinin üzerine keçi peynirlerini sürün ve fırında hafif erimesini sağlayın.

Salatayı tabağa aktarın, yanında keçi peynirli baget ekmeklerle servis edin.

Afiyet Olsun :)
 
 
BhR

MSA'da Tatilin Okulu



İtalyan mutfağında Toscana’dan lezzetler


Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) sadece yemek meraklılarına özel workshop’lar düzenlemiyor. MSA bünyesinde takım ruhunu güçlendirmek, birlikte hoşça vakit geçirmek, aynı hedef doğrultusunda ilerlemek gibi yetenekleri öne çıkarmak amacıyla kurumlara özel motivasyon workshop’ları da yapılıyor. 7 Haziran’da Philip Morris çalışanlarının katılımıyla gerçekleşen İtalyan Mutfağı (Toscana) workshop’una ‘Lezzet Dedektifleri’ olarak davet edildik, nazik davetleri için çok teşekkür ederiz. Ve inanın kendimizi adeta onlardan biri gibi hissettik.




Bu sıcak atmosferde etkin rol oynayan en önemli isim ise tabii ki eğitmenimiz Hakan Şen... “Bu sarmısakları ne yapacağız?” sorusuna defalarca pozitif yanıt verebilmeyi başaran Şen, hepimizden ayrı ayrı takdir topladı. Salata, focaccia ekmeği, cheesecake ve makarnadan oluşan menümüz, gerçekten de muhteşemdi. Her ne kadar ekmek geç pişmiş olsa da ve biz 20.30’dan önce yemek yemeğe başlayamamış olsak bile, ortaya çıkan yemekler tüm açlığımızı bir anda unutturdu. Şimdi gelelim menümüzde yer alan ilk spesiyale...


Ev Yapımı Focaccia Ekmeği ( Fasülye ve keçi peyniri ile)

‘Ev yapımı focaccia ekmeği’, tek kelimeyle günün yıldızıydı. 180 derece fırında nar gibi kızaran, bir gün sonrasında bile tazeliğinden hiçbir şey kaybetmeyen bu ekmekten yüzlerce dilim yenebilir.




Malzemeler: ( 2 kişilik)

500 gram un
375 ml su
50 gr taze iç fasülye
20 ml zeytinyağı
15 gram bal
30 gram maya
10 gram tuz
2 dal taze biberiye
2 dal taze kekik
2 diş sarmısak
100 gram keçi peyniri





Hazırlanışı:

Su ve mayayı bir kapta karıştırın

Un, tuz, zeytinyağını ve balı ekleyin

Kekik ilave edin.

Fasülye ve ezilmiş sarmısak ilave edin

Peyniri ezerek içine ekleyin. Elinizle ya da tahta bir kaşık yardımıyla yoğurun.

Bir fırın kabı ya da tepsisine yayıp, elinizle şekil verin.

20-25 dakika mayalandırdıktan sorna üzerine biberiye serpiştirin.

Önceden ısıtılmış fırında 180 derecede, 30 dakika pişirin.

Fırından çıktıktan sonra üzerine zeytinyağı sürüp çektirin.

Not: Eğitmenimiz Hakan Şen, bu focaccia ekmeğini taze fasülye yerine zeytin ve kurutulmuş domatesle de yapabileceğimizi söyledi. Denemekte fayda var :)


Afiyet Olsun...




BhR

5 Haziran 2010

Yazın Keyfi Sofrada Yaşanır!

Artık iyiden iyiye kendini hissettiren yaz coşkusu, pazar kahvaltılarında, yazlıklarda ve bahçelerde yenilen uzun akşam yemeklerinde daha da dolu dolu yaşanmaya başlandı. Bu güzel sofralar, aile bireyleri ve yakınlarımızla geçireceğimiz keyifli saatler için ideal fırsatlar sunuyor. İsterseniz yazın en güzel renkleriyle bezenmiş kahvaltı masaları, isterseniz seçkin çizgilerin hakim olduğu özel bir atmosfer; hayalini kurduğunuz sofra için Güral Porselen’in özgün ürün gamına bir göz atmanız yeterli!

Modern zevkler için New Design Koleksiyonu…

Güral Porselen’in en yeni ürünlerinden oluşan New Design Koleksiyonu’nda birbirinden şık yemek takımları, kahvaltı setleri, çay-kahve takımları ve el dekoru ürünleri bulunuyor. Güral Porselen kalitesiyle sunulan çelik tencere setleri ve çatal-bıçak takımları da bu zarif porselenleri en iyi şekilde tamamlıyor.




Picasso: Mutluluk kahvaltıda başlar…

Güzel bir gün güzel bir kahvaltıyla başlar. Güne kendinizi ve sevdiklerinizi özel hissederek başladığınızda tüm gününüz de öyle devam eder. Yaz denilince de elbette ilk akla gelen keyiflerden biri de kahvaltılar. Balkonda, terasta, bahçede; sizi yazın huzurlu esintileriyle buluşturan bu uzun kahvaltıları Güral Porselen ürünleriyle tüm aile için daha da çekici hale getirebilirsiniz.




Picasso Kahvaltı Seti, Güral Porselen farkıyla sabahlarınızı özel kılan, enerjisi ile sofraları ziyafetlere dönüştüren bir koleksiyon. Kahvaltı ve yemek serileriyle sunulan Picasso, her zevke hitap eden, farklı renklerle oluşturulmuş desenlerle göze çarpıyor. Adını dünyaca ünlü ressam Picasso’dan alan bu şık seride tıpkı Picasso tablolarındaki gibi yenilikçi formlar göze çarpıyor. Sade çizgiler, görkemli desenler ve çiçeklerle çeşitlenen seride her zevke hitap eden yemek takımları sizi bekliyor.


Güral Porselen'den yeni mutfak kültürüne armağan: Gastro Studio

Güral Porselen’in bir başka koleksiyonu Gastro Studio’da ise modern mutfaklar için farklı ve çok fonksiyonlu ürün grupları bulunuyor. Hem pişirme hem de servis için kullanılabilecek şık fırın kapları, tek lokmalıklar, dondurmalıklar, çay-kahve fincanları, sosluklar, kaseler, sufle kapları, servis tabakları, dekoratif ürünler ve daha birçok farklı parça, göz alıcı sunumlar yaratmak isteyen herkese ilham veriyor.


Her lokmada ayrı bir dünya saklı!

Dünya mutfaklarında son yıllarda popüler hale gelen tek lokmalık lezzetler özellikle davetlerin vazgeçilmezi. Yemek öncesinde veya atıştırmalık olarak hazırlanan bu lezzetleri Gastro Studio'nun farklı ve ilginç Tek Lokmalık parçalarıyla sunabilirsiniz.




Güral Porselen dondurmalıklarla işte tatlı son!

Mükemmel bir yemeğin sonu veya sıcak bir yaz akşamı... Gastro Studio dondurmalıklarınızı seçin, renk renk dondurmalarınızı dilediğiniz gibi yerleştirin. Üzerine lezzetli bir sos da eklediyseniz, işte tatlı son!



Güral Porselen, en kaliteli porseleni modern tasarımlarla buluşturan çekici ürünleriyle size estetik ve zarafet dolu bir dünya vaat ediyor. Farklı beğenilere hitap eden birbirinden çekici sofra takımları ve aksesuarları ile siz de konuklarınızın gözünü alamayacağı güzellikte sofralar yaratabilirsiniz.
Related Posts with Thumbnails