31 Mayıs 2010

Pasta d’Alfredo ürünleri Cafe d’Alfredo ile size daha da yakın...

Tamamı İtalyan teknolojisi ile tasarlanan ithal makinalarda tekrar üretilmeye başlanan ve kısa zamanda beş yıldızlı otellerin ünlü şefleri tarafında da büyük ilgi gören Pasta d’Alfredo’nun özel ürünlerini, Cafe d’Alfredo’da pişmiş veya şarküteri bölümünde taze olarak satın alabileceğiniz gibi evinize siparişte verebilirsiniz.



 
Cafe anlayışında yenilikçi ve farklı lezzet arayanların vazgeçemeyeceği mekanlar arasında yer alacak olan Cafe D’Alfredo’da her damak zevkine uygun sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği alternatifi bulunan İtalyan Makarnaları başta olmak üzere pizzalar, salatalar, çorbalar ve tatlılar tatmak da mümkün.

Pasta d’Alfredo öğünlerinizi ziyafete dönüştürüyor

Linguini, Fettuccini, Tagliatelle, Pappardelle, Ravioli ve Tortellini çeşidiniz ne olursa olsun makarnanız Pasta d’Alfredo olsun… İtalyan mutfak kültürünün en önemli unsurlarından olan makarnaya ve geleneksel kesimlerine kattığı özgün yorumlarla Pasta d’Alfredo, öğünlerinizi ziyafete dönüştürüyor.



Makarnanızı kendi yaratıcılığını konuşturacağınız ya da Pasta d’Alfredo tarafından sizin için özenle hazırlanan soslarla harmanlarken, tek yapmanız gereken paketin üzerinde yazan pişirme süresine dikkat etmek olacaktır. Taze ürünler, soslar, taze dolgulu ürünler, mantı ve erişteler gibi ürün grubuna sahip olan Pasta d’Alfredo’da kuru ve taze ürünler sade, domatesli, ıspanaklı, kepekli ve karışık olmak üzere 5 farklı lezzette bulunuyor.

Durum buğdayı irmiği ve yumurta karışımından imal edilen D’Alfredo ile 2 ila 6 dakika arasında evinizde hem kendiniz hem de sevdikleriniz için nefis makarnalar yapabilirsiniz.



30 Mayıs 2010

Filicori Zecchini Cafe


Herkes buruk ama "O"nun adına mutluydu, hep birlikte keyifli bir öğle yemeği yedik Filicori'de... Bunca yıldır Beyoğlu'nda yeme içme, mekanlar konusunda yenilikleri yakından takip etmeye çalışan dedektifler olarak öyle bir mekan kaçırmışız ki aylardır... Yeri de öyle ara sokaklarda olsa tamam diyeceğim ama değil, İstiklal Caddesi'nin girişinde.



Burayı nasıl oldu farketmedim diye söylene söylene çıktım merdivenleri. Üç katlı mekan kafe aslında, mönüsünde birbirinden şahane görüntülü tatlılar ( bir dahaki sefer tatlı yemeden hiçbir yere gitmem), makarna, pizza, wrap ve sandviç var. Mekanın şahane bir de terası var, ister dışarıda ister tavanı cam kaplı olan kısmında yemeğinizin tadını çıkarabiliyorsunuz, fondaki chill-out parçalar eşliğinde.




Servis hızlı ve kaliteli, çalışanlar güleryüzlü. Oldukça kalabalık olmamıza rağmen herkesin yemeği aynı zamanda geldi, pizza ve makarna seçimlerinden mutluydu herkes. Ben Akdeniz Pizza denedim. Pizza hamuru bildiğimiz pizza hamurundan farklı, 2 kat daha ince, içerisinde incelediğim kadarıyla mısır unu ve sanki biraz da kepek unu gözlemledim :)



Kenarları hafif yüksek, kare şeklindeki pizza kare bir tahta üzerinde servis ediliyor.Üzerine içerisinde kurutulmuş kırmızı biberlerin rengini verdiği zeytinyağı, taze çekilmiş karabiber ve louisiana sos da eşlik edince pizzanın tadı çıkmaya başlıyor... Beyaz peynir, mozarella, mantar, siyah zeytin, domates, dereotu ( fesleğen daha çok yakışırdı sanki bu pizzaya) ve zeytinyağı... Harikaydı, kıyaslama yapmak çok doğru olmaz çünkü farklı bir pizzaydı. Bir dahakine seçimim belli, közlenmiş patlıcan, kabak ve karışık sebzelerle hazırlanmış olan vejetaryen pizza...

Gidin, deneyin derim... :)



PnR

28 Mayıs 2010

Tempura Ananas



Mutfak Sanatları Akademisi'nde düzenlenen Beck's Party Foods workshop unun tatlı finali...




Malzemeler : ( 2 kişilik)

4 dilim ananas
200 gr un
2 adet yumurta sarısı
5 gr kabartma tozu
1 şişe maden suyu
50 gr şeker
2 top dondurma
Kızartmak için bol sıvı yağ







Hazırlanışı :

Bir karıştırma kabında yumurta sarıları ve tozşekeri karıştırın. ,

Unu ve kabartma tozunu ilave edin.

Daha sonra maden suyunu yavaş yavaş ekleyip, karıştırmaya devam edin.

Kızartma tenceresine bol yağ koyup, yüksek ateşte kızdırın.

Hazırladığınız yoğun kıvamlı akışkan hamura ananasları bulayıp, hamurun fazlasını akıttıktan sonra kızgın yağa atın ve altın sarısı renk alana kadar kızartın.

Dondurma ile sıcak olarak servis edin.

Afiyet olsun :)




BhR & PnR

24 Mayıs 2010

SHORBA, Çorbalarıyla Yaza Hazır!


Hem lezzeti hem de doyuruculuğu ile yaz sofralarının yeni gözdesi çorbalar olacak. SHORBA yaza özel çorbalarıyla gözünüzü doyurduğu gibi bedeninizi de doyuracak...



SHORBA, 3000 çorba çeşidine yenilerini ekledi ve çorbalarıyla yaz için hazırlığını tamamladı. Bu sayede yaz aylarında havaların bunaltıcı sıcaklarından dolayı tercih edilmeyen çorba, aslında yazın en iyi kurtarıcınız olacak. Bayanlar için özel olarak hazırlanan çorbalar ise yazı daha keyifli hale getirecek.

Yaza yaklaştığımız şu aylarda bayanların kabusu olan kilolar için en iyi çözüm olan çorbalar en leziz halleriyle SHORBA’da konuklarını bekliyor. Yaza özel çorbalar hazırlayan SHORBA, doyurucu ve lezzetli diyet çorbalarının yanı sıra, SHORBA İstanbul’un sahibi Ebru Hanım’ın reçetesini tamamen kendisinin hazırlamış olduğu birçok çorba tarifini de kapsıyor. Detox etkisi yaratan, diyet yapanlar için özel olarak hazırlanan, cildi güzelleştirip diri tutmayı sağlayan lifli çorbalar bunlardan birkaçı.

Kendinizi evinizde hissedeceksiniz…

SHORBA, hazırladığı bu iksir misali çorbalarla sizi kaşık kaşık bakıma sokuyor. Rahat ortamı ve sıcak atmosferiyle de sizin kendinizi evinizdeymişsiniz gibi hissetmenizi de sağlayarak, hiç hissetmeden girdiğiniz bu lezzetli bakım sonrası doymuş, daha sağlıklı ve dinç olarak mutlu ayrılacaksınız SHORBA’dan..

Kaşığınızda da bedeninizde de yağ olmasın…

Hazırlanan bu çorbalarda kesinlikle yağ kullanılmıyor. Shorba’nın bol malzemeli çorbalarının lezzetinde, mevsiminde sebze kullanılmasının ve besin değeri kalitesinin yüksek tutulmasının büyük payı var. Taze sebzelerle hazırlanan çorbalar baharatlarla süslenerek sunuluyor, yani Shorba’nın sunduğu çorbaların hepsinin kalorisi düşük, hepsi sağlıklı ve besleyici. Böylece hem göze hem de damağa hitap ediyor. Ayrıca yazın vücudun ihtiyacı olan sıvı desteğinin dengelenmesine de yardımcı olan çorba, bu sayede sağlığınızı da koruma altına alıyor.

Ayrıca SHORBA, diyet mönüsünü sadece çorbayla sınırlı tutmuyor. Hazırladıkları sebzeler, salatalar ve ızgaralarla seçme şansı sağladığı gibi kişiye özel mönüleri de hazırlıyor. Tek yapmanız gereken, Bağdat Caddesi Şaşkınbakkal, Kadıköy Bahariye Caddesi ve Ataşehir’de bulunan SHORBA’lardan birini listenizi iletmek…



23 Mayıs 2010

Şişte Sarmısaklı Karides


18 Mayıs akşamı katıldığımız Beck's ile Dünya Mutfakları-Party Foods workshop unun favorimiz olan lezzeti... Lime, taze baharatlar, sarmısak ve karidesin uyumunu kelimelerle ifade etmek zor...

Çoook pratik ve inanılmaz lezzetli bir tarif, mutlaka denemelisiniz!





Malzemeler : (2 kişilik)

6 adet karides (orta boy)
1 adet lime
3 diş sarmısak
3 dal taze kekik
3 dal taze nane
20 ml rom
1 tatlı kaşığı toz şeker
Tuz
Karabiber
2 adet çöp şiş


Hazırlanışı :


Karidesleri şişlere dizin.

Sarmısakları, taze kekik ve naneleri ince ince kıyın.

Önceden ısıtılmış tavada zeytinyağı ile sarmısakları soteleyin.

Şişe dizdiğiniz karidesleri de sarmısaklarla beraber pişirin.

Daha sonra rom, lime suyu ve bir parça ince ince kıydığınız lime kabuğunu da tavaya ilave edin.

Son olarak kekik, nane, şeker, tuz ve karabiberi ekleyin ve suyunu çekene kadar pişirin.

Sıcakken servis edin.


Afiyet olsun :)




BhR & PnR

21 Mayıs 2010

Mutfaktaki Felsefe

Ülkemizin önemli mobilya sektörü oyuncularından Demsaş Mutfak Banyo çehresini değiştiriyor. Ürünlerinin isimlerini Mitolojiye göre revize eden Demsaş ürün gamına yeni eklenen ürünleri ile birlikte günlük hayatta kullandığımız mobilyalara ruh katıyor.

Demsaş yaptığı yeni yapılanma atağı ile rakiplerinin önüne geçerken mobilyaya tarihsel ve felsefik anlamlar yüklüyor. Mitolojide var olan figürleri ve isimleri ürün gamında birleştiren marka, mobilyadaki felsefe akımının ilk öncüsü.

Luna, Zeus, Aura, Venüs, Selen, Kybele, Diana, Troia, Jüpiter gibi isimlerle ürünlerini revize eden Demsaş mobilyanın ruhunu yeniden tanımlıyor. Sektörel olarak ciddi bir Pazar payına sahip firma evrensel değerleri ürünlerine taşırken, yurt dışındaki pazarıda büyümeyi hedefliyor.



 
Luna: Romalıların ay tanrıçası. Demsaş Luna modelinde şık bir yapı oluşturuyor. Büyük renk oyunları yerine parlak beyaz ve siyah lake kapaklarla sadeliği temsil ediyor.



 
Zeus: Baş tanrı. Demsaş Zeus modelinde büyük bir ihtişamı resmediyor. Güçlü görünmek isteyenler için dizayn edilmiş modelde massif ahşap kaplama kapaklar kullanılıyor.



 
Aura: Phrygia’lı güzel bir kız. Güzelliği dillere destan olan Aura mutfakların güzeli olma yolunda. Farklı olmayı ve göze hitap etmeyi sevenlerin ilgi odağı olan Aura polimerik laminat malzeme ile üretiliyor. Aura mitolojide de olduğu gibi kendine aşık ediyor.

Detaylı bilgi için http://www.demsas.com/


 

20 Mayıs 2010

Sebzeli Mini Quesadilla


Mutfak Sanatları Akademisi'nde düzenlenen Beck's ile Dünya Mutfakları-Party Foods workshop unda hazırladığımız yemekler arasında favorilerimizden biri oldu bu mini Quesadilla...

Bakalım sizler de beğenecek misiniz? :)




Malzemeler : (2 kişilik)

1 adet kırmızı biber
1 adet sarı biber
1 adet yeşil biber
1 adet orta boy kuru soğan
2 çorba kaşığı doğranmış domates
1,5 çorba kaşığı tereyağı
2 tatlı kaşığı karışık meksika baharatı
6 adet mini tortilla
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
Tuz
Karabiber
2 çorba kaşığı zeytinyağı



Hazırlanışı :

Biberleri jülyen, soğanları da piyazlık doğrayın.

Önceden kızdırılmış tavaya zeytinyağını koyup, soğanları ilave edin.

Soğanlar şeffaflaşınca biberleri ve 1 çorba kaşığı de ilave edip kavurmaya devam edin.

Biberler de kavrulup, tavayı ocaktan aldıktan sonra küp küp doğranmış domatesleri ve baharatları ilave edin.

Başka bir tavaya yarım tatlı kaşığı tereyağı koyun, eridikten sonra 1 adet tortillayı tavaya koyun.

Üzerine hazırladığınız biberli karışımın yarısını koyun ve üzerine rendelenmiş kaşarları ilave edin.

Bir tortilla daha alıp üzerine kapatın ve elinizle iyice bastırın.

Alt tarafı kızarınca bir spatula veyabir tabak yardımıyla quesadilla yı alt üst edin, iki tarafını da kızarana kadar pişirin.

Pizza gibi dilimleyerek sıcakken servis edin.

Afiyet olsun :)



BhR & PnR

Pasta Süslemeyi Mutfağın Okulu'nda Öğrenin




19 Mayıs 2010

Mercimekli Samosa (Tatlı ekşi sos ile)


Mutfak Sanatları Akademisi'nde gerçekleştirilen Beck's Dünya Mutfakları-Party Foods workshop unun açılışını Mercimekli Samosa'yla yaptık. Mercimekli muska böreği de diyebiliriz :) Küçük bir hatırlatma yapmak gerekirse, tarifteki toz karanfilin börekte baskın bir tadı oluyor. Çok daha az miktarda kullanabilir ya da toz karanfil kullanmadan da hazırlayabilirsiniz :)

Şimdiden afiyet olsun :)



Malzemeler : (2 kişilik)


250 gr yeşil mercimek (haşlanmış)
1 adet kuru soğan
6 adet kurutulmuş domates
2 adet yufka (şerit şerit kesilmiş)
50 gr tatlı ekşi sos
2 diş sarmısak
1 çay kaşığı köri
1 çay kaşığı zerdeçal
1 çay kaşığı toz karanfil
1 çay kaşığıyenibahar
1 çay kaşığı kimyon
Tuz
Karabiber
2 çorba kaşığı zeytinyağı
1 su bardağı su




Hazırlanışı :

Soğan ve sarmısakları ince ince doğrayın.

Kurutulmuş domatesleri küçük küçük, küp şeklinde doğrayın.

Önceden ısıtılmış tavaya zeytinyağı,soğan ve sarmısakları ekleyin ve kavurun.

Daha sonra haşlanmış mercimekleri ekleyip kavurmaya devam edin.

Kavurma işlemini yaparken içerisine suyu ekleyin ve yüksek ateşte pişirmeye başlayın.

İçine köri,zerdeçal,karanfil,yenibahar,kimyon ve doğranmış kurutulmuş domatesleri ekleyip, pişirmeye devam edin.

Mercimekler suyu çekince ocaktan alın, tuz ve karabiber ekleyip soğumaya bırakın.

Yufkaları muska böreğinde yapıldığı gibi şeritler halinde kesin.

İç malzemesinden bir çorba kaşığı kadar koyup, muska şeklinde sarın ve açılmasını önlemek için su ile yapıştırın.

Hazırladığınız börekleri kızgın ve bol yağda kızartın.

Tatlı ekşi sos ile servis edin.

Afiyet olsun :)



BhR & PnR

Taksim Sütiş'te çiğ köfteler müşteriye,pişmişler aşçılara!!




50 yıldan fazla süredir hizmet veren Sütiş, Taksim şubesinde dün benzerine rastlanmadığını düşündüğüm bir duruma imzasını attı. Öğle yemeğinde aklımda hiç yokken kendimi nedense Sütiş'te buldum (son kez!!).

Izgara köftenin gelmesini 20 dakika boyunca sabırla bekledikten sonra bıçakla kestiğim ilk köfte?! çiğ kıyma gibi, ızgaraya atılıp on saniye sonra alınmış gibi kırmızıydı. İkinciyi kestim, o da aynı. Fotoğraf makinem yanımda olmalıydı da görmeliydiniz çiğ köfteleri?!!. Kıyma toplarını, yaptıklarının farkındaymışcasına yadırgamayan servis personeline teslim ettikten sonra, yeni siparişimin gelmesini beklerken karşılaştığım durum Sütiş'e imzasını attıran durumdu işte...




Oturduğum masa, döner ustası, ızgaracı ve diğer aşçıların olduğu tarafı gören, girişte bir masaydı. Kırmızı köfteler geri gidince gözler bana çevrildi. Sonrasında da köfteler bir güzel pişirilip, karşıma geçilip bir güzel zeytinyağlı dolma gibi löp löp ağızlarına atılıp, aşçılarca yutuldu...

Sütiş'in sloganı şu sanırım : Çiğ köfteler müşteriye, pişmişler aşçılara!

Afiyet olsun Sütiş aşçıları!

Sütiş sizler için var!


PnR

Beck's Dünya Mutfakları Workshop'una Beck'slendik :)


Beck's'in sponsorluğunda Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) tarafından düzenlenen "Beck's Dünya Mutfakları Workshopları" Octoberfest, Fransız, İtalyan, Çin, Meksika, İspanyol, Alman ve daha birçok mutfak seçeneği ile gerçekleştiriliyor.







18 Mayıs 2010'da düzenlenen Party Foods workshopuna Lezzet Dedektifleri olarak biz de davetliydik, bu nazik davetleri için kendilerine tekrar teşekkür ederiz :)

Birbirinden lezzetli atıştırmalık ama doyurucu yemekleri hazırlarken hem eğlendik, hem Beck'slendik hem de eğitmenimiz Hakan Şen tarafından 'Aceleci Grup' ilan edildik :) Kodumuz bu, yemekler misafire yetişecekmiş gibi hızlı hareket etmeye programlanmış olmamız tamamen genetik :)






Gelelim bu keyifli üç saat içinde neler pişirip, sonra da afiyetle yediğimize... :)

* Mercimekli Samosa ( Tatlı ekşi sos ile)
* Şişte Sarmısaklı Karides
* Sebzeli mini quesadilla
* Tavuk parçaları ( Ballı hardallı sos ile)
* Tempura Ananas

Birbirinden lezzetli bu tarifleri hafta içi burada tüm detaylarıyla bulabileceksiniz. Şimdi sizlerle paylaşmak istediğimiz renkli kareler var...

Alkent'teki yerinden sonra Maslak Beybi Giz Plaza'da hizmet vermeye devam eden Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi, üst kattaki oturma bölümünde ziyaretçilerine nostalji yaşatacak pek çok detaya yer vermiş. Hepsi birbirinden güzeldi...










BhR & PnR

17 Mayıs 2010

Çintemani Restaurant’ta geleneksel lezzetler modern yorumlarla buluşuyor


Türkiye’nin dört bir yanından gelen mevsimine özgü malzemelerle hazırlanan özel lezzetler… Çintemani Restaurant’ın şefi Ali Ronay ve ekibinin, malzemelerin gerçek lezzetini ortaya çıkaracak çeşitli pişirme teknikleri ve mutfak metotları kullanarak oluşturdukları spesiyaller Bahar ve Yaz Menüsü’nde buluşuyor. Geleneksel lezzetlerin özgün yorumlarla zenginleştiği menüde Trakya antrikottan Ege çuprasına, Balıkesir kuzu pirzoladan geleneksel tatlılara kadar çok geniş bir seçenek listesi bulunuyor. Özel bir degüstasyon menüsünün de yer aldığı Bahar ve Yaz Menüsü, lezzet tutkunları için bu mevsim kaçırılmayacak bir deneyim vaad ediyor…

Misafirlerine en ayrıcalıklı hizmetleri sunmaya devam eden The Ritz-Carlton, İstanbul’un restoranı Çintemani bahar ve yaz mevsimine çok özel bir menüyle giriş yaptı. Çintemani Restaurant’ın şefi Ali Ronay ve ekibinin imzasını taşıyan Bahar ve Yaz Menüsü’ndeki, Türk mutfağının yeni klasikleri olmaya aday yemekler özgün sunumlara ve benzersiz lezzetlere sahip. Geleneksel lezzetlerden en yeni tariflere, malzemelerin gerçek lezzetini ortaya çıkaracak çeşitli pişirme teknikleri ve mutfak metotları kullanılarak hazırlanan spesiyaller, malzemelerin ruhunu yansıtacak seçkin bir yaklaşımla servis ediliyor.



The Ritz-Carlton, İstanbul Çintemani Restaurant’ın Bahar ve Yaz Menüsü’nde yer alan yemeklerden birkaçı ise şöyle: Türk usulü havuç kızartması, Türk usulü kırmızı mercimek çorbası, körpe ıspanak salatası, Balıkesir bahar kuzusu sırtı, ızgara Trakya antrikot, Ege çuprası, tavada pişirilmiş Bolu tavuk göğsü, çikolatalı kek, havuçlu kek, Türk üçlemesi (sakızlı sütlaç, su muhallebisi & gül şerbeti, limonata sorbe), Türk tatlı tabağı (baklava, kazandibi, şekerpare, sütlü nuriye, fıstıklı burma, tahin & pekmez)… Fransa’da L’Institut Paul Bocuse, Ecole Des Arts Culinaires et de L’Hôtellerie’de Fransız mutfağı üzerine eğitim alan Ali Ronay, Türk mutfağına olan avangart yaklaşımıyla Çintemani Restaurant’ın Bahar ve Yaz Menüsü’ne farklılık katıyor. Çintemani Restaurant’ın Bahar ve Yaz Menüsü, zengin seçenekleri ve mevsim lezzetleriyle dikkat çekiyor.



Bahar ve Yaz Menüsü’nde özel bir Degüstasyon Menüsü de yer alıyor. Türk usulü mercimek çorbası, kavun & beyaz peynir kulesi, domates salatası, sakızlı misket limonlu sorbe, Balıkesir bahar kuzusu sırtı ve Türk tatlı tabağından oluşan bu menü 119 TL olarak fiyatlandırılıyor. Degüstasyon Menüsü özel bir lezzet deneyimi sunuyor.

Boğaz manzarası eşliğinde Bahar ve Yaz Menüsü’nün özel tatlarını denemek isteyenler bu mevsim The Ritz-Carlton, İstanbul Çintemani Restaurant’a mutlaka uğramalılar.

Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon için telefon: (0212) 334 41 88

14 Mayıs 2010

İstanbul’a en yakın yaz kaçamağı “Port Sedef”


Adaların en güzeli Sedef Adası’nın keyifli mekanı Port Sedef’te, yazın İstanbul’a en yakın ama şehrin karmaşasından da bir o kadar uzak olacaksınız.

2008 yılında açılan ve açıldığı yıl Time Out İstanbul/Gusto Yeme&İçme Ödülleri’nde “En İyi Yazlık Mekan” seçilen Port Sedef Restaurant Beach, yenilenen menüsü ve hafta sonu enfes kahvaltıları ile bu yaz da İstanbullular için keyifli bir kaçış noktası olacak.



Port Sedef’in adaya son derece yakışan dekorasyonunun mimarı Vicki Hünal bu yıl mekanı ufak dokunuşlarla yeniledi, mekanın alt bölümü daha da genişletilerek denize girme ve güneşlenme alanı artırıldı.

Şehrin yanı başında, şehrin gürültüsünden uzak bu özel mekanda, dalgaların sesi eşliğinde şezlonglarda uzanıp içkinizi yudumlayacak, kendinizi denizin serin sularına bırakıp güneşin tadını çıkaracaksınız.

Port Sedef menüsü yenilendi!

Çam ormanları ve selviler ile bezeli Sedef Adası’nda beach, bar ve restoran konseptiyle, Onur Erdemir yönetiminde hizmet veren Port Sedef, geçen sene Fransız, Uzakdoğu mutfağına yakın tatlar sunarken, bu sene yenilenen menüsünde Osmanlı ve Akdeniz mutfağı dikkat çekiyor. Port Sedef’in yenilenen menüsünde gün boyu sunulan atıştırmalık alternatifler daha da zenginleşirken, geniş kokteyl menüsü de akşamüstü barını hareketlendirecek.



Yenilikçi ve genç şef Kaan Özgök ve yardımcısı Murat Çakmak menüde öne çıkardıkları imam bayıldı, aioli soslu karides şiş, deniz tarağı, ana yemeklerde beğendili kuzu tandır, şarap soslu ızgara bonfile ve ödüllü tatlı tahin pekmezli panna cotta gibi unutulmaz lezzetler sunuyorlar. Akşam yemeğinde adadan yükselen lavanta, biberiye kokuları eşliğinde bu özel lezzetlerin eşliğinde muhteşem gün batışını seyredeceksiniz. Akşam yemeğine renk getirecek bir başka yenilik de deniz kenarında genişletilen alt bölüme kurulan barbekü ile sunulan deniz menüsü.



Port Sedef, ayrıca Pazar akşamüstü beach partileri, Cuma akşamları ise İlhan Gencer ve Aslı Şahan ile caz geceleri performanslarıyla konuklarına unutulmaz saatler yaşatacak.

Dilerseniz bu keyifli atmosferde özel kutlamalarınızı ya da organizasyonlarınızı da gerçekleştirebilirsiniz. Port Sedef’e İstanbul Bostancı’dan kalkan ada vapuru, özel tekne ya da deniz taksileriyle kolayca ulaşabilirsiniz.

Sedef Adası’nda huzura yelken açmak için vakit kaybetmeyin!

Port Sedef:

0216 382 48 70

0534 617 60 48

http://www.portsedef.com/

12 Mayıs 2010

İntema Mutfak'tan Yeni “Open” Serisi: "Zamansız bir tasarım"

İntema Mutfak, iç mimar ve tasarımcı Atilla Kuzu tarafından tasarlanan yeni mutfak serisi “OPEN” ile mutfaklarda yeni bir dönem başlatıyor. Şaşırtıcı öğeler barındıran, mevcut örneklerinden farklı, yenilikçi, füturistik ve zamansız bir yaklaşım sunan “Open Serisi”, İstanbul Nişantaşı, İzmir ve Ankara İntema mağazalarında sergileniyor.

“Open Serisi”nin en önemli özelliği, günümüz çağdaş çizgisini taşımasının yanı sıra, zamana direnen bir yaklaşımla tasarlanması ve yıllar sonra bile yeni tasarlanmış hissini yaratabilmesi…

“Open Serisi”, İntema Mutfak’ın tasarım ve yenilikçilik yönüyle farklılaşma ve mutfak mobilyası seçimindeki standart alışkanlıkların dışına çıkılması ilkelerinin bir uzantısı olarak hayata geçiyor. Modülasyondan bağımsız yapısı, organik formları ve malzeme özgünlüğü ile mutfaklara yeni bir anlayış kazandırıyor.




Mutfağın cam bölümlerinde ve raflarında hakim olan tasarımın takip ettiği çizginin stilize edilmesiyle oluşturulan özel desen, bu tasarımın fraktal olarak ana karakteristiğini oluşturuyor.

“Open” serisi 3 farklı tipte ve ölçüde mutfak sunuyor. Mutfaklar adalı, düz ya da L formda ek dolap üniteleri ile alınabiliyor. Open serisinde mutfakların içinde dört farklı malzeme bir arada kullanılıyor: fiberglass, lake, ahşap ve cam.

Seri ile müşterilere beyaz ya da siyah renk lake seçenekleri ile birlikte, İntema Mutfak’ın ürün gamında yer alan tüm doğal ahşap kaplamaların beyaz ve siyah lake renklerle kombinasyonuna olanak tanınıyor.



Seriye özel olarak tasarlanan ada ünitesi, yere sınırlı temas noktası bulunan ayağı ile mutfak içerisine uçan bir görünüm yaratıyor. Mutfak içinde kullanılan tüm formların bir uyum içerisinde olma yaklaşımı ile şekillenen ada tasarımı, davlumbaz modülünde de kullanılıyor. Davlumbaz modülün içinde kullanılan özel petek doku üzerine entegre edilen LED lerle birlikte, davlumbaz ünitesi aydınatlatma işlevi de görüyor.

Open serisi, kullanım tezgahı ve tezgah arasına yönelik de çözümü bünyesinde barındırdığı için çok kompakt bir ürün. Mutfağın bütününde kullanılan özel fiber malzeme ile tasarlanan çalışma tezgahı, 215 dereceye kadar ısı mukavemeti özelliğine sahip ve çizilmelere karşı çok dayanıklı bir formda.

Açık raflar, organik form yaklaşımın bir uzantısı olarak öne çıkıyor. Açık rafların altındaki alan içerisinde konumlandırılan dokunmatik ekranlı LED TV, internet kullanım özelliği ile birlikte yemek yaparken hem TV izlemeye hem de internette sörf yapmaya olanak tanıyor.

Ekolojik kavramların mutfak içine entegrasyonu ile mutfakta özel bir LED dizilim teknolojisi ile yaratılan alanda, bitkinin fotosentez yapmasına olanak sağlanarak, opsiyonel olarak alınabilecek sınırlı bu ünitede kişinin kendi bitkilerini yetiştirmesine teşvik ediliyor.

Eczacıbaşı topluluğunun mutfak mobilyaları alanında faaliyet gösteren markası İntema Mutfak, 2005 yılından beri tüketicilere sunuluyor. İntema Mutfak’ın, Türkiye genelinde 42 satış noktası bulunuyor. Bu noktalardaki uzman satış kadroları ile müşterilerine satış öncesi yönlendirme, danışmanlık, projelendirme ve mimari hizmetin yanı sıra; satış sonrası montaj ve servis hizmetleri de sunuluyor.


11 Mayıs 2010

Sağlık ve lezzet, Nişantaşı Den’in yeni salatalarında buluşuyor!


Nişantaşı Den’in menüsünde birbirinden lezzetli ve sağlıklı salatalar yer alıyor. Den’in salata menüsündeki Avokado ve Enginarlı Ispanak Salatası, Karamelize Sebze, Pancar Salatası, Detoks gibi hem hafif hem de lezzetli birer seçenek olmalarıyla dikkat çekiyorlar.



Nişantaşı Den bu kez de salatalarıyla karşınızda… Menüsüne hepsi birbirinden lezzetli ve sağlıklı farklı salatalar ekleyen Den, sağlığına düşkünlerinin de birinci tercihi olmaya hazırlanıyor. Avokado ve Enginarlı Ispanak Salatası, Keçi Peynirli Pancar Salatası, Detoks Salatası ve birçok farklı salatanın yer aldığı menüsü ile Den, Mim Kemal Öke Caddesi’nde dostlarını bekliyor.

Mükemmel mutfağının yer aldığı ve farklı lezzetlerin adresi Den Cafe’nin salataları lezzetiyle olduğu kadar hafifliğiyle de dikkat çekiyor. Avokado ve Enginarlı Ispanak Salatası, baby ıspanak yaprakları, brokoli, kuşkonmaz, cherry domates, küp küp kesilmiş havuç ve enginarların üstüne dilimlenmiş avokado ve özel sosu ile hazırlanıyor. Detoks Salatası’nda keten tohumundan, ay çekirdeğine, haşhaştan susama besleyici tahıllar, taptaze lahana, kabak, roka, havuç ve taze fasülye ile buluşarak çok özel bir tarifle müşterilerin beğenisine sunuluyor. Keçi Peynirli Pancar Salatası ise taptaze baby ıspanak yaprakları, pancar, keçi peyniri, kavrulmuş fındık ve portakallı vinaigrette sosu ile hafif ve lezzetli bir alternatif sunuyor. Bu arada fasülye, kabak, havuç, brüksel lahanası ve brokoliden oluşan Karamelize Sebze’yi de unutmamak lazım. Sağlıklı salataların yanı sıra Den’in özel otlu ayranı ve böğürtlenli limonatasını da tavsiye ederiz.



Nişantaşı Den, farklı konsepti ve iç mekân tasarımıyla İstanbul’un dikkat çekici restoranları arasında yerini aldı. Den’in keyifli ve eğlenceli ortamında yemek yerken yaşantınıza değil, günün koşuşturmacasına ara vererek, yemeğinizin keyfini çıkartıyorsunuz.

Adres: Mim Kemal Öke Caddesi 1/D, Nişantaşı

Tel: (0212) 224 24 70





Yaşasın Olivia!!




Yaz gününü aratmayan Cuma gününde çocukluk arkadaşım T'yle Beyoğlu'nda akşam yemeği için sözleştik. O kadar acıkmışız ki, Beyoğlu'na Tünel'den çıkacacağımız için zaman kaybetmemek adına Asmalımescit'e gittik. Asmalımescit'e vardığımızda saat 18.40'ı göstermesine rağmen oturacak yer bulmak imkansızdı. Sanki insanlar işe güce gitmemişler gibi, o saatte yemeklerini bitirmiş içkilerini yudumluyorlardı.

Kalabalığın arasından zar zor ulaştık Babylon'un sokağına. Niyetimiz Otto'da güzeeeeeeeel bir pizza yemek ve sonrasında lezzetli mi lezzetli suflesiyle kapanışı yapmaktı. Her yer tıklım tıklımken Otto'nun bomboş olmasını yadırgadığımızda aslında başımıza gelecek olan durumu tahmin etmeliymişiz. Bize menüleri getiren servis personeli, saat 20.00 için tüm masaların rezerve olduğunu söylediğinde saat 19.00 a geliyordu. Yaz-kış iş çıkış saatlerinden sonra iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalık bir mekan olan Otto'da ilk kez böyle bir tavırla karşılaştık, yer varsa vardır, yoksa da yer açılana kadar beklersiniz. Şimdi ne değişti ki??? Boşken bile bir saat sonrası düşünülerek resmen kovalanıyorsunuz??? Bir saatle sınırlandığımız ve böyle bir tavırla karşılaştığımız için kalktık. O arada T'nin aklına Miss Pizza geldi, orada 2-3 masa doluydu ve daha yerimize oturamadan yanımıza gelen servis personelinin yine hoş olmayan bir tavırla saat 20.00 için bütün masaların rezerve olduğunu söylemesi üzerine buradan da çıktık.

Kısacası iki kişinin 2 saat boyunca masayı tutmasındansa, saat 20.00'den sonra gelecek kalabalık gruplar, mekan işletmecilerine?! çok daha karlı geliyor gibi... Hiç de hoş olmayan bir tavırla karşılanan ve alenen "1 saat oturun, sonra kalkıp gidin" denilen iki müşteri ile hiç de küçümsenmeyecek sayıda müşteri kaybedeceklerinin farkında değiller. Bu işler böyledir, haksız mıyım??? İki kişiyle onlarca yeni müşteri kazanabilecekleri gibi onlarcasını da kaybedebilirler... Madem gerçekten?! rezerve, masalara rezerve yazısı koyun, kimseyi zor durumda bırakmayın? Ama yok, o bir saatte kaç kişi gelse ve yemek yese kardır, değil mi???

En başından Cihangir'e gitmeliydik diye söylene söylene yürürken, Tünel'de tramvayı yakaladık. Bahaneyle tramvay nostaljisi de yaşayıp, soluğu Olivia'da aldık. Burası ne kadar yoğun olursa olsun, asla bahsi geçen diğer iki işletmedeki gibi bir durumla karşılaşmazsınız. Olivia'yı sevmek için çooook geçerli nedenlerimiz var ; kaliteli hizmet, kaliteli servis ve kesinlikle kaliteli yemek! Servis personeli güler yüzlü, saygılı, servis oldukça hızlı. En kalabalık zamanında bile huzur var bu mekanda, kulağınızda fonda çalan birbirinden güzel şarkılar oluyor insan gürültüsü yerine. Ev yapımı makarna ve pizzalarının müdavimi olduğumuz Olivia'da, Bhr'la her fırsatta ilan ettiğimiz pizza günlerimizin klasikleşmiş lezzeti olan Argentina pizzanın yanına gouda peynirli Formaggi'yi de ekledik bu kez. Öyle lezzetliydi ki artık klasikler arasında başı çekecek gibi...

İyi ki varsın Olivia!


PnR

Beyaz Fırın’dan masal tadında pastalar…

Özel tasarım pastaları ile ünlü Beyaz Fırın, yaz dönemini birbirinden şık ve yeni pastalar ile karşılıyor. Evlilik hazırlığı yapan çiftlere en özel günlerinde pastalarıyla eşlik eden Beyaz Fırın, düğünleri unutulmaz kılıyor.


 

Butik pasta ekibi ve heykeltraşlar tarafından rengarenk şeker hamurlarıyla cup cake, show cake ve minyatür tekli pastalar olmak üzere farklı modellerde hazırlanan düğün pastaları hem eğlenceli, hem şık temalar sunuyor. Doğadan ilham alan kır ve deniz temaları, çılgın gelinler için enerjik ve canlı renklerdeki konseptler, romantizm ve sadelikten vazgeçmeyenler içinse dantelli, klasik temalar..


 

Evlilik hazırlığı yapan çiftler isterlerse hayallerindeki düğün pastasını Beyaz Fırın butik pasta ekibiyle birlikte de tasarlayabiliyor. Dilim fiyatları 8 - 15 TL arasında değişen Beyaz Fırın düğün pastaları en özel ve mutlu anlarınıza unutulmaz tatlarıyla eşlik ediyor.

http://www.beyazfirin.com/

9 Mayıs 2010

Anneler Günü






Tüm annelerin "Anneler Günü" kutlu olsun...



6 Mayıs 2010

Mövenpick Hotel Istanbul'da Anneler Günü Brunch'ı

Bu yıl annenize tatlı bir sürpriz yapmak için yorulmanıza gerek yok. Mövenpick Hotel Istanbul düzenlediği muhteşem brunch’ta anneleri ücretsiz ağırlıyor.



Mövenpick Hotel Istanbul, 9 Mayıs 2010’da anneler için mükemmel bir sürpriz hazırladı. AzzuR Restaurant’ta 11.30-15.00 saatleri arasında düzenlenecek olan Anneler Günü Brunch’ında; Türk kahvaltısının geleneksel çeşitleri, yöresel yemekler, Akdeniz mutfağından hafif ve sağlıklı örnekler ve baştan çıkarıcı tatlıları deneyebilirsiniz.
Lezzet ziyafetinin yanı sıra renkli kişiliği, komik hikayeleri ve performansına izleyicilerini de dahil etmesiyle ünlü olan Amerikalı sanatçı Larry O’Neill’in cazdan, blues’a, reggae, rock ve R&B’ye kadar uzanan performansı da sizleri bekliyor.

Annenizin sizin için önemini ifade edebilmenin en güzel yolu olan Anneler Günü Brunch’ında, tüm anneler Mövenpick Hotel Istanbul’un misafiri olacak ve annelerden brunch ücreti alınmayacak.* KDV dahil 85 TL olan Anneler Günü Brunch’ı 0-6 yaş arası çocuklara ücretsiz, 7-12 yaş arası çocuklar için ise %50 indirimlidir. * Brunch’ta en az iki ödeyen kişi ile birlikte olduğu takdirde anneler ücretsizdir.

Rezervasyon için: 0212 319 29 29’u arayabilirsiniz.

Sevgiyi Anlatmanın En Tatlı Yolu;Lindt Swiss Tradition

Anneler Günü’nde hayatınızın en önemli varlığı annenize sevginizi anlatmanın en şık ve tatlı yolu, Lindt’in eşsiz tadı Swiss Tradition serisinde saklı. Hediyelik altın rengi seçkin kutuları içinde hem lezzet hem de görsel bir şölen sunan Lindt Swiss Tradition ile bu özel günü unutulmaz kılacaksınız.


Çikolatayı yaratan marka Lindt’in başyapıtlarından biri olan Swiss Tradition, alkolsüz pralin çeşidi ile premium çikolatanın en iyi örneklerinden. Sürekli yeni tariflerle geliştrilen Lindt Swiss Tradition’ı, biricik annenize armağan edebilirsiniz.
Related Posts with Thumbnails