31 Ocak 2012

Yok Böyle Bir Kısır

Star TV'de Mutfaktayız programını seyrederken, Adana'da Suna Hanım'ın mutfağında kısıra farklı bir boyut katıldığına tanık oldum. Ağzım sulandı. Nar ekşisini, biber salçasını, taze soğanın fresh lezzetini damağımda hissettim. Bu lezzeti mutlaka sizlerle paylaşmam gerekiyordu. İnce kısırlık bulguru azıcık su ve bol salçayla yoğura yoğura yumuşatan Suna Hanım, bizim gibi kolay kaçıp, kısırı sıcak su ile yumuşatmadı. Çiğköfteymişcesine özenle ve sabırla yoğurdu. Bendeniz de TV karşısında durmaksızın yutkundum. Program biter bitmez de mutfağa koşup, kendi bildiğim gibi kısır yaptım. Suna Hanım'ın ki kadar güzel olmuş olmasa da en azından nefsimi köreltmiş oldum.

Malzemeler:
-5 su bardağı ince bulgur (Esmer)
-1 bağ maydanoz
-1 bağ taze nane
-1 bağ taze soğan
- 3 adet domates
- 3.5 yemek kaşığı biber salçası
-1.5 yemek kaşığı domates salçası
-1 tatlı kaşığı süs biberi salçası
-1.5 su bardağı zeytinyağı
-1 çay bardağı nar ekşisi

Yapılışı:

İnce bulguru soğuk su ile ıslatın. Bol bol bir sudan bahsetmiyoruz. Azar azar elinizle yedirerek, çiğköfte gibi yoğurarak sulu olmayan bir harç hazırlayın.
Yeşillikleri ( maydanoz, nane, taze soğan) yıkayıp, ince ince doğrayın. Domateslerin kabuklarını soyup, küçük küçük doğrayın. Domates salçası, biber salçası, süs biberi salçası ıslanan yumuşayan bulgurla yoğurun. Salçaların tuzluluğuna göre ihtiyaç varsa tuz ekleyin. Bulgur iyice yoğrulduktan sonra nar ekşisi ekleyin ve yoğurmaya devam edin. Zeytinyağını koyun. Yeşillikler ezilmeden yavaşça her şeyi karıştırın. Marul, roka gibi yeşilliklerle servis edin.


Millet Sokakta Titrerken Bibuçuk'ta Şömine Karşısında Sıcacık Isınıp, Wrap'leri Höpür Höpür Götürmeye Var mısınız?



Bağdat Caddesi'nde gençlerin müdavimi olduğu en eğlenceli mekanlardan biri de Bibuçuk. Yenilenen konseptiyle Caddebostan'da müdavimlerini bekleyen Bibuçuk, mönüsüyle de iştah kabartıyor. Mekan, alışık olunan tarzına yaptığı yeni ve küçük ilavelerle şimdi daha da konforlu… Dışarda buz gibi bir hava varken, Bibuçuk'un şöminesinin önünde ruhunuzu da bedeninizi de sıcacık ısıtabilmek elinizde.. Bizden söylemesi...



Lezzet Dedektifleri Olarak Mekanın En Sevdiğimiz Spesiyallerine Gelince:
1-Bir kere kahvelere eşlik eden her tatlısı 10 numara.
2-Wrap'lerine diyecek söz yok. MMMM:) Delicious. Köfteli Wrap ise insanlık dışı...
3-Fast food canavarıysanız o zaman kanat ve hamburgerlere saldırın diyorruzzz:)
4-Diyette olanlar da unutulmamış tabii. Salata ve et mönüleri de oldukça doyurucu. Izgara bonfileli salatayı mutlaka tadın.

30 Ocak 2012

Dikkat Dikkat: Erkeklere Özel Bir Duyurumuz Var



Sözümüz erkeklere... Bu yıl, bizi özel günlerde ite-kaka bir yerlere götürme zahmetinden kurtulup, azıcık gönüllü olun ya... Biz sizin için nasıl sürprizler düşünüyorsak, bir kez de siz, biz söylemeden bir şeyler yapın. Dırdır olarak adlandırdığınız tüm süreçlere aslında siz kendi kendinize zemin hazırlıyorsunuz. Yalan mı kızlar? Biz gözümüze Bentley Hotel'in sürprizlerle dolu Sevgililer Günü programını kestirdik. Uyarsa, mutlaka gidin. Dünya Sinema Tarihi'nin başyapıtlarından Rüzgar Gibi Geçti filminden repliklerinden alıntılarla süslü afrodizyak bir mönüye ne dersiniz? Şık bir ambiansta başlayan romantik bir yemeğin sonrasında geceyi beraber otelde geçirmeyi planlayanlara özel, konaklamalı paketler de var işin içinde... Şimdi mönüye bir göz atalım...


Mönünün Adı: Rüzgar Gibi Geçti...

Hellim Grill

Ballı hardal sos; akdeniz yeşilliği ve renkli kapya biber eşliğinde

"Ah sevgilim, sen gidersen ben ne yaparım?"
Tavuklu Talaş Böreği

domates sos ve naneli yoğurt ile

"Kısaca canım, umurumda bile değil!"

Kuşkonmazlı Dana Antrikot

gümüş patates, buket sebze; kavrulmuş badem ve burnet sos eşliğinde

"Her şey bir yana, yarın başka bir gündür."
Sevgililer Günü Pastası

çilek, frambuaz ve pembe parça çikolata ile

"Tanrı şahidim olsun ki bir daha acıkmayacağım..."



Geceyi Bentley Hotel'de geçirmek isteyenler için oluşturulan paket program ise bir başka bir güzellik vaat ediyor çiftlere... Hip otelin ince bir zevkle döşeli, kalpli cookie'lerle sevgilileri karşılayan odalarından seçtiğiniz birine adım atar atmaz duygular başkalaşıyor... Rüzgar Gibi Geçti Mönüsü’nün KDV dahil, içki hariç kişi başı fiyatı 100 TL. 'Aşk Tapınağı' olarak Bentley Hotel'i seçenlere özel; standart odada iki kişi konaklama 200 Euro, panoramik şehir manzaralı corner odada iki kişi konaklama 240 Euro, özel teraslı ve jakuzili çatı katı suitlerinde iki kişi konaklama 300 Euro... Bu paketlerin her birine; Rüzgar Gibi Geçti Mönüsü (iki kişilik, içki hariç) ve odalarda kalp şeklinde tarçınlı ve pudra şekerli kuru pasta; 15 Şubat sabahı açık büfe kahvaltı, sauna ve Fitness Center’dan ücretsiz yararlanma dahil.

Evde Fındık Lahmacun Nasıl Yapılır?

Davutpaşa'daki meşhur kebapçımız Çınaraltı'nın şefine, 'evde nasıl lahmacun yapabileceğimizi' sorduk. Aldığımız yanıt ise gayet netti: "Taş fırında pişmiş lahmacunlar kadar olmasa da yine de lezzetli lahmacunlar hazırlayabilirsiniz. Fakat siz büyük lahmacunlar değil, fındık lahmacunlar hazırlamalısınız. Fırın tepsisine ortalama 6-8 tane fındık lahmacun yerleştirebilirsiniz."

Peki bu lahmacunlar nasıl hazırlanacak?
Aşama 1: Un, su ve tuz kombinasyonuyla kulak memesinden biraz daha sert bir hamur yoğurun. Un miktarı kaç kişi olduğunuza göre değişiyor. 300 gram undan ortalama 8-10 tane fındık lahmacun çıkıyor. Hamur ne çok ince ne de çok kalın olacak.
Aşama 2: 10 tane fındık lahmacuna ortalama 200 gram yağsız dana kıyma yetiyor. Kıymanın içine bir büyük domates rendeleyin. Yarım demet maydanoz kıyın. 1 orta boy soğanı incecik kıyıp ekleyin.
Aşama 3: Arzu ettiğiniz baharatları ilave edin
Aşama 4: Fırın tepsisine yağlı kağıt serip, lahmacunları üzerine koyun. İç harcını paylaştırın.
Aşama 5: Önceden ısıtılmış 170 dereceli fırında hamur kızarana kadar pişirin. Hamuru kurutmamaya özen gösterin

29 Ocak 2012

Laledan Restaurant'ta Lezzet Patlaması:)


Klasik balık keyfini yerel, mevsimsel ve yüzde 80'i organik malzemelerle hazırlanan soğuk, sıcak mezeler, ev yapımı ekmekler ve tatlılarla taçlandıran Laledan Restaurant, 14 Ocak’tan Mart 2012 sonuna kadar 7 ülkeden tam 14 şarabın ister kadehte ister şişede, sınırsız servis edildiği özel 'Kış Menüsü'yle misafirlerini memnun ediyor… Lezzetli kış mönüsüne birbirinden cazip şaraplar eşlik edecek. Arjantin, Avustralya, Fransa, Güney Afrika, İspanya, İtalya ve Şili’den gelen kırmızı şaraplarda klasik tam gövdeli, yumuşak tanenli, meyvemsi tadı ile Yellow Tail-Merlot’dan yumuşak ve tatlı tanenleriyle Alamos Malbec’e; beyaz şaraplarda ise balık ve sebze ile muhteşem bir uyum sağlayan beyaz altın renkli, dolgun, aromatik dengeli asiditeli Chardonnay üzümü Trapiche’den yeşil elma, armut ve narenciye aromaları, ferah ve yoğun meyve tatları ile Pinot Grigio üzümlü Yellow Tail’e 14 çeşit beyaz ve kırmızı şarabı nefis yemekler eşliğinde ister kadeh kadeh deneyini ister şişede…

Laledan Restaurant'ın Fanatiği Olduğumuz Lezzetlerine Gelince:

1-Tarama
2-Marine Sardalya
3-Nar ekşisinde sunulan tava Antakya sıkma peyniri ve balık topları
4-Çılgın soğuk mezeleri
5-Özellikle tava çuprası...
6-Etseverler için mantarlı sos eşliğinde sunulan dana bonfilesi

28 Ocak 2012

Gezi İstanbul'da Yağlı Öğle Yemeği



İş yerime yakın olması sebebiyle neredeyse her gün sabah kahvatısından akşam yemeğine kadarki süreçte mekanın lezzetli kruvasanlarından, poğaçalarından, çikolatalarından, muhteşem ekler pastalarından, her doğumgününün vazgeçilmezi frambuazlı ve kestaneli pastalarından ve bademli drajelerinden tüketiyor olmaktan çok mutluyum ve bu keyifli mekanın kalitesi konusunda da yıllardır şüphem olmadı... Ta ki dün öğle yemeğindeki Gezi Köfte üzerine yarım kepçe yağ dökülüp, önüme gelene kadar...

Zaman darlığı nedeniyle değiştirilmesini talep etmeden, yağından kurtulup yemeye çalıştığım 2-3 köfte iki gündür reflüme tavan yaptırdı. Izgara köftenin üstüne sapsarı yağ neden dökülür ki? Başka bir tabağa yağ dökülecekken, benim tabağıma yanlışlıkla dökülüp kaza süsü verildiği kanaatindeyim...

Köftesini boşverin, Gezi'nin çikolata ve tatlılarını deneyin...





<><><><><><>
İnönü Caddesi No:5 Taksim / İstanbul
Tel: +90 (212) 292 53 53 (pbx) 



27 Ocak 2012

Türkiye'nin İlk Gerçek Napolitan Odun-Fırını Pizzası Diyoruz, Nutellalı Pizza Diyoruz. Başka Da Bir Şey Demiyoruz...


PiPanın kurucu ortaklarından, aynı zamanda mutfak direktörü Napoli doğumlu, ödüllü şef Enzo Carbone önderliğinde hazırlanan mönüde Türkiye’nin ilk gerçek Napolitan odun-fırın pizzaları dikkat çekiyor. "Oh, my god diyoruz" ve ustanın önünde saygı ve hürmetle eğiliyoruz. Mönü hazırlanırken en büyülü tatlara ulaşmak için İtalya’dan getirilen zeytinyağı ve Buffalo mozzarella, pasta yapımında kullanılan Martelli makarna dışında el yapımı makarnalar ve ekmekler, organik sebzeler kullanılıyor. Büyük ve zengin porsiyonlarla servis edilen mönü seçenekleri arasındaki başlangıçlarda “Izgara yeşil kuşkonmaz, Scamorza peyniri ve siyah Norcia truf mantarı dikkat çekiyor. Domates soslu pizzalar, el yapımı makarnalar, domates sossuz pizzalar ve yine farklı lezzeti ile bir ilk olan “ızgara pizzalar” PiPa’ nın farkını gösteriyor. Tatlılar arasında bulunan “Nutellalı Pizza” ise şimdiden müdavimlerin favorisi... Yeni jenerasyon pizza-pasta İtalyan restoranı olan PiPa’ da isteyenler için günlük et ve balık spesiyaliteleri de bulunuyor.
Nişantaşı'nda açılan Pipa, lezzetdedektifleri olarak bizi kendine müptela etti.


Özel Not: Mekana iki kişi giderseniz, iki kişilik masalarda sıkışarak yemek zorunda kalıyorsunuz. Bu nedenle Pipa'ya her daim 3 ve üzeri kişi gitmeye özen gösterin.

PiPa : Süleyman Nazif Sok.  No: 7/B Nişantaşı
Tel: 0212 225 74 72

Tıka Basa Keyifle Kahvaltı Yapabileceğiniz 5 Adres



Valla öğünler arasında bir ayrım yapmaktançok hoşlanmasam da, sabah kahvaltılarına karşı özel bir ilgim olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Eğer dışarıda kahvaltı edeceksem, evde yapamadığım şeyleri yapan yerlere gitmeyi tercih ediyorum. Eğer lezzetdedektifleri olarak tavsiyelerimize kulak verecek olursanız, mideniz şimdiden bayram etmeye başlayabilir. İşte favori kahvaltı mekanlarımız:

Varan 1: Beylerbeyi'ndeki Karpi Pidecisi... Üstüne yumurta sarısı kırılmış peynirli-sucuklu pidesinin kenarlarına da halis mulis Trabzon tereyağı sürerek, bu ziyafeti afiyetle mideye indirebilirsiniz. Bu mekanı bize kazandıran Emre Mollaoğlu'na ve üniversite arkadaşım Burçin'e binlerce kez teşekkür ediyoruz.
Varan 2: Cihagir'deki Savoy Pastanesi: Maydonozlu-tulum peynirli, pastırmalı simitlerine ve anne eli değmiş lezzetli pizzalarına diyecek söz bulamıyoruz.
Varan 3: Fenerbahçe'deki Happy Moon's: Çılgın kahvaltı tabakları ve bal gibi tatlı menemeniyle her defasında bizi bizden alıyor bu keyifli mekan
Varan 4: Bağdat Caddesi'ndeki Namlı: Fıstıklı tulum peyniri, geniş şarküteri seçenekleri ve açık büfe alternatifiyle kahvaltı sonrası çok rahat 2 kilo almış olabilirsiniz.
Varan 5: Tabii ki Mado... Türk işi kahvaltısından sonra hafta sonuna bomba gibi başlayacağınız garanti.

26 Ocak 2012

Açlığımızı The Hunger'da Giderdik; Çok da Memnun Kaldık


Eğer rakı-balık konusunda alternatif bir mekan arayışı içindeyseniz size Ataköy Galleria'daki The Hunger'ı tavsiye edebiliriz. Bir kere mekan çok keyifli. Yiyeceğiniz spesiyallerin sunumu ise gerçekten iştah kabartıcı. Levrek ve çipuraların görüntüsüne 10 puan veriyoruz. Lezzetine de 11:) Sadece balık değil, et spesiyalleri de oldukça başarılı.


The Hunger’ın kış menüsünde Ördek Burger ve Somon Burger  gibi sürpriz tatlar mevcut.



Yeni ve iddialı lezzetlerinin arasında ise özel Hunger mangalında servis edilen Dil Balığı Şiş ve Tavuk Sarma bulunuyor. The Hunger'ın barı ise iş çıkışlarında iki tek atmak için oldukça keyifli bir seçenek.










Kurutulmuş Domatesli Meze Hem Rakı Hem de Kahvaltı Sofralarının Vazgeçilmezi Olacak



Deneysel mutfak çalışmalarımın bir ürünü olan kurutulmuş domatesli meze, aile üyelerinden tam puan aldı. Son derece pratik ve lezzetli olan bu spesiyal ortalama 10 dakikada hazırlanıyor. Kurutulmuş domatesleri 2-3 dakika sıcak suda bekletip iyice sıkın. Tulum peyniri, kıyılmış maydanoz ve kırmızıbiberden oluşan iç harcı, kurutulmuş domateslerin arasında koyup, midye kabuğu kapatır gibi kapatın. Servis tabağına alıp, üzerinde zeytinyağı gezdirin. İşte bu kadar basit. Mis gibi hazırladığım ve özenle servis tabağına dizdiğim bu spesiyal, sofraya konduktan 5 dakika sonra yarıya indi. Lokum gibi tek tek mideye indirilen tulum peynirli kurutulmuş domatesler, rakı sofrasının yanı sıra kahvaltıda da oldukça lezzetli oluyor.

25 Ocak 2012

Mutlu Bir Cumartesiden Geriye Kalanlar: Pişi Ziyafeti ve Grill'de Tavuk Seremonisiyle Keyifli Bir Mide Fesadı


Bir insan iki saat arayla sanki o gün hiçbir şey yememiş gibi tekrar tekrar yiyebilir mi? Eğer sizin de anneanneniz, benim Bibiz'im gibi eli lezzetli bir mutfak robotuysa, çok da fazla konuşmaya gerek yok sanırım. Anneannelerin DNA'sında var bu: Yapıp, yapıp yedirmek. Altenatif çok ve yemekler de çılgınca lezzetli olunca her öğün size 2 bin kalori olarak dönüş yapıyor. Hafta sonunda anneanneme kahvaltıya gittim. 5 çeşit reçel, 10 çeşit peynirdi derken tıka basa bir cumartesi kahvaltısını geride bıraktık. İki saat sonra sofra yeniden kuruldu, pişiler kızartıldı, çaylar demlendi ve biz ailece Japon balığı gibi yeniden sildik süpürdük sofrada ne var ne yoksa her şeyi. Saatler 20:00'yi gösterdiğinde istisnasız yeniden sofradaydık. Sarmısaklı sos, grildeki tavuk, havuçlu pilav karmasını da mideye indirdik. Sonrasında aynı yukarıdaki fotoğraftaki şirin varlık gibi tosuncuk olduk.

SONUÇ:
Sabaha kadar rüyamda beni kovalayan kocaman bir kedi gördüm. Kedi kuyruğuyla beni dövmekten beter etti. Mide fesadı geçirmek bu olsa gerek.

KISA GÜNÜN KÂRI:
Pişi yapmayı öğrendim. Ne kadar kolaymış meğerse. Millet sürekli fırından alıp yapıyor pişiyi. Evde yapmak çok daha güzel. Un, bol süt, 1 çorba kaşığı toz şeker, tuz ve 1 paket Dr. Oetker maya..
Karıştırın hepsini, cıvık bir hamur olacak. Kaşıkla kızaran yağa atıp, piştikçe ters düz edin. İşte bu kadar...

BİR ANEKDOT DAHA:
Siboşkom, pişiyi kuru fasulyenin yanında ekmek gibi yediklerini söyledi. MMMMM:) Denemekte fayda var. Değişik lezzetlere hem daim açığız.

Tor-ro'da İçeceksiz Kaldık Sonra da Ödüllendirildik


PNR ve Dicle ile keyifli bir akşam yemeğinin ardından sohbet-muhabbete farklı bir ortamda devam etmek için Asmalımescit'te Mar Group'a bağlı Tor-ro'ya gittik. İspanyol mutfağına özel spesiyalleri, sangriası, özellikle de paella ve orjinal tapasları ile meşhur olan bu mekan, aslında çok hoş bir konsepte sahip. Fakat aradan geçen 1-2 saat sonra üzerimize sinen balık ve kızartma kokusu, bize zor anlar yaşattı. İstiklal'in can alıcı soğuğunda üstümüzdeki koku dumanını yok etmek için bir aşağı bir yukarı turladık. Aslında ben yemeklerinden ziyade içeceklerine değinmek istiyorum Tor-ro'nun. Dicle önce cafe latte istedi. Garson, tüm güler yüzüyle olmadığını söyledi. Mönüyü tekrar alan Dicle, bu sefer limonata istedi. Garsonun yüzü bir anda allak bullak oldu ve limonatanın da olmadığını söyledi. Mönüden arka arkaya seçtiği iki içeceğin de olmaması Dicle'yi ufak çapta bir bunalıma sürüklediği için, "Ben hiçbir şey içmeyeceğim" o zaman diyip kenara çekildi. Bunun üzerine garson inisiyatif kullanarak, Dicle'ye meyve kokteyli ikram etti. Evet, bu çok güzel bir jest. Ama saatler daha 22.00'yi bile göstermeden, içecek mönüsünden seçtiğimiz 2 alternatifin stokta kalmamış olması biraz garip değil mi? Her şeye rağmen misafirperverlikleri için teşekkür ediyoruz. Meyve kokteyli jesti yapmaya da bilirlerdi. Değil mi?

24 Ocak 2012

Bağdat Caddeliler; En Sevdikleri ve Sevmedikleri Mekanları Oyladı...

Bağdat Caddesi'nde oturan arkadaşlarımız arasında mini bir anket gerçekleştirdik. Anketin konusu ise  Cadde'de en çok hangi restoranı sevdikleri ve sevmedikleri yönündeydi. İşte ortaya çıkan sonuç....

Varan 1:  Dükkan Burger, gereksiz pahalı olduğu için eleştiri bombardımanına tutuluyor.
Varan 2: Dükkan Burger'e inat Mano Burger müdavimleri  hızla artıyor. Uygun fiyatı ve lezzetli burgerleriyle Mano'nun Dükkan Burger'i solladığını düşünüyor pek çok kişi.
Varan 3: Şaşkınbakkal'da sessiz ve emin adımlarla ilerleyen Cafe Mod'un bomba bir mekan olduğu konuşuluyor. Yemekleri inanılmaz lezzetli, fiyatları da uygunmuş.  Köri soslu tavuk ve çikolata soslu muhallebilerinin pek çok fanatiği varmış.
Varan 4: Her daim tıkış tıkış olan Midpoint'in, özellilkle 30 yaş üzeri kitleyi elinden kaçırdığı ifade ediliyor.
Varan 5: Suadiye'deki Vapiano gençlerin en sevdiği mekanlar sıralamasında başa güreşiyor. Pek çok kişi Vapiano'yu farklı servisi nedeniyle seviyor. Bekleme yok, sıra yok:)
Varan 6: Kebap konusunda en çok Sahan tercih ediliyor. Yöresel kebapları ve enfes lahmacununa 10 puan veriliyor.

Yolunuz Bodrum Turgutreis'e Düşerse Atölye Cafe Bee'ye Mutlaka Uğrayın

Ocak ayında Bodrum Turgutreis’te hizmete giren Atölye Cafe Bee, özel tasarım pasta ve kurabiyelerin yanı sıra pastacılık ve kurabiye kursları ile de hizmet öne çıkan sempatik bir mekan. İstanbullu genç girişimci Ayça Öztürk Atılgan tarafından Kosgeb Girişimci Desteği ile Ocak ayında açılan Atölye Cafe Bee, Bodrum'u yeni lezzetlerle tanıştırmaya hazırlanıyor…


Atölye Cafe Bee, özel tasarım pasta ve kurabiyeler haricinde kişiye özel pasta ve kurabiye kursu da veriyor.  Alanında deneyimli sertifikalı uzman eğitmenler eşliğinde gerçekleştirilen bu keyifli kursların yanı sıra fotoğrafçılık, keçe süslemeleri, takı ve resim gibi farklı hobi kursları da düzenlenecek. Dilediğiniz şekil, renk ve adette sipariş verebildiğiniz doğum günü, yılbaşı, bayram, sevgililer günü, doğum, diş buğdayı gibi özel günlerinize özel tasarım kurabiyelere, ayrıca gıda kodeksine uygun özel yenilebilir kağıtlar üzerine gıda boyaları kullanılarak yapılan baskılar da uygulanabiliyor. Kişisel zevkler, hobiler, size anlam ifade eden her şey sizin için özel olarak tasarlanan pastalarla da, kutlamalar için İstediğiniz temada alternatif modeller sunuyor.

Yumurta-Limon Terbiyesi Tencere Yemeklerine Bu Kadar mı Yakışır?


Limonlu yumurtalı terbiyeyi sadece çorbalarda kullanıyorsanız, size farklı tavsiyelerimiz olacak...

Spesiyal 1: Kapuska yemeği yaptıktan sonra yumurta ve limonu iyice çırparak, kapuskaya ilave edin. İnanın parmaklarınızı yiyeceksiniz. Kapuskadan nefret eden arkadaşlarımız, bu sayede bir tencere kapuska yiyor.

Spesiyal 2: Kıymalı karnıbahar pişirdikten sonra aynı şekilde yumurta-limon kombinasyonu yapın. Karnıbaharın kendine has kokusudan eser bile kalmıyor.

Spesiyal 3: Aynı şekilde kıymalı pırasayla da muhteşem sonuç veriyor.

Spesiyal 4: Anneannem Bibiz'in yılda 2 kez yaptığı yöresel ıspanak dolması, yumurta-limon terbiyesiyle bizi farklı diyarlara sürüklüyor.

Soframız'da Çılgın Lezzetler Pişiyor

Star TV'de sabah saat 09:00'da yayınlanan Soframız programının fanı oldum çıktım. Programı bitmeden sokağa adım bile atamıyorum. Programın sunucusu Burcu Vural, her gün farklı illere konuk olunuyor ve yöresel yemekler yapılıyor. Allah'ım o Antakya mutfağının, o Gaziantep yemeklerinin lezzeti, o görsel şöleni nasıl bir çılgınlıktır?  Her program çılgın anekdotlarla dolu... Bu işi yapmak ne kadar keyiflidir kim bilir? Bir gün bize de bir teklif gelse, seve seve yaparız gerçekten ... Programda aktarılan püf noktalarından aklımızda kalanları da sizlerle paylaşalım istedik.

BU DETAYLARA DİKKAT
1- Tereyağını tavada erittikten sonra, 'ayranı' dedikleri köpüklü kısım, kaşık yardımıyla tavadan alınıyor. Geri kalan yağa ise sade yağ adı veriliyor. Bu yağ özellikle et yemekleri ve hamur işlerinde kullanılıyor.
2- Sebzeli et yemekleri hazırlarken, kasaptan aldığınız 100 gram kuyruk yağını, sebzelelerle tek başına kavurduğunuzda çılgın bir lezzet yakalıyorsunuz. Tencereye etin eklenmesiyle yemek, alıp başını gidiyor. Ziyafete dönüşüyor.
3- Elde açma börek yaparken, hamur mutlaka dinlendiriliyor. Aceleci olmayın, aksi takdirde oklavayla açarken yırtılan yufkaları yamama mücadelesi verebilirsiniz.
4- Doğradığınız soğanların gözünüzü yakmasını istemiyorsanız, öncesinde sıcak suda bekletin.
5- Yaprak sarma ya da lahana dolma yaparken, tencerenin en alt katına dolmaları koymadan önce kuzu kemiği koyun. Kemik suyu dolmalara inanılmaz bir lezzet katıyor.

23 Ocak 2012

Cookshop'a Bayıldık Sıcacık Bir Mekan...


Her zamanki gibi Altunizade köprüsünden metrobüse binme telaşı içerisindeyken, yol üstünde yepyeni bir mekan dikkatimi çekti. Yeni şubesini Altunizade'de açan Cookshop, hem yemekleri hem de farklı dekorasyonuyla yepyeni ve samimi bir buluşma noktası olmaya aday.


Hikaye şeklinde tasarlanan mönüsü kadar, spesiyallerin sunumu da oldukça renkli. Pazı dolması ve etli pilav gibi Türk mutfağından seçmelerin yanı sıra  bakery bölümündeki özel reçeteli tatlıları da mutlaka denemelisiniz.


Bizim favorimiz ev yapımı limonataları, farklı alternatifleriyle Magnolia puding'leri ve iştah kabartan kahvaltıları oldu. Fast food seviyorsanız, farklı burgerleri de mutlaka denemelisiniz. (Homemade Burger ve keçi peynirli Cookburger oldukça leziz)

Kuledibi Konak Pastanesi'nde iddialı lezzetler



Geçtiğimiz yıl Kuledibi'ndeki hastaneye gidip gelirken keşfettiğimiz Konak Pastanesi, dışarıdan küçücük bir mekan gibi görünüyor ama kapıdan girince sizi dev lezzetler karşılıyor...

Özellikle çilekli pastaları, cheesecake'leri ve karamelli antep fıstıklı eklerlerinin müdavimi olarak, bunca zaman bu muhteşem lezzetlerle dolu Konak Pastanesi'nden mahrum kalmışız. Hastayken insanın gözü birşey görmez derler ama benim gözüm tatlıları affetmedi o gün, iyi ki de affetmemiş :) 

Hep tatlıları paket yaptırıp çıktığımızdan dikkatimizi çekmemiş, mekanın harika teras manzarası da varmış, yeni öğrendik.

Yolunuz Galata'ya düşerse mutlaka deneyin...

Galata Konak Cafe

Adres : Bereket Zade Mah. Hacı Ali Sk. No:2 Kuledibi - Beyoğlu / İSTANBUL
Tel: 0212 252 53 46

22 Ocak 2012

Sen Bana Neler Ettin By Çorbacı...


Taksim'de eğlenceli bir gecenin ardından; biraz ayılmak, biraz ısınmak biraz da karnınızı doyurmak için çorbacı arayışı içine girerseniz, gideceğiniz son yer İstiklal Caddesi'ndeki By Çorbacı olsun... Kelimenin tam anlamıyla çorbayı içip mahvoldum. Tabii hata biraz da bende. Oradaki insancıl mercimek, domates gibi çorbalar dururken, farklı bir lezzet denemek için içtiğim Karayip çorbası, 15 dakika içinde beni hasta etti. Haydi ben şanssız bir seçim yaptım diyelim... PNR'ın içtiği yuvalama ve Dicle'in içtiği işkembe çorbası da korkunçtu yaaa. Onlar hastalanmadılar Allah'tan ama ben 2 gün boyunca mide ağrısı çektim. Bu mekan 7/24 açıkmış sanırım. Aman Karayip çorbasına dikkat millet. Mahlutamsı bu çorbada içtikçe ağzıma gelen iri mantar dilimleri de cabası...

Çok fena faka bastım.. Valla billa çorbadan soğudum. Hâlâ da hastayım...

21 Ocak 2012

Gripsavar Mucizevi Superman İçeceği


PNR'ım grip olmuş. Benim de faydam dokunmuyor ona çünkü çılgınca çalışıyorum. Ayrı olduğumuz ender hafta sonlarından biri. İki gündür portakal suyu sıksınlar diyorum ona. Garibim, "Birazdan kendim sıkıp içeceğim" diyor. Portakal suyu sıkıp gönderemiyorum  Anadolu Yakası'ndan Avrupa Yakası'na  ama en azından PNR'ım gibi şifayı kapanlara mucizevi bir karışım tavsiye edebilirim. Burnu akan, içi titreyen, sürekli uyumak isteyen ve hafif hafif ateşi çıkanlar için bire bir valla...

SUPERMAN İÇECEĞİ

- 3 portakalın suyunu sıkın
- 2 mandalina ve 1 greyfurt suyunu ilave edin
- 1 çay kaşığı toz zencefil koyun
- Yarım limon suyu ekleyin
- Çok ekşi geldiyse ya 1 çorba kaşığı bal ya da tercihe göre toz şeker ekleyin
- Ve son bombamız tabii ki 1 koca nar. Narı da bu karışıma katın.
- İyice karıştırın ve koca bir bardak meyve suyunu lıkır lıkır dikin.

BU KARIŞIMDAN GÜNDE 1 TANE İÇİNCE, İKİ GÜNDE AYAĞA KALKIYORSUNUZ ZATEN...

Çeşit çeşit kurabiyeler pişirmek çok kolay!

Lokum gibi bir kurabiye için ihtiyacınız olan altı ana malzeme : Oda sıcaklığında bekletilmiş tereyağı, pudra şekeri, yumurta sarısı, kabartma tozu, vanilya ve un...

Sonrası için hayal gücünüzü kullanmanız yeterli. Aynı kurabiye hamuruna parça çikolata, limon kabuğu rendesi, portakal kabuğu rendesi, kakao, zencefil, hindistan cevizi, fındık, ceviz veya meyve şekerlemesi ekleyerek birçok farklı lezzette kurabiyeler pişirebilirsiniz.

Kurabiye hamurunu çok fazla yoğurmamanız ve elinizle yoğuruyorsanız elinizin sıcak olmaması, kurabiyenin lezzetli olması için oldukça önemli.

Hamuru şekillendirme kısmına gelince :

Küçük bezeler koparıp, yuvarlak şekil verebilirsiniz.




Hamuru merdane yardımıyla açıp, kurabiye kalıplarıyla kesip, birbirinden güzel şekillerde kurabiyeler hazırlayabilirsiniz.

Peynirli Yıldız Kurabiye


Hamuru rulo şeklinde uzatıp, bıçakla kesebilirsiniz.


Kakaolu ve sade iki hamur hazırlayıp, merdaneyle ayrı ayrı açıp, rulo yapıp, iki renkli bir kurabiye hamuru hazırlayabilirsiniz.



Yuvarlak kurabiyeler hazırlayıp, ortalarına marmelat koyabilirsiniz.

20 Ocak 2012

Yaşasın Antiochia...


Geçen hafta  Cuma günü PNR ve Dicle ile Babylon'daki Redd konseri öncesinde muhteşem bir yemek ziyafeti çektik. Asmalımescit'teki Antiochia'ya Salı gününden rezervasyon yaptırdık. İyi ki yaptırmışız çünkü kapıdan giren çoğu kişi yer bulamadığı için güzel yemek kokularını içine çekip çıkmak zorunda kaldı. Sokaktaki masalar kaldırılmadan önce Antakya mutfağının en seçkin lezzetlerini sunan Antiochia'da çok daha rahat yer bulunabiliyordu. Bugün ise biraz daha zor. İşinizi riske atmak istemiyorsanız, rezervasyon yaptırarak gitmenizde fayda var. Peki bu samimi mekanda neler mi yedik? Aslında ne yemedik demek daha doğru olacak...

SPESİYAL 1
Antiochia'nın dürümleri kesinlikle 10 puanı hak ediyor. Eğer bugüne kadar dışarıda yediğimiz şey Adana ya da Urfa dürümse, o zaman Antiochia'da yediğimiz şey neydi? Puf puf bir lavaşın ev sahipliği yaptığı, satır kıyma ve farklı baharatların eşlik ettiği bu özel et karışımının tadı hâlâ damağımızda... Dürüme, mönüden seçtiğiniz dört meze eşlik ediyor. Kırma yeşil zeytinli mezeyle, humus favorimiz oldu.

SPESİYAL 2
İki kişilik özel tepsi kebabı ile ilgili olarak söyleyebileceğimiz tek şey; WAAAAWW:) Bittikçe, yeni bir tepsinin gelmesini hayal ettiğiniz bir spesiyal... İki kişilik deniyor ama bir dahaki sefere, adam başına bir tepsi söyleyeceğiz.

SPESİYAL 3
Ortaya bir de şiş söyledik. Eti nasıl marine ettiler bilemiyoruz ama yediğimiz bu muhteşem et, ağızda lokum gibi dağılıveriyordu. Bitmesin diye dua ettik ama bitti maalesef:(

SPESİYAL 4
Meze ve kebaplara eşlik eden, lahmacun hamuru gevrekliğinde, özel salça sürülmüş kıtır lavaş parçalarından kaç tane yediğimizi inanın hatırlamıyoruz.

Antiochia'nın lezzetli spesiyallerine ve güler yüzlü personeline Lezzet Dedektifleri olarak çok teşekkür ediyoruz...

Asmalı Mescit Mah. Minare Sokak No:21 Beyoğlu
Rezervasyon İçin: (0212) 292 11 00

Pazar Sabahlarının Kurtarıcısı: Sampi


Hafta sonunda yataktan yorgun kalkmışsak, kahvaltı hazırlamakla hiç uğraşmıyoruz.  Sadece tavşan kanı bir çay demleyip, 2-3 çeşit reçel koyuyoruz sofraya... Geri kalanın Sampi bizim için hallediyor. Çay demlenene kadar pide siparişimiz geliyor. Biz en çok kıymalı kaşarlı kapalı pidesi ve mıhlamasını (mamelika) seviyoruz. Peynir,tereyağı ve mısır unundan oluşan mıhlama nasıl soğumadan, sıcacık geliyor hayret. Peynirli pidesi de reçelle çok iyi gidiyor. Böylece pazar kahvaltıları da çok daha keyifli bir şölene dönüşüyor. Bu arada Sampi aldı başını gitti. Türkiye sınırlarının dışına taşan marka, Almanları da pidekolik yapma yolunda ilerliyor. Sırada ise ABD'liler var..

19 Ocak 2012

Aşkım Bana Kalpli Doughnut'lardan Alır Mısın?



Normalde çılgın bir doughnut fanı değildim. Taa ki Capitol Alışveriş Merkezi'ndeki Krispy Kreme'in chocolate iced custard filled yani içi bavaria kreması, üzeri de çikolata kaplı enfes doughnut'ını tadana kadar. PNR ve benim için özellikle akşam üstü 17:00 çaylarının vazgeçilmez lezzeti olan Krispy Kreme doughnut'larının mutluluk hormonunu tavan yaptırdığını söylemeden edemeyeceğim.

Krispy Kreme'de ilk 3'e giren spesiyallerimiz ise
1-İçi bavaria kreması kaplı çikolatalı dougnut
2-Glazed tarçınlı
3-Çikolata ve hindistancevizli Coco Choco
 
Sevgililer Günü'ne özel kalp şeklinde 'seni seviyorum' doughnutları hazırlayan Krispy Kreme, bu işi biliyor. Şahsen eşim 14 Şubat'ta elinde bir kutu kalpli dougnut ile gelse yüzümde güller açabilir... Krispy Kreme’in kalpli doughnutları, bavaria kreması ve frambuaz dolgulu olmak üzere, iki farklı lezzet seçeneğinde hazırlanmış. Krispy Kreme’lerde, fiyatı 4.00 TL olan kalpli doughnut çeşitlerinden, hediye için 12 adetlik kutularda satın alanlar, düzine avantajından yararlanarak 48 TL yerine 32 TL lira ödeyecek. Bu fırsatı kaçırmamakta fayda var.

Tavuk Ciğeri Muhteşem Bir Akşam Yemeğine Nasıl Dönüşür?


Bizimkiler tavuk ciğerini haşlayıp, üzerine karabiber-tuz ekerek yemeğe bayılır. Geçenlerde farklı bir şeyler denemeye karar verdim ve sonuç gerçekten şahane oldu. Eğer tat kombinasyonundan anlıyorsanız, işiniz oldukça kolay. Hangi malzemenin, hangi malzemeye yakışacağını bildikten sonra kötü yemek pişirmek gibi bir korkunuz olmasın. Şimdi gelelim tavuk ciğeri spesiyalime... 1 büyük soğanı piyazlık doğradım. 4-5 adet taze soğanı da incecik kıydım. 2-3 diş sarmısak ilave ederek zeytinyağında soteledim. 3 adet yeşil biber doğradım. 1 domatesi kare kare kesip koydum. 1 çorba kaşığı biber salçası, 1 çay kaşığı sebzeli çeşni, 2 çorba kaşığı soya sosu, bol karabiber ve kırmızıbiber ilave ettim. Malzemeler iyice harmanlandıktan sonra ince uzun şeritler halinde kestiğim ciğeri (300 gram) tencereye aldım. 20 dakika kadar orta ateşte kavurdum. Tencerenin ağzını kapattıktan sonra 1 tatlı kaşığı kekik ve yarım demet kıyılmış maydanoz ilave ettim. Sakatattan hoşlananlar için muhteşem lezzet. Yanında bir de patates kızarttınız mı kombinasyon tamamlanıyor...  Mutlaka deneyin. Peki yemeğin fotoğrafı niye yok diye soracaksınız. Çünkü afiyetle mideye indirdikten sonra aklıma geldi, fotoğrafını çekmek. Bir dahaki sefere artık...

Mutfağa dair herşey Ocak ayı boyunca MSA'da!


Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), yeni yılda yine yaratıcı workshoplar sunuyor. Murat Artuçman ile Avrupa lezzetlerine yolculuk, çıtır ekmekler, el yapımı makarnalar gibi farklı eğitimlerin yanı sıra MSA klasiği olan Sushi, İtalyan mutfağı, Etler ve Pişirme Teknikleri workshopları da mutfak tutkunlarını cezbediyor.

Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), mutfakla ilgilenen ve profesyonel tekniklerle farklı lezzetleri keşfetmek isteyenler için ay boyunca benzersiz seçenekler sunuyor. Bu ayın programı, etler ve pişirme tekniklerinden çıtır ekmekler ve el yapımı makarnalara kadar pek çok tarif, teknik ve menüyü bir arada sunuyor. 



Dünyanın mutfağı MSA’da…
Her zaman popüler İtalyan mutfağı ile hem atıştırmalık hem de ana yemek olarak sunabileceğiniz Sushi, MSA’ da dünya mutfaklarından örnekler sunuyor.



Murat Artuçman ile Avrupa lezzetlerine yolculuk…
Ocak ayında ayrıca MSA’nın eğitmen şeflerinden Murat Artukmaç’ın kendi menüsünü sunacağı  “Şef’in Menüsü” de kaçılmaması gereken workshop’lar arasında. Şef Murat Artukmaç eğitim ve tecrübelerinden yola çıkarak bizleri Avrupa lezzetlerine doğru keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

Programlarla  ilgili ayrıntılı bilgiler www.msa.com.tr ; http://www.facebook.com//mutfaksanatlariakademisi adresinden veya
0212 290 35 50 /  444 9 MSA  numaralı telefondan temin edilebilir.


18 Ocak 2012

Habersiz Gelen Misafir En Güzel Nasıl Ağırlanır?

Diyelim ki çat kapı misafir geldi ve hiçbir hazırlığınız yok. İlla ki çılgın bir ziyafet sofrası hazırlamak zorunda değilsiniz. Tavşan kanı demlenmiş leziz bir çay ve keyifli bir kahvaltı sofrasıyla durumu  kurtarabilirsiniz. Bu tip durumlar için buzlukta daima dilimlenmiş 3-4 simit ve bir adet yuvarlak pide bulundurmaya özen gösterin. Lezzetdedektifleri olarak bu iki ürünü, buzdolaplarımızdan eksik etmiyoruz. Peki ne mi yapacaksınız? Hemen tarifini verelim...

Simitler için:
Bir simidi önce dörde bölün. Dörde böldüğünüz parçaları da ortasından kesip 8 parça simit hazırlayın. Bir yumurtayı çırpın ve fırça yardımıyla simitlere sürün. Her bir simitin üzerine BİM'in acılı kahvaltılık sosundan 1 çay kaşığı sürün. Daha sonra 1 çay kaşığı zeytin ezmesini güzelce yayın. Dilimlerin üzerine kekik serpin. Varsa İzmir tulumu yoksa, eksi kaşarı incecik dilimleyip simitlerin üzerine koyun. Namet çemensiz pastırma dilimlerini ekleyin. Domatesin kabuklarını soyun ve kare kare kesin. Çarliston biberinin de çekirdeğini çıkarın ve halka halka kesin. 2 domates karesi ve 2 biber halkasını da simit başına pay edin. 200 dereceli fırında 20 dakika pişirin. Sonuç muhteşem oluyor.

Pide için:
-Pideyi tam ortasından dikkatlice ikiye kesin. Böylece 2 ayrı çeşit pizza hazırlayabilirsiniz. Yarıya kestiğiniz pideyi alın ve üzerine 3-4 kaşık domates püresi serpiştirin. Sonra Knorr'un fesleğenli kekikli salata sosundan 1 çay kaşığı serpin. Pidenin beyaz kısmı kırmızılaşsın, beyaz yeri kalmasın. Sonra sucuk ve sosisleri incecik kıyıp, pidenin üzerine serpiştirin. Çekideği çıkarılmış yeşil zeytinleri ortasından 2'ye kesip pizzanıza ilave edin. Mozzarella peynirini ilave edip, bol kekik serpiştirin. 200 dereceli fırında peynir eriyene kadar pişirin.

Son anekdot
Simit ve pideniz elinizin altında olduğu sürece kombinasyonları sürekli değiştirebilirsiniz. Eldeki malzemeye göre peynirli pizza, sebzeli pizza, kıymalı pizza bile yapabilirsiniz. Simitleri de kaşarlı ya da menemenli yapabilirsiniz. Evet yanlış duymadınız. Menemeni pişirip, simitin üzerine kaşık yardımıyla koyun ve üzerine biraz kaşar rendeleyin. İşte size pratik ve yaratıcı lezzetler. En kısa zamanda denemelisiniz.

Gnocchi'nin Kralı Bu Adreslerde Yenir


İstanbul sınırlarında en lezzetli gnocchi yapan İtalyan restoranlarını tek tek test ettik. İşte ilk 4'e giren çılgın mekanlar...


1-X Restaurant'ın, tatlı İtalyan şefinin hazırladığı deniz mahsüllü gnocchi, insanı farklı diyarlara sürüklüyor.

2-Mezzaluna'nın cevizli gorgonzola peynir soslu gnocchisini mutlaka tadın.

3- Pastarito'nun gnocchisi, çoğu mekana göre çok daha doyurucu.

4- Mia Mensa'nın gorgonzola soslu gnocchisi ise oldukça başarılı...

17 Ocak 2012

Test Edildi Onaylandı: BİM'e 10 Puan


İkimiz de çalışan kadınlarız. Bu nedenle zaman bizim için oldukça değerli. İşten eve, evden işe giderken zaten pestilimiz çıkıyor. Takdir edersiniz ki bu yorgunluğun üstüne yemek alışverişi yapmak, onca trafik ve stresin ardından hiç sevimli olmuyor. Konuyu uzatmadan şuraya bağlamak istiyorum. Akşam 18.00'den sonra yemek alışverişi yapmak zorundaysanız, tercihinizi size hem en yakın hem en ekonomik hem de en kaliteli olan yerden kullanmak zorundasınız. Benim Bim'le tanışma hikayem de böyle başladı. Carrefour, Tepe Nautilus'ta... Migros, Capitol'de... Şok, 2 sokak arkada... Ve kurtarıcım Bim ise hemen karşımda... Hizmetlerini canı yürekten tebrik ediyorum. Yaklaşık 4 yıldır en yoğun ve sıkışık olduğum zamanlarda hep Bim'den alışveriş yapıyorum. Fiyatlar gayet uygun. Alt markaları sürekli deneyip test ediyorum. Salçasını, peynirini, baklagil markalarını, ketçabını ne bileyim yumurtasını ya da yoğurdunu, piyasadaki rakip lider markalarla kıyaslıyorum ve aralarında kalite ve lezzet açısından gözle görülür bir fark göremiyorum.  Rakiplerde bir torba malzeme alıp, en az 100 TL ödedikten sonra Bim'den torba torba alışveriş yapıp, 30 TL vererek çıkmak muhteşem bir his. Kaç zamandır aklımdaydı bu yazıyı yazmak. Eğer sizin de yakınlarınızda Bim varsa mutlaka deneyin. Bim'in eleştirdiğim tek yanı ise süpermarket gibi değil de bir fabrika havası vermesi... İç dizaynın farklılaşıp, modernleştirilmesi şart. Meyve ve sebze reyonu çok kuvvetli değil. Et seçeneklerinin de artması gerekiyor. Bim, bu konularda da atağa geçerse, rakipsiz olur.

Lezzet Dedektifleri olarak Bim'den en çok satın aldığımız ve size de tavsiye ettiğimiz ürünler ise şöyle...

1- Dost yoğurt, süt ve ayran
2-Aknaz koyun ve inek peyniri
3- Binvezir tel peyniri
4- Bili Bili yumurta (Yumurtalar biraz minik ama lezzetli)
5-Dürüm çiğköfte (Yemek yapmaya üşenince hayat kurtarıyor)
6- Yuva markalı dondurulmuş pizza
7-Osmanoğlu'nun fırın sütlaç ve profiterol'ü  (PNR'ın favorileri)
8-Muratbey Hellim peyniri
9-Dilimlenmiş odun ekmeği ( Dedem artık başka ekmek almıyor)
10-Bol Bol marka kahvaltılık acı sos
11- Holland caramel waffle
12- Kerem marka kaymak
13-Party Acı Biberli Patates cipsi
14- Krem Kerem Peynir

En Popüler Buluşma Noktası: X Restaurant

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) merkezi olan Şişhane’deki Deniz Palas’ın üst katında hizmet veren X Restaurant&Bar; ambiyansı ve lezzetli yemekleriyle iş ve sanat dünyasının yakın markajında…


Popüleritesini gün geçtikçe artıran, pek çok kurumsal organizasyona, davete ve kokteyle ev sahipliği yapan X Restaurant&Bar’ın işletmesi ise Borsa Restaurant’ları, İstinye Park Masa Restaurant ve İstanbul Modern Cafe-Restaurant Yönetim Kurulu Başkanı Rasim Özkanca’nın liderliğinde, Umut Özkanca, Ali Özkanca ve Mehmet Can Göker işbirliğiyle yürütülüyor. İKSV’ye gelen konuklar, X Restaurant&Bar’da merhum Şakir Eczacıbaşı ile Rasim Özkanca tarafından oluşturulan, sonrasında da corporate şef Murat Karaduman’ın dokunuşlarıyla zenginleştirilen özel mönüden seçimler yaparak Haliç manzarasının tadını çıkarıyor. İKSV binasının misyonunu devam ettiren bir tasarım çizgisine sahip olan mekan, Nazlı Gönensay’ın imzasını taşıyor. Restorana dar ve geniş açıların yanı sıra biçimsel ve dokusal deneyimlerle alışılagelmiş normların dışına çıkan mimari bir sentez hakim. Asimetrik masalar, sedirler, üçgensel formlarla üretilen bar da bu sentezin farklı bir yansıması...
 
Balık spesiyalleriyle farklılaşıyor

20 yıldır yemek sektöründe olan Karaduman, disiplinini ve yenilikçi vizyonunu ise yurtdışında çalışmasına borçlu. Avusturya’da doğan ve bu alandaki ihtisasını Avusturya’da tamamlayan Karaduman’ın yemeğe olan tutkusu ise tamamen genetik. Babasının Avusturya’da bir kafesinin olduğunu söyleyen Karaduman, çocukluğundan bu yana yemek ve mutfak işleriyle iç içe… LBS Landesberufsschule für das Gastgewerbe’de Fransız mutfağına yönelik eğitim aldı. Daha sonra Portekiz, Avusturya ve Almanya’da Michelin yıldızlı restoranlarda görev yapan ve dünya mutfağından lezzetler sunan Karaduman, iki yıl önce Türkiye’ye dönüş yaptı. 2008-2009 yılları arasında Swiss Otel Gaja Restaurant’da görev yapan Karaduman, Akdeniz mutfağında da oldukça iddialı… Bu iddiasını X Restaurant&Bar’a da taşıyan Karaduman, konuklarına Türk ve Akdeniz füzyon mutfağından yaratıcı tatlar sunuyor. Balık yemeklerinde farklılaşan Karaduman, farklı kombinasyonlar deniyor. Sicilya usulü arpacık soğan ve zeliş üzümü eşliğinde servis edilen zeytinyağlı sardalya, deniz mahsüllü gnocchi, beyaz peynir mousse, börülceli domates ve taze yeşil baharat sosla sunulan ızgara ahtapot, fırında alaska somonu ve Japon baklası-sote karnabahar-yeşil sopan ve limonlu patates ezmesiyle öne çıkan levrek fileto ve ıstakoz kuyruğu kabuğunda pişen köri aromalı pırasalı risotto, X-Restaurant&Bar’ın en çok tercih edilen balık spesiyalleri arasında yer alıyor.



CORPORATE ŞEF MURAT KARADUMAN’DAN ZEYTİNYAĞLI SARDALYA



MALZEMELER: (1 porsiyon ölçüsü)

-200 gram sardalya

- 100 gram arpacık soğan

-10 gram kuru üzüm

-10 gram zeliş üzümü

-5 gram maydanoz, 5 gram dereotu

-3 gram tuz, 4cl filtresiz zeytinyağı

-1 cl şampanya sirkesi

-10 gram kiraz domates

- 1 adet defne yaprağı

Zeytinyağlı sardalya

HAZIRLANIŞI:

Sardalyaları ayıkladıktan sonra tuzlayın. Una bulayıp kızgın yağda kızartın. Arpacık soğanları doğradıktan sonra zeytinyağında defne yaprağıyla soteleyin. Şampanya sirkesi, kuşüzümü ve zeliş üzümü ile dereotu ekledikten sonra karışımı karıştırın. Bu karışımı, kızartıldıktan sonra servis tabağına dizilen sardalyaların üzerine serpiştirin. Zeytinyağlı sardalya spesiyalinizi dereotu ve kiraz domates ile süsledikten sonra servis edebilirsiniz.

16 Ocak 2012

Anne Eli Değmiş Köftelerin Sırrı

Köfte konusunda ailede 3  ismi tek geçiyoruz: Anneannemiz Bibiz, teyzemiz Für ve Kevser annemiz... Aslına bakılırsa her annenin köftesi başka güzel olur. Bize de bizimkilerin köftesi hoş geliyor haliyle...  Bu kez, köfte hakkında ölçü vermek yerine önemli püf noktalarına değineceğiz...

1- Köfte için en iyi kasaptan et almak gerekiyor. Önceki yazılarımızda favori kasaplarımızdan bahsetmiştik.
2- Bibiz, köfte yaparken dana kıymaya, kuzu pirzola kapağı kattırıyor. Son günlerde Adana, Urfa tarzı köfteler de yapmaya başladı. Etin tadı, tuzu değişti. Bu işin sırrı da köfte harcına kararında katılan kuyruk yağıymış. Sırrını sonra öğrendik.
3- Izgara köfteye yumurta kırılmıyor. Bir büyük soğanın sadece suyu konuyor. Deneyin inanın memnun kalacaksınız.
4- Yumurta sadece yağda kızartılacak köfteye konuyor. 750 grama, 2 yumurta yeterli oluyor. Kabartma tozunu da unutmayın.
5-Sarmısak, soğan, kimyon ve maydanoz katılan köfte harçları kebap lezzetinde oluyor.
6- Kuru ekmek yerine galeta unu da başarılı sonuç veriyor.
7- Lise arkadaşımız Sena, köfte yaparken harca çok az ketçap da koyuyor. Denedim gerçekten başarılı oldu. Tadı, Adapazarı ıslama köftesi gibi oluyor. Özellikle çocukların çok hoşuna gidiyor.
8-Tırnak pide üzerine sumak,soğan ve maydanozlu karışımı, kızarttığınız köfteleri, yoğurdu, tereyağında pişirdiğiniz domates püresi ve tereyağını ilave ettiğinizde, İskender'den güzel bir spesiyal yaratmış oluyorsunuz.
9-Tavuk köftesi yaparken, 750 gramını tavuk kıymasından, 250 gramını da dana kıymadan çektirin. Çok daha lezzetli oluyor.
10- Kadın budu köfteyi hem dana kıymadan hem de tavuk kıymasından yapabiliyorsunuz. Kızartmanıza da gerek yok. Köfteleri hazırlayıp üzerine sıvıyağ sürüp, fırınladığınızda da süper sonuç alıyorsunuz.

'Beyefendinin' ve 'Hanımefendi'nin Menüleri


Çırağan Palace Kempinski Tuğra Restaurant & Lounge’da Şubat ayı, 'sevgi' temasına ayrıldı… Tüm ay boyunca, kadınlarla erkeklerin farklılıklarından doğan uyuma dikkat çeken, birbirini tamamlayan lezzetlerden oluşan iki ayrı menü sunulacak; 'Beyefendinin' ve 'Hanımefendi'nin menüleri… Tuğra Restaurant & Lounge, 14 Şubat 2012 Salı akşamı ise 'Özel Sevgililer Günü' menüsü ile ağırlayacak misafirlerini. Tuğra Restaurant & Lounge’da ay boyu bulunabilecek, 'Beyefendinin' 5 tabaklık menüsünde baharatlı ve bademli tereyağlı ile servis edilen bıldırcın, ciğer ve pastırma terrin’den, hurma sucuk ve bulgur pilavı ile servis edilen kuzu güveçe; 'Hanımefendinin Menüsü'nde ise mantar sosu ile servis edilen deniz tarağı pastırma milföyden, patlıcan havyarı, kavrulmuş bahar sebzeleri ile servis edilen fırınlanmış kuzu pirzolaya birbirinden cazip lezzetler var.  (Kişi başı 145 TL, KDV dahil)
14 Şubat Salı akşamı sunulacak özel “Sevgililer Günü Menüsü”nde ise Beyefendi, ızgara kuşkonmaz, poşe bıldırcın yumurtası ve taze soğan sosu ile servis edilen Istakoz Dilimleri’nden ağır ateşte pişirilmiş kuzu yanağı, balkabağı, doldurulmuş kuzu mantarı ve taze kuzu-kekik sosu ile servis edilen Fıstıklı Kuzu Sırtı’na 6 tabaklık bir lezzet yolculuğuna çıkacak. Aynı şekilde Hanımefendi’yi de dağ mantarı çeşitleri, armut cipsi, patlıcan havyarı ve taze kekik sosu ile Tavalanmış Dana Bonfile’den deniz ürünleri suyu ile servis edilen Kerevit Mantısı’na ve liçi meyvesi eşliğinde Ahududu ve Güllü Krema’ya ayrı bir ziyafet bekliyor. (İki kişi 460 TL, KDV dahil)



15 Ocak 2012

Napoli Mutfağının En Başarılı Temsilcisi: Rossopomodoro

Napoli mutfağının başarılı temsilcisi Rossopomodoro; özel spesiyalleri ve seçkin ambiyansıyla hedef kitlesine ayrıcalıklı bir yaşam stili ve lezzet şöleni sunuyor


Rossopomodoro, Sebeto Grubu’na bağlı ‘Anema e Cozze’ ve ‘Pizza e Contorni’ restoranları gibi farklı bir konsepte sahip. 15 yıl önce Napoli Campania’da açılan ilk restoranın ardından, mekanın 86’sı İtalya’da olmak üzere ABD, Japonya, İspanya, İngiltere, Brezilya, Suudi Arabistan’da toplam 125 şubesi bulunuyor. Pizza ve makarnasıyla ünlü Napoli yemekleri hazırlayan restoranın Türkiye’ye geliş hikayesi ise diş hekimi Alper Çıldır, spor camiasının yakından tanıdığı Murat Kuş ve Hakan Özlü’nün İtalya’ya gittiklerinde Rossopomodoro’da yemek yemesiyle başlıyor. Gurme tatlara önem veren isimler, Türkiye’ye bir şube açmaya karar veriyor. 4 Haziran 2011’de Göztepe Kadıköy’de ilk şubesini açan Rossopomodoro, 2012 sonuna kadar dört yeni şubeye daha ulaşacak. Rosopomodoro’nun işletme müdürü ise uzun yıllar Les Ottomans, Sapanca Richmond, Maslak Sheraton gibi 5 yıldızlı otellerin restoran müdürlüğü görevlerinde bulunan Tansel Kaya…


Rossopomodoro’nun İtalyanca kelime anlamı ‘kırmızı domates’. Mekanın modern, özgün ve rahat dekorasyonu, dünyadaki tüm Rossopomodoro’larla aynı. Mekan içindeki zeytin ağacı, taş fırın ve karakteristik ürünlerin detaylarının yer aldığı kara tahta restoranın olmazsa olmazları arasında. Özetle, dünyada hangi Rossopomodoro’ya giderseniz gidin kendinizi aynı yerde hissediyorsunuz.


Rossopomodoro, slow-food yöntemleriyle yemek hazırlayan özel bir restoran. Yılda dört kez değişiklik yapılan restoranın mönüsü, o ayların taze ürünlerine göre şekil alıyor. Restoranlarda merkezde oluşturulan 500 reçete uygulanıyor. İçerikleri standart, hazırlama yöntemi aynı. Şefler, geleneksel Napoli pizza ve mutfak sanatı konusunda özel eğitime tabi tutuluyor. Mönü içindeki temel ürünler, Güney İtalya’nın özellikle Napoli çevresindeki Campania bölgesinden geliyor. Mekana adını veren San Marzano domatesi, makarna ve pizzadaki benzersiz tadın yaratıcısı… Mozeralla peynirinde, Napoli’deki özel bir mandırada, sadece Rossopomodoro restoranları için üretilen ‘Buffolo’ sütü kullanılıyor. Buffalo mozarellasını kestiğinizde, içinden süt akıyor ve manda sütünün tadını alıyorsunuz. Pizzalarda kullanılan ‘Molino Caputo’ adı verilen un, sadece İtalya’da bulunuyor ve özel yöntemlerle kurutuluyor. Unun özelliği, mayalandıktan sonra esnekleşmesi ve elle incecik açılabilmesi. Erişte benzeri makarnalar, İtalyan hükümetinin belirlediği Gragnano bölgesindeki en uygun rüzgar ve nem koşullarında 48 saatte kurutuluyor. Lazanya, safranlı rissotto, bol domates soslu spagetti en gözde spesiyaller arasında bulunuyor. Rossopomodoro’nun önemli özelliklerinden biri de taş fırınları. Napoli yakınlarındaki Vezüv Yanardağı eteklerinde oluşan volkanik kayaçlardan yapılan fırın, yaklaşık 480 dereceye çıkabiliyor. Bu da, pizzanın 40 saniyede pişmesi anlamına geliyor. Rossopomodoro’da 23 kalem pizza var. Domates sossuz, kapalı ve yağda kızartılan kapalı pizza bulunuyor.


Napoliler yemeğe Tiella ile başlıyor. Montanare, panzarotti, patates kroket ve kızarmış pirinç topları, üzerinde domates sosu,  parmesan peyniri ve taze fesleğen ile geliyor. Ahtapot, karides, kalamar ile hazırlanmış deniz mahsüllü çorba, çorba sevenler için özel bir seçenek. Ardından İtalyan pidesi olarak da adlandırabileceğimiz Foccacia geliyor. Pizzayı andıran bu yiyecek, ilginç şekilde pizzadan önce yeniliyor ve gerçekten çok lezzetli.Napoli pizzası 32 cm çapında, kenar yüksekliği 2 cm, hamuru ise 3 milim kalınlığında ve lezzetini kaçırmamak için 8 dakika içinde yenilmesi gerekiyor. Napoli pizzasının önemli yanlarından biri de, domates sosunun pizzayı ıslak hale getirmesi. Yani elle yemek pek mümkün değil. Rossopomodoro’nun spesiyal pizzası ‘La Verace’, İtalyanca ‘gerçek’ anlamına geliyor. Yani en gerçek ve meşhur Napoli pizzası. Buffalo mozarellası, San Marzano domatesi, zeytinyağı ve taze fesleğenden yapılıyor ve renkleriyle İtalyan bayrağını temsil ediyor. Rossopomodoro’nun spesiyal ana yemeklerinden biri de Porcinetta. Bu et, tabağın içine yerleştirilen, ısıtılmış bir mermer üzerinde sunuluyor. Özel olarak İtalya’dan getirilen bu tabak, etin sıcaklığını muhafaza etmek üzere tasarlanmış. Olmazsa olmazı roka ve fesleğenle sunulan Porcinetta, Porçini mantarı ve caciocavallo peyniriyle lezzetini üst çıtaya yükseltmiş. Rossopomodoro’ya gidip bu kadar lezzetin ardından tatlı yemeden kalkmak olmaz. Pizza hamuruyla hazırlanıp kızartılan, pudra şekeri ve Nutella’yla süslenen Calde Calde, gönlümüzü fethediyor. Rejim yapanların uzak durmasını öneririm. Beyaz çikolata eklenerek hazırlanmış, çilek ve çilekli sosla sunulan Panna Cotta’yı da şiddetle tavsiye ediyoruz. Rossomodoro’un şarap menüsü de kavı da çok özel. Şaraplar İtalyan’ın Toskana, Veneto, Campania ve Piemonte gibi en iyi şarap üretilen bölgelerinden temin ediliyor.


Related Posts with Thumbnails