29 Temmuz 2010

Yaz aylarının gözde mekanı Up Lounge’dan “su”dan tarifler

Eski İstanbul ve Haliç kıyılarını tepeden gören muhteşem manzarasıyla misafirlerine görsel bir şölen yaşatan Up Lounge’ın usta şefi Pelin Görpe, yazın en gözde yemeklerinden yengeç köftesinin tarifini açıkladı.

Açıldığı Haziran ayından beri İstanbul’un en gözde mekanlarından biri haline gelen Up Lounge, İstanbul’u tepeden gören muhteşem manzarası, zengin mönüsü ve seçkin eğlence anlayışı ile müdavimlerini çoğaltıyor. Up Lounge’ın genç ve usta şefi Pelin Görpe, Amerika Birleşik Devletleri’nde edindiği tecrübelerle hazırladığı birbirinden özel tariflerle, lezzet avcılarını mekana çekmeye devam ediyor.



Görpe, Haliç’in güzelliğini ayaklar altına seren Up Lounge’ın zengin mönüsünde yer alan yengeç köftesinin sırrını, “su ürünleri”nden vazgeçemeyenler için açıklıyor. Görpe’nin yanında yazın serinletici içkisi rose şarapla tavsiye ettiği yengeç köftesi, guacamole sos üzerindeki 2 adet köfte, zeytinyağ ve limonla marine edilmiş rezene ve fesleğen yağlı greyfurt dilimleriyle servis ediliyor.


 
Pazartesiden cumartesiye 18:00-02:00 saatleri arası hizmet veren Up Lounge, manzarası, ortamı, enfes yemekleri ve çarşamba-cumartesi günleri yapılan canlı müzik performansıyla dikkat çekiyor. Berin Koç her hafta çarşamba ve cumartesileri mekana uğrayanlara, söylediği caz, funk ve house şarkılarla hareketli saatler yaşatıyor. Up Lounge zengin mönüsü, canlı müziği, enfes manzarası ve dekorasyonu ile mideye, kulağa ve göze aynı anda hitap ediyor.

Yengeç köfte tarif:

150 gram mavi yengeç eti
15 gram soğan
1 tutam maydanoz
1 yumurta
15 gram mayonez
Ekmek kırıntısı
Tuz ve karabiber

Bütün malzemeler karıştırıldıktan sonra tuz ve karabiberle tatlandırılıp istenilen şekil verilir. Yapışmaz tavada arkalı-önlü kızartıldıktan sonra fırında 170 derecede 6- 8 dakika pişmeye bırakılır.

Up Lounge adres:

Asmalımescit Minare Sokak No: 12 Tepebaşı-Taksim/İstanbul

Tel: 0.212 249 92 82- 83
 

27 Temmuz 2010

Tavan Restaurant: Tadı Damağınızda Kalacak Lezzetler Durağı!

Mübadele yıllarında Alaçatı’ya gelen göçmen bir babanın kendilerine verilen evi beğenmeyip oğlu adına aldığı tek odalı taş evin kalıntılarından yeniden doğan ve bu sefer bir oğlun babasına ithaf ettiği Ala Otel, 16 odası ile tarihi ve doğal yapısını koruyan Alaçatı kentsel sit alanı içinde konumlanmaktadır.



 
Mimari projesi Mimar Orhan Bayrak tarafından tasarlanan ve uygulaması Kinesis A.Ş. tarafından gerçekleştirilen otel, Alaçatı’nın cumbalı taş bina geleneğinin modern bir estetik yorumla birleşmesi sonucu ortaya çıkmıştır.

Her odası farklı dekore edilen otel, şu anda otelin yönetiminde bulunan proje ekibinin kış aylarında Endonezya’nın farklı adalarından getirmiş olduğu tamamı doğal, masif ve el yapımı mobilyalar ile de çevredeki otellerin dekorasyonlarından farklılaşıyor. Akdeniz ve tropik bitki florasının başarı ile sentezlenip sergilendiği bahçe peyzajı, havuz kenarında huzurlu ve keyifli saatler geçirmenize de bahane oluyor...



 
Bünyesinde bulunan Tavan Restaurant’ın otel misafirleri için özel olarak hazırladığı taze meyveler eşliğinde sunulan sabah kahvaltısı; köy yumurtası, Alaçatı’ya özel hurma zeytini, ev yapımı reçelleri ve yarımadanın yöresel peynirleri ile güne güzel bir başlangıç yapma fırsatını sunuyor. Ayrıca değişik alternatiflerin sunulduğu kahvaltı mönüsüyle Alaçatı’yı ağırlamaya hazır.

Akşam yemekleri için Türk Mutfağı’nın ağırlıklı olarak Akdeniz ve Ege esintileriyle tat bulduğu Tavan Restaurant, sade ve ferah dekoru ile Alaçatı müdavimlerinin olduğu kadar damaklarında eşsiz bir tat arayanların da bu yıl vazgeçilmezi olacak. Tavan Restaurant, geleneksel tatların farklı dokunuşlarla sunulduğu mönüsünü Alaçatı’nın göbeğinde kalabalıktan uzak, huzurlu ve sıcak bir ortamda seçkin şaraplar eşliğinde sunmakta. Alaçatı’nın taze sebzeleri ile bezenen mönüde karides ve krem peynirle doldurularak bahçeden sabah toplanan kabak çiçeği akşam sofranıza sunuluyor.




Köz patlıcan, börülce ve Alaçatı sebze güveç hafif bir öğün isteyenlerin, taze deniz levreği ve beğendili-beyaz trüf yağı soslu bonfile ise akşam yemeğini ziyafete dönüştürmek isteyenlerin seçimi.

Alâ Otel hakkında detaylı bilgiye http://www.alaotel.com/, Tavan Restaurant hakkında detaylı bilgiye ise http://www.tavanrestaurant.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.



26 Temmuz 2010

İş dünyasına özel diyet ve beslenme programları


Mezura Sağlıklı Beslenme Danışmanlık Hizmetleri Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak’ın yaz döneminde fit olmak isteyen yöneticiler için özel olarak hazırladığı ‘diyet ve sağlıklı beslenme alternatiflerine’ göz atmanın tam zamanı...


 

İş dünyasında aktif rol alan çoğu kişi genelde hep aynı dertlerden muzdarip. Sağlıklı beslenememek ya da iş temposu nedeniyle yeteri kadar spora vakit ayıramamak gibi şikayetleri çevremizde sıkça duyuyoruz. Özellikle yaz mevsiminin geldiği şu günlerde, bu telaş iyiden iyiye artmış durumda. Kış boyunca hareketsizlik ve sağlıksız beslenme sonucunda alınan kilolar, iyice göze batmaya başlayınca, sıkı bir rejime girip form tutmak kaçınılmaz bir hal alıyor. Ancak iş yerlerinde ya da ofislerde kişinin yediğine ya da içtiğine muntazam bir şekilde dikkat edebilmesi göründüğü kadar değil. Her şeyden önce iş ortamında evde olunduğu kadar rahat olunamıyor. Az ve sık yemek kuralına uyabilmek için gerekli olan gıdaları günü güne temin edebilmek ise büyük bir disiplin gerektiriyor. Yemekhanede çıkan yemekler ya da öğle-akşam yemeği siparişi verdiğiniz restorandaki alternatifler, diyetinize uygun olmayabiliyor. Ara öğün alternatiflerinizi nasıl çeşitlendirebileceğiniz bile ciddi bir sorun. Bu noktada bir uzmandan yardım almanın önemi de giderek artıyor. Özellikle yaz döneminde kilosuna dikkat etmek isteyen yönetici ve profesyonellere ofiste nasıl daha sağlıklı beslenebileceklerine dair tüyolar veren Mezura Sağlıklı Beslenme Danışmanlık Hizmetleri Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak’ın, Platin okuyucuları için özel olarak hazırladığı ‘yaz mevsimine özel diyet ve sağlıklı beslenme önerileri’, bu konuda sıkıntı yaşayan pek çok kişiye yol gösterecek.

İşte Koçak’ın ağzından formda kalma stratejileri:

“Üst düzey yöneticiler çok sık seyahat ediyor ve uzun toplantılara katılıyor. Uçak yolculuklarının fazla olması, otel havaalanı transferleri, ülkeye göre yaşanan saat farkları yöneticin iş stresi dışında günlük yaşamına stres ve yorgunluk ekleyen diğer önemli noktalar. İş yemeklerinin standart yapıda olması, gidilen ülke kültürüne göre bazı içecek ve yemekleri zorunlu olarak tercih etmek gibi kriterler, günlük beslenme planını oldukça fazla etkiliyor. Tüm bu trafiğe rağmen üst düzey yönetici; şirket, dünya ekonomisi ve bazen ülke geleceği için çok hızlı hayati karalar almak zorunda kalabiliyor. Pratik düşünmek, hızlı ve doğru kararlar almak, sağlıklı bir beden ve ruh yapısı ile mümkün olabiliyor. Bireyin kendini bedenen ve ruhen sağlıklı hissetmesi oldukça önemli. Yazı formda karşılamak isteyen yöneticiler için kolay uygulanabilir beslenme ve egzersiz taktiklerini ise şöyle sıralayabiliriz: Mutlaka daha fazla hareket edin, her gün ne kadar yediğinizi ve ne kadar hareket ettiğinizi kaydedin. Su içmeyi unutmayın ve günde en fazla 2 kahve tüketin. Açık çay veya bitki çaylarına ağırlık verin. Kesinlikle öğün atlamayın, az ve sık beslenmeye özen gösterin. Düzenli egzersiz yapabilmek adına bu konuda size destek olabilecekler arkadaşlar edinin. Şirkette varsa egzersiz imkânlarını kaçırmayın veya oluşturulması için liderlik yapın . Sağlıksız beslenme ve fazla kilolar, diyabet, kalp-damar hstalıkları, hipertansiyon, karaciğerde yağlanma, sindirim sistemi rahatsızlıkları, kanser gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Sağlıklı kilo kaybı ise bu riskleri azaltıcı etki gösteriyor.

Alınması gereken kalori miktarı değişiyor

Çalışanların yaptığı iş ve eğitim düzeylerine göre farklı öneriler sunmak gerekiyor. Örneğin beyaz yakalılar, gelende masabaşı çalışan, uzun toplantılarda öğün atlayan, aşırı çay-kahve tüketen ve suyu az içen, sindirim problemleri yaşayan grup olarak öne çıkıyor. Bu grup, düzenli egzersiz yapmıyorsa ve doğru beslenmeyi alışkanlık haline getirememişse, kilo konusunda sorunda çoğunlukla sorun yaşayabiliyor. Özellikle iş yerinde sağlıklı ve düzenli bir yemek servisi yoksa, dışardan sipariş vermek bu eğilimi daha da artırıyor. Düzenli kahvaltı etmeyen bu grupta, bu sebeple akşamüzeri aşırı acıkma ve gece ihtiyacın üzerinde yemek yeme problemine sık rastlanıyor. Beyaz yakalı kadınlarda 35-40 yaşları, erkekte ise 45-50 yaşları kilo almak için kritik dönemler olarak göze çarpıyor. Diyet söz konusu olduğunda en doğru metabolik hız belirleme, bir uzman eşliğinde yüz yüze yapılan görüşme ve ölçümlerden sonra öne çıkıyor. Ancak genel olarak fazla kilolu erkek çalışanlar 1400-1600 kalori, fazla kilolu kadın çalışanlar ise 1200-1400 kaloriyle diyete başlayabilirler.

“Daha çok hareket edin”

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte özellikle iş yerlerimizde masa başında geçirdiğimiz zaman artıyor. Özellikle çalışma saatleri uzun olan ve masa başında diğer bireylere oranla daha çok vakit geçiren ofis çalışanlarında, kilo artışı maalesef kaçınılmaz olabiliyor. Bu nedenle formda kalabilmek adına küçük önlemler almak gerekiyor. Telefon etmek yerine diğer ofise yürümeyi tercih etmek, şirket içinde asansör yerine merdiven kullanmak, arabanızı uzağa park edip yürümek, öğle yemeğini sipariş etmek yerine yürüme mesafesinde bir restorana gitmek, her 15-20 dakikada bir omuz, kol ve bacaklarınızı hareket ettirmek, mümkünse ofiste yapılabilecek egzersizleri gün içerisinde birkaç kez uygulamak gibi davranışlar, gün içinde harcadığınız enerjinin artmasını sağlar.


Metabolizma hızlandırıcı içecekler



 İş yerinde daha çok çay-kahve içmeyi tercih eden yöneticiler, metabolizmalarını hızlandırmak adına rezene, melisa, ıhlamur, papatya, kuşburnu, yeşil-beyaz çay gibi rahatlatıcı ve stresi azaltıcı bitkisel çaylar içebilir. Bunu yanı sıra; zencefilli çay tercih edilebilir. Zencefilli çay, 1.5 litre su, 1 demet maydanoz, 1 dal kabuklu tarçın,1 adet limon, 1 tatlı kaşığı toz zencefil veya ceviz büyüklüğünde taze zencefil( rendelenmiş olmalı), 1 yeşil elma ile (kabuklu olarak dörde bölünmeli) hazırlanıyor. Hep beraber kaynatılıp süzüldükten sonra içine limon suyu ve 6-7 adet taze nane yaprağı ekleniyor. Gün boyu soğuk veya sıcak içilebildiği için ofis ortamı için ideal bir içecek.


 Zayıflama ilaçlarına dikkat



Zayıflama ilaçları mutlaka doktor kontrolünde bireysel ve kontrollü tedavi kapsamında alınmalıdır. Bu ilaçlar ‘morbit obez’ olarak adlandırılan ‘beden kitle indeksi’ 30–39.9 arasında veya 40 ve üzerinde olan bireylere uygun beslenme tedavisine ek olarak endokrinolog takibinde verilebilir. Burada bireyin genel durumu da oldukça önemli. Bütün tetkiklerin yapılıp, hastanın yaşına ve başka bir hastalığının olup olmadığına bakılması gerekiyor. Çünkü bu ilaçları bilinçsizce kullanan bireylerde birçok yan etkiye rastlanıyor. Bu nedenle şişmanlığın neden olduğu sağlık sorunları olmadan, kilo fazlalığının miktarı değerlendirilmeden isteğe bağlı olarak zayıflama ilaçları kullanılmamalı. Piyasada kilo vermeye yardımcı birçok bitkisel ürün bulunuyor. Bu ürünler, ‘doğal’ veya ‘bitkisel’ adı altında mucizevi sonuçlar vaat ederek pazarlanıyor. İçeriklerinde bulunan bitki bileşimleri metabolizmayı hızlandırıcı etki, ödem atıcı etki, yağ yakıcı etki, iştah baskılayıcı etki gösterebilir. Ancak bu ürünlerin en doğru olanını kullanmak, genel sağlık açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle ürünlerin bileşiminde yer alan bitkilerin özellikleri ve etkileşimleri iyi analiz edilmeli, bu konuda mutlaka hekim, eczacı ve beslenme uzmanının onayı alınmalı. Özellikle herhangi bir hastalığı bulunan bireylerde bu ürünlerin kullanımı konusunda, yan etkileri göz önünde bulundurularak değerlendirilme yapılmalı. Unutulmamalıdır ki tek başına bu ürünler hiçbir işe yaramaz. Kilo verme programında başarılı olabilmek ve kalıcı sonuçlar elde edebilmek için ‘diyet+ egzersiz+ davranış değişikliği’ şarttır.

Sağlıklı beslenme önerileri



Sabah kahvaltısı, genelde tüm çalışanlar için önemli bir problem olarak görülüyor. Çalışanların büyük kısmı bu öğünü atlıyor. Sabah kahvaltı ettiklerinde öğlene doğru çok acıktıklarını söylüyorlar. Bunun sebebi çok açık... Sabah sadece karbonhidrat içeren bir besin yenilirse, yanında protein eklenmediği için öğlene doğru kişinin kan şekeri düşebilir ve bu da aşırı derece de yeme isteği doğurur. Oysa sabah peynir-ekmek veya tost veya bisküvi-süt veya tahıl gevreği-süt gibi karışımlar, protein karbonhidrat açısından dengeli seçimler olarak öne çıkıyor. Diğer büyük yanlış  ise öğle yemeğinde ekmek yemeden sadece salata ile yetinmeye çalışmak. Bu durum, akşamüzeri yağ ve şeker içeren daha zararlı besinler yemeye sebep oluyor. Oysa öğle yemeğinde tam tahıl ekmeği veya bunun yerine 2-3 kaşık bulgur pilavı tüketmek, vücuda doğru karbonhidratı verir. Böylece kan şekeri seviyesi akşamüzeri düşmez. 16.00-17.00 saatlerinde yenilecek küçük bir öğün ise akşam yemeğinde daha az acıkmayı, dolayısıyla daha az yemeyi sağlar. Toplantılarda yağ  ve şeker içeren kurabiyeler ikram ediliyor. Toplantıda gerilimin yüksek olduğu anda duygusal açlığını kontrol edemeyen kişiler, hiç farkında olmadan çok fazla atıştırabiliyorlar. Bunun yerine kuru kayısı, ceviz, fındık, incir ikram edilebilir. Öğleden sonra tatlı kurabiye yerine simit-peynir verilebilir.

Sağlıklı beslenme trendleri

Yapılan araştırmalar, doğru beslenmenin iş hayatındaki performans ile doğru orantılı olduğunu kanıtlıyor. İş verimini artırmak, sağlık harcamalarını düşürmek, kuruma bağlılığı artırmak, çalışanların bellek ve konsantrasyonunu güçlendirerek iş potansiyelini yükseltmek, moral ve motivasyonu artırarak bu yönde devamlılığı sağlamak ve rakiplerin önünde olmak için ‘kurumsal wellness danışmanlığı’na yatırım yapmanın önemi hızla artıyor. Çünkü işiniz ne olursa olsun, teknolojiye ve ekipmana ne kadar yatırım yaparsanız yapın, bir şirketin en önemli varlıkları ‘çalışanlarıdır’. Çalışanlar kendilerini ne kadar sağlıklı ve mutlu hissederlerse, artan motivasyonları ile işteki verimlilikleri o nispette artacaktır. Wellness’, ruhumuzun ve fiziksel durumumuzun yeterli egzersiz, çeşitli meditasyon yöntemleri ve doğru beslenme ile desteklenerek en sağlıklı seviyeye getirilmesidir. 

Wellness danışmanlığı yapılıyor

2003’ten bu yana Koç Holding, Doğan Yayın Holding, Borusan Holding, Coca Cola, Sabancı Holding, Axa Oyak Sigorta gibi pek çok holding ve şirkete, kurumsal wellness danışmanlığı yaptık. Kurumların ihtiyaçlarına yönelik farklı modeller yaratabiliyoruz. Sadece tepe yönetime bireysel beslenme koçluğu yapmamız istendiğinde kişinin evdeki yemek düzeni, seyahatleri gittiği restoranın menülerinden, şoförün hatırlatması gereken ara öğüne kadar ilgileniyoruz. Mavi-beyaz yakalı danışmanlığı istendiğinde mutlaka şirkette pişen yemekleri de gözden geçiriyoruz. Menü ve mutfak denetimini de yapıyoruz. Ufak grup terapileri veya daha büyük seminerler verebiliyoruz. Verilecek hizmet, tamamen grubun özelliği ve ihtiyaçlarına göre değişiyor. İnternet üzerinden bilgilendirme ve soru-cevap uygulamaları da ilgi çekiyor. Bazı şirketlerde toplam ağırlığın yüzde 10 azaldığını gözlemledik. Bu oldukça önemli bir başarı. Çünkü ağırlıktaki yüzde 10’luk kayıp, sistolik kan basıncını 10 mmHg azaltır. Beraberinde diastolik kan basıncı 20 mmHg, diabet riski yüzde 30, obezite ile ilgili kanser riski yüzde 40 ve LDL-kötü kolesterol yüzde 15 azalır. HDL yani iyi kolesterol ise yüzde 8 oranında artar.


İş dünyasına özel sağlıklı beslenme önerileri

Sabah seçenekleri



-2 dilim ekmek+ 2 dilim peynir+ 5 zeytin( veya 2-3 ceviz), domates, biber

-4 -5 kaşık tahıl gevreği+az yağlı süt

-Yarım bagel veya yarım simit+ 1-2 dilim peynir

-1 bardak süt ile kahve+ 1 porsiyon taze meyve+ 10 fındık



Ara Öğün




- 15 kuru yaban mersini+ 10 badem

- 1 bardak süt veya kefir+ tarçın ilaveli

- 1 bardak süt ile 1 porsiyon taze meyve

- 2 kayısı ve 3 ceviz



Öğle-akşam seçenekleri



-1 tabak etli sebze yemeği veya kuru baklagil, 2 dilim ekmek veya 4-5 kaşık bulgur pilavı

-Piliç şiş ya da çöp şiş, bol salata, yoğurtlu meze, 1 lavaş veya 2 dilim kepek ekmek

- Izgara balık, közde patlıcan, deniz börülcesi veya enginar, bol salata, 2dilim ekmek

- 8 -10 adet sushi ( Yılan balığı, avokado ve havyar içeren sushi’lerin daha yüksek kalorili olduğu unutulmamalı.)

- Domates soslu makarna veya sebzeli ravyoli

- Izgara köfte, salata, cacık veya ayran, bir kase kremasız çorba


 Öğleden sonra ara öğün



1 kase meyveli light yoğurt

1 bardak süt+ 1 porsiyon meyve

Yarım simit+ peynir

Diyet kraker ve ayran

Meyve salatası ya da 10-15 fındık


Diyelim ki bir restorandasınız....



Dilara Koçak, sağlıklı beslenmeye özen gösteren yöneticilere öğle ve akşam yemeklerini kapsayan iş toplantıları, kokteyl ya da davetlerde ne tip gıdalara yönelmeleri gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunmayı ihmal etmiyor:

Başlangıç ve ana yemek gereken durumda başlangıç olarak, carpaccio, mozerella, somon füme, sebze çorbası gibi yağ ve karbonhidratı düşük seçimler yapın.

Pizza, makarna, ravyoli gibi yüksek karbonhidrat içerenler öğle öğününde tercih etmeye özen gösterin.

Enerjinin kullanımı ve kan şekeri dengesi için meyve suyu yerine meyve tüketin

Özellikle soslar konusunda dikkatli olun, bazı durumlarda sos yemeğin gerçek kalorisinden çok daha yüksek kalori ve yağ içerebiliyor.

Gerektiğinde tatlı olarak sütlü tatlı veya dondurma veya meyveli tatlılar tercih edin, hamurlu ve şerbetli tatlılar kremalı besinlerden kaçının.

Uzun iş yemeklerinde alkol oranı düşük içecekleri tercih edin. ( Şarap yüzde 13, rakı yüzde 45, viski ise yüzde 45 alkol içerir)

Alternatif ara öğünler



Ara öğünleri düzenli olarak tüketmenin metabolizmayı hızlandıracağını dile getiren Dilara Koçak, ara öğünleri şu şekilde çeşitlendiriyor:

3 kuru kayısı, 2 parça ceviz

1 kutu probiyotik yoğurt, 10-15 adet yaban mersini

1 kutu az yağlı süt, 1 porsiyon taze meyve

2 adet grisini, 1 bardak ayran

½ simit, 1 yemek kaşığı labne peynir

1-2 dilim ekmek, 1 dilim beyaz peynir

Light kaşarlı kepekli tost, söğüş tabağı

1 kutu meyveli yoğurt, 10 fındık

3 adet diyet bisküvi, 1 fincan light sütlü nescafe

1 su bardağı yağsız patlamış mısır, 1 avuç kuru üzüm

Çiğ sebzelerden oluşan salata tabağı, 1 dilim peynir, 1 adet etimek

1 avuç beyaz leblebi, 1 bardak kefir

5 adet kuru erik, 10 badem

Yarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran

Haftada 1-2 kez olmak kaydıyla 1 porsiyon sütlaç, kazandibi, tavuk göğsü gibi sütlü tatlılar, ayva, elma, armut gibi meyve tatlıları (kaymaksız olmak kaydıyla-ceviz eklenebilir), 3 top light dondurma ve 2 parça bitter çikolata tüketilebilir.


Platin Ekonomi Dergisi Temmuz sayısından alıntı-

25 Temmuz 2010

Türkiye’nin en iddialı yaz mönüsü deneyimi “Up Lounge”da


Bu yaz Up Lounge’a gidenler muhteşem manzara eşliğinde İstanbul’a tekrar âşık oluyorlar… Yaz-kış İstanbul eğlence yaşamının en hareketli merkezlerinden biri olan Asmalımescit’te Minare Sokak’ta yer alan Up Lounge, caddenin kalabalığından uzak, İstanbul’u ayaklar altına seren muhteşem manzarası ile iyi yemek, müzik ve hoş mekan severleri ağırlıyor.

MarGroup’un İstanbul yeme-içme ve eğlence yaşamına yeni kattığı Up Lounge, sadece manzarası ile değil çağdaş dekorasyonu, yerli ve yabancı tatların bir arada oluşturduğu geniş ve enfes yemek mönüsüyle Asmalımescit’e farklı bir soluk getirdi.

Özenli servisi, görkemli manzarası ve kaliteli eğlence anlayışı ile kısa sürede adından söz ettiren Up Lounge’ın 2010 yazına damgasını vuran iddialı mönüsü, Amerika’da önemli restoranlarda aşçılık yapan okullu şef Pelin Görpe’nin kendine özgü yemekleri de içeren tatlardan oluşuyor. Görpe, tecrübeli elleriyle hazırladığı birbirinden leziz yemekleri özel sunumuyla birleştirerek, değişik soslar eşliğinde servis ediyor.



Yengeç köfte, midye rockefellar, karides ızgara, levrek fileto ve kuzu pirzola Up Lounge’ın Akdeniz mutfağının yenilikçi, modern ve yaratıcı yüzünü yansıtan mönüsündeki lezzetleri oluşturuyor… Pazartesiden cumartesiye kadar 18:00-02:00 saatleri arası hizmet veren Up Lounge’ı manzarası, ortamı, enfes yemekleri kadar çekici kılan bir başka özelliği de cumartesi günleri yapılan canlı müzik performansı… Her cumartesi Up Lounge’da sahne alan Berin Koç, cazdan acid caza, funktan house’a söylediği şarkılarla konukların kulaklarının pasını siliyor.

Up Lounge böylece zengin mönüsü, canlı müziği, enfes manzarası ve dekorasyonu ile mideye, kulağa ve göze aynı anda hitap ediyor. Park ve vale hizmetinin de bulunduğu mekânda özellikle akşam saatleri için rezervasyon yaptırılması öneriliyor.



 
Siz de yazın güzelliğini hem şehrin ortasında hem de şehirden uzak olarak yaşamak istiyorsanız, kendinizi Up Lounge’ın Haliç manzaralı doyumsuz atmosferine bırakın!

Adres: Asmalımescit Minare Sokak No: 12 Tepebaşı-Taksim/İstanbul

Tel: 0 212 249 92 82- 83
 
 

23 Temmuz 2010

Yakatarla ürünleriyle organik bir yaşam tarzı...

Yakatarla organik gıda ürünleri, doğayla uyum içerisinde bir hayat sürdürmek isteyenlere “Doğaya Güvenin” sloganıyla “organik bir yaşam tarzı” vaat ediyor.




Doğal beslenmenin sağlık açısından önemi düşünülerek hazırlanan Yakatarla organik gıda ürünleri; İstanbul’daki fabrikada, hiçbir koruyucu katkı maddesi kullanılmadan özenle işleniyor. Doğanın sunduğu şifa olanaklarını tüketicilere aktaran, biber soslarından turşulara, meyve pestillerinden bakliyata kadar uzanan ürünler, menülerine lezzetin yanı sıra sağlık da katmak isteyenlere hitap ediyor. Yakatarla’nın gurmelere özel ürünleri arasında ise zeytin, zeytinyağı ve reçel gibi ürünler yer alıyor.

Yakatarla ürünleri İstinye Park , Şaşkınbakkal Boyner ve organik ürün mağazalarında satışa sunuluyor.


21 Temmuz 2010

Mücevher Uzmanı'ndan Mücevher Gibi Cheesecake'ler


Maria Perdue, 15 yıl önce İstanbul'a yerleşip, İstanbulluları leziz cheesecake'leriyle tanıştıran ve aslen mücevher uzmanı olan İtalyan asıllı bir Amerikalı. Önceleri yakın çevresi için sipariş üzerine cheesecake yaparken bir süre sonra müdavimlerinin çoğalmasıyla Beykoz'daki Maria’s Cheesecake‘i hayata geçirdi.





Siyah - beyaz çikolatalı, karamelli, limonlu, çilekli, frambuazlı ve vişneli cheesecake çeşitleri dışında NewYork, Boston, California ve İstanbul Usulü çeşitler de müdavimlerinin favorileri arasında. Sadece cheesecake yok tabii burada, tuzlu olarak da özellikle kişleri çay saatlerinize lezzet katacak, hem sunumu hem de lezzeti itibariyle şahane bir alternatif!

Maria's Cheesecakes kurumsal siparişler için de hizmet veriyor. Ataşehir'de de kısa bir zaman once 2. şubesi açılan mekanın tereddütsüz olarak tüm cheesecake çeşitlerini denemenizi tavsiye ederiz. Bizden söylemesi! :)

Maria’s Cheesecakes – Beykoz


Çiftlik Mah. Cumhuriyet Cad. No:231/D
Çavuşbaşı Beldesi
Tel :0216 479 67 81

Maria’s Cheesecakes – Ataşehir

36 Ada Ata Blok 2-3 No:11 Ataşehir İstanbul
Tel :0216 455 17 22



BhR & PnR

19 Temmuz 2010

Dünyadaki En İyi Hip Oteller

Nhow Hotel





Konuklarına yenilikçi bir yaşam stili sunan hip otellerin başında Milano’da hizmet veren Nhow Hotel geliyor. Eski bir sanayi binasından otele dönüştürülen otel, İtalyan tasarımcı Matteo Thun ile mimar Daniele Beretta’nın imzasını taşıyor. Şehir hayatı konseptiyle öne çıkan otelin girişinde uzun bir tünel bulunuyor. Demir kolon ve kapılar üzerindeki grafitiler, şehrin enerjisini otele yansıtarak farklı bir imaj yaratıyor. 4 katlı otelde 249 oda bulunuyor. Loft stilinde tasarlanan odalar, Poltrona Frau, Knoll, Zucchetti ve Artemide gibi ünlü mobilya markalarının özel tasarım ürünleriyle dekore edilmiş. Nhow Hotel’in en dikkat çeken odası ise 16 metrelik havuzuyla öne çıkan iki katlı süiti… Otelin sanat departmanı, otel bünyesindeki sanat eserlerini 3 ayda bir değiştirerek çok daha dinamik bir atmosfer yaratıyor. Müşteriler arzu ettikleri takdirde oteldeki farklı mobilya ve aksesuarları satın alabiliyor.  http://www.nh-hotels.com/



Hotel Fouquet’s Barriere




Paris’te George V ile Champs-Elysees Caddeleri’nin kesiştiği köşede yer alan 5 adet Haussmann stili binanın restore edilmesiyle faaliyet göstermeye başlayan Hotel Fouquet’s Barriere’i ayrıcalık kılan en önemli özellik; lüks, sanat, geleneksellik ve teknolojiyi kusursuz bir biçimde harmanlaması… İç mekân tasarımcısı Jacques Garcia ile mimar Eduard Francois’in imzasını taşıyan otelde 40 adet süit olmak üzere 107 oda bulunuyor. Lucien Barriere Hotels&Casinos bünyesinde faaliyet gösteren bu hip otel, mimarisinden dekorasyonuna, konfor anlayışından servisine kadar her detayın incelikle düşünüldüğü ultra lüks bir tasarıma sahip. Kadife, deri, mermer, kristal gibi materyallerle dizayn edilen otel, farklılığını açıkça ortaya koyuyor. Odaların tasarımı da oldukça konforlu. Hızlı internet erişiminin yanı sıra tüm odalarda video ve müzik seçenekleri, yazıcı, minibar gibi detaylar da bulunuyor. 3 restoran ve 2 barla hizmet veren otelin spa’sı ise şehrin en büyük kapalı havuzuna sahip. http://www.fouquets-barriere.com/



Bellinter House




Dünyanın ilk ‘hip country evi’ olarak dikkat çeken Bellinter House, İrlanda’nın en favori otellerinden biri…. Müşterilerine farklı bir yaşam stili vaat eden bu country evi, stil sahibi dekoru ve konforu yansıtan detaylarıyla dikkat çekiyor. Dublin’e 45 dakika uzaklıkta bulunan Bellinter House, eğlence ve yemek sektöründe öncü ilklere imza atan iki ismin, Jay Bourke ve John Reynolds’ın imzasını taşıyor. 37 odalı otel, bohem-aristokrat ruhu yansıtan iç mimarisi, odasına göre faklılık gösteren el yapımı ve vintage mobilyaları, LCD ekran TV, DVD oynatıcı, müzik sistemi, deniz yosunundan yapılmış organik bakım setlerinin yer aldığı lüks banyo tasarımlarıyla yenilikçi bir çizgiye sahip. Otel,‘doğaya dönüş’ felsefesini yansıtan spa’sının yanı sıra bodrum katında yer alan ve leziz ve organik İrlanda yemekleriyle öne çıkan Eden restoranıyla meşhur. http://www.bellinterhouse.com/



Hotel Bellechasse




Hotel Bellechasse, Paris’in en yeni butik otellerinden biri… Sık seyahat eden ve modayı yakından takip eden elit bir kitleye hitap eden otel, dünyaca ünlü Fransız moda tasarımcısı Christian Lacroix tarafından dekore edildi. ‘Haute couture’, dekorasyonuyla öne çıkan Hotel Bellechasse, çevrede yer alan sanat galerisi, müze, sinema, tiyatro, kitabevi, kafe, restoranların kozmopolit çevresini farklı bir bakış açısıyla yansıtıyor. Renk, desen ve figürlerin geleneksellik ve modernizmle örtüştüğü otelin 34 odası bulunuyor. Çağdaş, rustik, anglo-saxon, neo-fütüristik, İskandinav ve oryantal olmak üzere 7 değişik temaya sahip olan otel, Orsay Müzesi’ne yakınlığıyla da dikkat çekiyor. http://www.lebellechasse.com/




Ace Hotel Portland




Portland’da hizmet veren Ace Hotel’in bölgedeki diğer otellerden en büyük farkı, şehrin yaşam kültürünü vintage detaylarla yansıtması… Ace Hotel Portland’ın hikâyesi ise oldukça ilginç… Seattle’da yaşan 3 yakın arkadaşın müzisyen, sanatçı, tasarımcılardan oluşan arkadaş çevrelerine hitap edecek, uygun fiyatlı, stil sahibi bir otel kurmak için yolları sıvayan üç kafadar, 1912’de inşa edilen klasik bir oteli restore ederek, hayallerini gerçekleştirir. İkinci el mobilya, aksesuar, kıyafet ve plaklarıyla retro cenneti olarak dikkat çeken Portland’da şehrin yaşam stilini yanıtsan bir hip otel olarak faaliyet göstermeye başlayan Ace Hotel Portland, konuklarını eski bir kütüphaneden oluşan resepsiyon masası, 60’lı ve 70’li yıllara ait orijinal askeri üniformalarla döşenen kanepeler, ikinci el pikap ve plakların yer aldığı nostaljik resepsiyonuyla karşılıyor. Zevkle döşenmiş bir evi anımsatan otel odalarına ikinci el kitaplardan oluşan etajerler, eski orijinal Amerikan postacı çantalarından tasarlanan çamaşır sepetleri eşlik ediyor. http://www.acehotel.com/




The Fortress




The Fortress, Sri Lanka’nın güneyindeki Galle şehrine birkaç dakika uzaklıktaki ünlü Koggala plajına yakınlığıyla dikkat çeken bir hip otel. Zengin mimarisi, lüks ve konforu yansıtan ihtişamı ve çarpıcı dekorasyonuyla öne çıkan otel, konuklarına yörenin kültürünü aşılıyor. Hip otelin tasarımı da oldukça ilginç. Geleneksel Hollanda kalesinden esinlenilerek tasarlanan mimaride, Portekiz stilleri, Sri Lanka motifleri ve Güney Asya dokunuşlarına da yer verilmesi, The Fortress’in multi-kültürel yapısını bir kez daha gözler önüne seriyor. Lüks konaklama anlayışına yeni bir yorum katan otelde plaj, bahçe ve okyanus manzaralı olmak üzere 49 oda bulunuyor. Her türlü teknolojik donanıma sahip olan otel odalarına ise yüzme havuzu, spa, şarap mahzeni, restoran gibi keyifli keyifli detaylar eşlik ediyor. http://www.thefortress.lk/



Cotswolds88 Hotel




Cotswolds88 Hotel, Londra’nın güneyinde yer alan ve İngiliz aristokrasisinin favori tatil beldesi Cotswolds’ta hizmet veriyor. Modern, klasik, eski, yeni gibi kavramların sentez oluşturduğu füzyon bir hip otel olarak öne çıkan Cotswolds88 Hotel, 18’nci yüzyıla ait bir malikanenin restore edilmesiyle oluştu. Oteldeki 19 süit odanın her biri farklı bir temada tasarlanmış. Leigh Bowery, David Hiscock gibi ünlü fotoğraf sanatçılarına ait özel tasarımlara ev sahipliği yapan süit odalar, vintage ve modern parçaların yanı sıra tarihi malikânenin ruhunu yansıtan viktoryen tarzı mobilyalarla dekore edilmiş. Costwolds88’ Hotel’in bodrum katında yer alan restoranı ‘The88room’ ise organik ürünlerden oluşan mönüsüyle konuklarına sağlıklı beslenme alternatifleri sunuyor. Restoran zengin şarap ve şampanya listesiyle de öne çıkıyor. http://www.cotswolds88hotel.com/



Hotel Particulier de Montmartre




Paris’te, şehrin sanatçıları ve ressamlarıyla ünlü bohem semti Montmartre’de hizmet veren bu otel lüks, konfor, modernlik ve sanatın eşsiz bütünlüğünü yansıtacak detaylarla fark yaratıyor. Tarihi ve aristokratik bir malikânenin restore edilmesiyle faaliyete geçen Hotel Particulier de Monmartre’de 5 süit oda bulunuyor. Otel, çoğu Fransız olan sanatçı, tasarımcı, heykeltıraş, mimar, fotoğrafçı ve şairin farklı tasarımlarına ev sahipliği yapıyor. Her süit odanın kendine has tasarımıyla öne çıkıyor. Örneğin, Fransız sanatçı Pierre Fichefeux tarafından tasarlanan ‘Tree with ears’ (kulakları olan ağaç) isimli oda, Japon kültürünün izlerini yansıtıyor. Odada kalan misafirler, duvara yerleştirilen ses kayıt cihazına farklı mesajlar bırakarak, bu odada geçirdikleri zamanı ölümsüzleştirebiliyorlar. Olivier Saillard’ın tasarladığı ‘Hats and poems’ (Şapkalar ve şiirler) adlı odada yer alan tüm mobilya ve aksesuarla ise fiyat etiketi misali, küçük zarflar asılmış. Zarfların içlerinde ise kısa şiirler yer alıyor. http://www.hotel-particulier-montmartre.com/

 
-Bahar Akgün'ün Platin-Aylık Ekonomi Dergisi'ndeki haberinden-
 

18 Temmuz 2010

De'longhi ile Formda Bir Yaz


Yaz geldi, deniz mevsimi açıldı. Peki, sizin bedeniniz de yeteri kadar formda mı? Yaz aylarının vazgeçilmezi diyetler artık canınızı sıkmasın. De’Longhi’nin sağlığına önem veren kadın ve erkeklere özel olarak sunduğu %100 sağlıklı pişirme için çift katlı dumansız ızgara ve %50 daha az yağ ile kızartma yapabilen Rotofry fritöz ile yaza formda girebilir ve dilediğiniz yemeği çok daha az yağ ile pişirebilirsiniz.

İtalya’nın dünyaca ünlü markası De’Longhi, sağlıklı bir yaşam için %100 sağlıklı pişirme olanakları sunan ‘BQ 100 Çift Katlı Dumansız Izgara’ ve ‘Rotofry Fritöz’ ü yaz aylarında formda olmak isteyenler için sunuyor.




Her mevsim ve her gün evinizde sağlıklı, dumansız bir ızgara keyfi yaşamak ister misiniz? O halde De’Longhi’nin kolay kullanım özelliği sunan dumansız ızgarası tam da size göre! De’Longhi BQ 100, üst yapışmaz plaka ve alt ızgara teli ile aynı anda iki kat genişliğinde ızgara yapabilme alanı sağlarken, yağ kullanmadan dilediğiniz sebzeyi veya et ürününü pişirebilme imkânı sunuyor. Kolay temizlenen ve kullanım kolaylığı sağlayan BQ 100, kullanıcılarına; alt bölmeye ekleyeceğiniz bir miktar su ile dumansız ızgara keyfi yaşamanıza olanak sağlıyor. De’Longhi çift katlı dumansız ızgara ile aynı anda her iki bölümde de pişirme yapabilir, pratik gövdesi ve ısınmayan kulpları ile ızgara keyfini doyumsuz yaşayabilirsiniz.



%50 daha az yağ ile %100 kızartma yapabilmeyi kim istemez? De’Longhi’nin kızartmalarınızın da sağlıklı olması için özel olarak tasarladığı Rotofry Fritözü yağ tasarrufu sağlayan özellikleri ile formda kalmak isteyenler için özel olarak üretildi. Fritöz içerisinde 360 derece dönen haznesi ile yağ kullanım miktarını azaltan Rotofry, komple sökülüp yıkanabilen iç yüzeyi ve yapışmaz kaplama haznesiyle de kullanım kolaylığı sağlıyor. De’Longhi’nin yepyeni ürünü Rotofry Fritöz, ayarlanan termostatı, el yakmayan cook-touch gövdesi, gösterge ışığı ve kızartma işlemini görmeniz için tasarlanmış gözleme penceresi ile benzerleri arasında fark yaratıyor.

Rotofry %50 daha az yağ ile kızartma mucizesi için daha ayrıntılı bilgiyi dilerseniz www.rotofry.com.tr internet adresinden de alabilirsiniz.
 
 

15 Temmuz 2010

Ahşap Mutfak




















Fotoğraflar : LivingEtc

İl Porto İftar Sofrasında Geleneksel ve Modern Tatlar Birarada

Bebek Koyu’nun en güzel manzarasına sahip İl Porto, Ramazan ayı boyunca iftarını unutulmaz bir boğaz manzarası eşliğinde açmak isteyenlerin gözdesi olacak.

Ramazan için Osmanlı/Saray mutfağı klasiklerini Türk damak tadına uygun İtalyan-Akdeniz mutfağıyla buluşturan İl Porto; bu yıl iftarın geç saatlerde açılacak olması ve yazın en sıcak ayına denk gelmesi sebebiyle hazırladığı ramazan yemekleri hafifletiyor ve daha da hafif yemekler isteyenler için alternatifler sunuyor.


 
Yağışlı havalarda teras keyfi sürüyor; şeffaf koruyucular sizi yağmur ve serin havadan koruyarak keyfinizi sürekli kılacak

Mekanın denizin neredeyse içindeymiş hissi veren manzarasının tadını yağmurlu havalarda da gerektiğinde tavan ve kenarları kaplayan şeffaf koruyucular sayesinde çıkarabileceksiniz. Yağmuru kapalı bir ortamdan izlemeyi sevenler ise İl Porto’nun tüm masaları boğaz manzaralı; son derece şık iç kısmında yemeklerine devam edebilecekler.

 
Ramazan mönüsünde Saray mutfağıyla İtalyan mutfağı buluştu

İl Porto’nun ramazan mönüsü zengin ve organik iftariye tabağıyla başlıyor. Tabakta; Kars kaşarı, Erzincan Tulumu, Edremit sele ve yeşil zeytini, Kayseri’den özel getirilen pastırma, domates, petek bal, kaymak, sahanda iki göz yumurta ve hurma var. Tabağın üzerine mideyi rahatlatmak ve iştah açmak için süzme mercimek ya da ezo gelin çorbası geliyor. Bu çorbalara alternatif olarak mekanın meşhur İtalyan’ı Minestrone çorbasını da tercih edebilirsiniz.


 
Ana yemek olarak Saray mutfağından seçilip bu usulle pişirilen Beğendili kebap, ya da fırında (ya da güveçte) Kuzu incik seçilebilir. Et sevmeyenler limonlu-kremalı tavuk, ya da levrek-somon ızgara yiyebilecek. Vejateryenler ya da pizzadan vazgeçemeyenler için sebzeli , 4 peynirli ya da karışık incecik pizzalar yapılacak. Seçilen ana yemeğe ramazan mönüsüne özel ; şarapla pişirilmeyen porcini mantarlı Risotto ve Akdeniz mutfağından bol yeşillikli Mista salatası eşlik edecek.

Tatlı olarak yemeği fazla kaçıranlar İl Porto’nun düşük kalorili spesiyal tatlısı Panna Cotta’yı alabilir, ama gönlünüz geleneksel tatlılardan yana ise narlı güllaç, portakallı baklava ya da incir tatlısına bayılacaksınız. Yemek boyunca suyunuz, demleme çayınız ve sakızlı Türk Kahveniz ramazan mönünüzde İl Porto’nun ikramı olarak gelecek.

İl Porto ramazan mönüsü tüm bu seçeneklerle 59 TL olarak belirlendi. Rezervasyon mutlaka öneriliyor.


İl Porto:

Küçükbebek Cevdet Paşa Caddesi
No: 58/1 Bebek İstanbul
Tel:( 0 212) 287 95 34


 



13 Temmuz 2010

Çocuklarla Sebze Savaşına Son

Türkiye’de bir ilk; Organik sebze şurubu… Bir kaşığında 7 sebze, 12 vitamin ve 3 mineral var



Sebze sevmeyen ya da yeterince tüketmeyen çocuklar için Türkiye’de bir ilk; içinde en faydalı sebzelerin ekstrelerini yani özlerini bulunduran, çocuklar için mutlak gerekli 12 vitamin ve 3 mineral ile güçlendirilmiş, sebze sevmeyen çocuklar için Nutrigen Vegy çocuk gelişim şurubu. 7 farklı sebzenin ekstresinden üretilen bu şurubun en ilginç özelliklerinden biri de içinde kullanılan sebzelerin “organik tarım” ile elde edilmiş olması. Şurup tatlandırıcı, renklendirici içermiyor, nar suyu ile üretilmiş. Vegy adı verilen bu şuruptan günde sadece 1 kaşık vererek çocuğunuza hem 7 farklı sebze yedirmiş kadar oluyorsunuz hem de içerdiği diğer 12 vitamin ve 3 mineral ile çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişimine eşsiz katkıda bulunuyorsunuz. Başında çocuk doktoru bulunan özel bir ekip tarafından özel bir formülle geliştirilen Vegy’nin içindeki sebzeler hem birbirlerinden farklı besin öğeleri içerecek hem de birbirlerinin etkilerini artıracak şekilde yıllarca süren özel bir araştırma ile seçilmiş ve bir araya getirilmiş. Lahana, brokoli, enginar, pırasa, kereviz, ıspanak, havuç ekstresi içeren, annelerin işini kolaylaştırıcı fonksiyonel sebze şurubunun 1 tatlı kaşığında çocuklara yaklaşık 500gr sebze eşdeğerini verebiliyorsunuz. Hangi çocuk sağlıklı sayılabilmesi için gereken günde 5 porsiyon sebzeyi tüketebilir ki!

Fiyatı: 34 TL

Yalnızca eczanelerde satılmaktadır.

12 Temmuz 2010

Tatlıdan ve formundan vazgeçmeyenlere özel Beyaz Fırın Lezzetleri

Beyaz Fırın, hem damak tadından hem de formundan vazgeçmeyenler için kalorilerden korkmadan yiyebilecekleri iki özel ürün sunuyor. Kalorisi azaltılmış profiterol ve frambuazlı triffle yaz günlerinde hafif tadıyla dikkat çekiyor. Fazla kilolara en çok dikkat edilen aylarda formda kalmanın en kolay ve lezzetli yolu Beyaz Fırın’dan geçiyor.



 
İçerisindeki yumuşak vanilyalı kreması ve taptaze frambuazlarıyla Beyaz Fırın’ın yaza özel lezzetlerinden kalorisi azaltılmış frambuazlı triffle, hafif bir tatlı molası için ideal bir seçenek sunuyor. Çikolatadan vazgeçmeyenlerin ilk tercihi düşük kalorili profiterol ise sıcak yaz günlerinin en leziz kurtarıcısı oluyor.



 
Hem meyveli, hem de çikolatalı seçenekleriyle kalorisi düşük Beyaz Fırın tatları formuna önem verenler için özenle hazırlanıyor. Tüm Beyaz Fırın lezzetlerine http://www.beyazfirin.com/ adresinden en hızlı şekilde ulaşılabiliyor.



11 Temmuz 2010

Yemek odalarına beyaz dokunuş...

İnsanın içini açan, ferah ve konforlu bu yemek odalarında yemek yemek de, oturup saatlerce sohbet etmek de büyük bir keyif olsa gerek...

Mutfakta da yemek odasında da beyaz mutlaka kullanılmalı sanki?
















Fotoğraflar : LivingEtc
Related Posts with Thumbnails