6 Mart 2012

The House Cafe'de Sadece Gündüzleri Mi Yemek Yemek Zorundayız?


İş çıkışında Oya ile Nişantaşı'na gittik. Ne yapalım, ne edelim diye aylak aylak dolaşırken kendimizi bir anda Atiye Sokak'ta bulduk. Aslında ben Hardal'a gitmek istemiştim ama Oya birkaç hafta önce Hardal'a gittiğini ve memnun kalmadığını söyleyince (Not: Rose şaraplarından ve tavuk spesiyallerinden hiç hoşlanmamış) tercihimizi The House Cafe'den yana kullandık. O da zaten hemen Hardal'ın karşısında... Karnımız daha acıkmadığı için öncesinde şarap keyfi yapalım dedik. Sonrasında bu tatlı sohbete Oya'nın Eskişehir'den arkadaşı Ferda da katıldı. Böylece bize de bir şişe şarap açtırmak farz oldu. Ancyra merlot mu  yoksa öküzgözü mü içeceğiz diye kendi aramızda tartışıp dururken, merlot da karar kıldık. Sohbet-muhabbet derken bir şişe şarabı bitirdik, haliyle saatler 20.00'yi gösterince karnımız acıktı. Garsondan mönüyü rica ettik ve dumura uğradık. House Cafe'nin gündüz mönüsü ile akşam mönüsü birbirinden farklıymış. Akşam mönüsünde oldukça az çeşit spesiyal bulunuyor. Canımız pizza çekti ama koskoca The House Cafe'nin akşam mönüsünde ne yazık ki pizza bile yoktu. Eee, onlar kaybettiler. Ödedik şarabımızın parasını kibarca kalktık. Ne yani adam gibi yemek için sadece gündüzleri mi gidebileceğiz House Cafe'ye. Dumur üstüne dumur. Farklı bir hizmet stili ne diyeyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails